Gülay KUYUCU/ VAN, (DHA)- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "40 değil 400 yıl geçse de Türkiye'de barıştan başka bir şansımız yok. 40 yıl bu ülkenin enerjisi, ekonomisi boşa harcandı. On binlerce insanımız yaşamını yitirdi, gençlerimizin tabutlarını kaldırmak zorunda kaldık. Ama geldiğimiz nokta çatışmanın, şiddettin, baskının inkarın çare olmadığını ortaya koydu" dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin düzenlediği ‘Barış ve Demokratik Toplum’ mitingine katıldı. Musa Anter Parkı önünde ‘Tecrit Değil, Özgürlük Kazanacak’ sloganıyla düzenlenen mitinge Bakırhan'ın yanı sıra milletvekilleri, belediye başkanları ve il yöneticileri katıldı. Mitingde konuşan Bakırhan, "Çok bedeller ödediniz, çok acılar çektiniz. Ama bütün acılara rağmen, bugün burada barış, demokrasi diyorsunuz, Öcalan'ın öncülüğünü yaptığı demokratik toplum ve barış sürecine sahip çıkıyorsunuz. İşte bu ırkçılar, o bu sürece karşı çıkanlar o Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinin bu ülkeyi böleceğini söyleyenler, bu meydandan büyük dersler çıkarmalıdır. Van halkı, Kürt halkı bütün acılara rağmen bütün yaşanmışlıklara rağmen barış diyor. Biraz vicdan, biraz onur varsa, acıları yaşayan bu halkın barışa sahip çıktığı kadar sahip çıkarsınız" dedi.
‘BU SÜREÇ BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİDİR’
Türkiye'de barıştan başka şansın olmadığını belirten Bakırhan, "40 değil 400 yıl geçse de Türkiye'de barıştan başka bir şansımız yok. 40 yıl bu ülkenin enerjisi, ekonomisi boşa harcandı. On binlerce insanımız yaşamını yitirdi. Gençlerimizin tabutlarını kaldırmak zorunda kaldık. Ama geldiğimiz nokta çatışmanın, şiddettin, baskının inkarın çare olmadığını ortaya koydu. Onun için Öcalan'ın kapısını araladı. Bu barış sürecini başarıya ulaştırarak gençlerimizin yaşamını yitirmesini engelleyebiliriz. Bu ülkenin ekonomisine, enerjisini, demokrasi için daha iyi bir ekonomi için harcayabiliriz. Bu süreç bizim için çok kıymetlidir. Türkiye'nin dört bir yanında bugün burada olduğu gibi mitingler yapıyoruz, buluşmalar yapıyoruz. Barışa olan inancımızı ortaya koyuyoruz. Barış konusunda ne kadar samimi olduğumuzu gösteriyoruz. Geçmişin kaygılarıyla, acılarıyla davranmıyoruz. Barış, kaygıları, acıları unutmadan bir kenara koyarak geleceği inşa etmektir" dedi.
Öcalan'a tecrit uygulandığını belirten Bakırhan, "Öcalan dedik. Bu süreçte büyük emekleri oldu. Türkiye'yi aslında bir kaos ve kriz ortamından kurtarmak için bir kapı aralandı. Ama ne yapıyor? Tecrit uygulanıyor. Öcalan'a uygulanan tecrit barışa uygulanan tecrittir, hepimizedir. 86 milyon insanın barış umudunadır. Bir an önce bu tecrit ortamının kaldırılmasını, Öcalan'ın çalışma koşullarını toplumla buluşma koşullarını, fikirlerinin özgürce Türkiye'nin bütün dinamikleriyle paylaşması. Koşulları yaratılmalıdır. Bu koşullar yaratılmalıdır ki barış süreci başarıya ulaşsın" dedi.
Bazı kişilerin sabah akşam çözüm ve Öcalan karşıtlığı yaptığını söyleyen Bakırhan, "Bu ülke daha çok acı ve gözyaşı mı çeksin diye onlara soruyorum, derdiniz nedir? Lafı gevelemeden evirmeden çevirmeden Öcalan'ı ve bu süreci gerekçe yapmadan çıkın deyin ki, ‘biz barış sürecine karşıyız. Biz gençlerin yaşamına yitirmesi karşısında suskunluğumuzu devam ettiriyoruz’ deyin. Biraz samimiyete, ciddiyete davet ediyoruz. Emin olun tecrit kalkarsa Türkiye ve Ortadoğu'da barışın düğümü çözülür. Ne zaman ki İmralı’nın kapıları açıldıysa sular duruldu. Umutlar arttı. Barışa dönük Türkiye'de yaşayan 86 milyonun umudu büyüdü. Dolayısıyla tekrar umutların büyümesi, barışın gerçek anlamda bu topraklarda karşılığını bulması için tecrit meselesine bir çare ve bir çözüm bulunması gerekiyor. Evet, mecliste bir komisyon kuruldu, komisyon önemli, değerledir. Ama komisyon lafla değil icraatla konuşmalıdır. Komisyonun icraatları artık toplumda konuşulmalıdır. Komisyon barışı inşa etmelidir. Komisyon Öcalan'la bir an önce görüşmelidir. Öcalan'ın süreç hakkındaki düşüncelerini alarak, toplumla paylaşmalıdır. Komisyonun Öcalan'la görüşmesi Türkiye'nin geleceğimizin, demokrasinin hayrınadır.” ifadesini kullandı.
Mecliste komisyonda bulunan siyasi partilere de seslenen Bakırhan, "Fikirlerimiz, düşüncelerimiz ayrı olabilir. Ama barış konusunda barışa inanç konusunda hepimizin ortaklaşması gerekiyor. Ne istiyor Kürtler? Demokrasi, özgürlük, onurlu bir yurttaşlar olmak istiyor. Birlikte eşitçe yaşamak istiyor. Bunun neresi kötüdür? Bu sürece karşı çıkanlar neye karşı çıktıklarını acaba biliyorlar mı? Dolayısıyla bu sürecin başarıya ulaşması için Türkiye hep birlikte bu süreç karşısında kenetlenmeli, bu sürecin başarıya ulaştırarak Türkiye'nin ayaklarına vurulan 100 yıllık 50 yıl prangaları artık çıkarmalar" dedi.
SULHUN ZAMANI GELMEDİ Mİ?
Bakırhan, "Bir sözüm de ‘Yurtta sulh, cihanda sulh' diyen kardeşlerimedir. Van'dan onlara da sesleniyorum. Sulhun zamanı gelmedi mi? Evet dünyada sulhu sağlamak biraz zor. Ama emin olun Türkiye'de hiç bir dönemi olmadığı kadar sulhun zamanıdır. Yurtta sulh diyenleri de bu sürece katkı sunmaya, destek vermeye, bu süreci Van halkıyla birlikte yürütmeye davet ediyorum. Kırgınlıklarımızı, acılarımızı barışa bağışlayabiliriz. Çocuklarımıza, gençlerimize bir barış hediye edebiliriz. Yine bazıları da anketlere bakarak pozisyon belirlemeye çalışıyor. Anketlerle barış süreci yürümez. Anketlerle, barış sürecini okumak, Türkiye haklarına yapılacak en büyük haksızlıktır. Barış, bir anket konusu değildir. Barış hayatımızla, geleceğimizle ilgili olduğu için anketlerle, istatistiklerle değerlendirilemez. Diyelim ki barış sürecine destek azaldı. Ne yapacağız? Vites mi düşüreceğiz, vaz mı geçeceğiz? Önümüzdeki birkaç yıl için ülkenin geleceğini gençlerimizin geleceğini heba mı edeceğiz? İster DEM Parti, ister iktidar, ister muhalefet, eğer bu süreci anketlerle, koltuklarla, oy oranlarıyla değerlendiriyorsa yanlış yapıyor" diye konuştu. (DHA)