Umutcan ÖREN/ ANKARA, (DHA)- CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, "Bu komisyona şehit aileleri ve gazilerimizin davet edilmesi, Türkiye Barolar Birliği'nin, akademisyenlerin, bilim insanlarının davet edilmesi ve katkı sağlamaları CHP'nin en önemli hassasiyetlerinden bir kaçıdır" dedi.
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklama yaptı. Yücel, "Attığımız her adımı, şehitlerimizi, şehitlerimizin ailelerini ve gazilerimizi incitmemenin hassasiyetiyle attığımızın ve bundan sonra da öyle olacağının bir kez daha altını çiziyoruz. Kimse CHP'nin olduğu komisyondan korkmasın. CHP Anayasanın, üniter devletin, şehit aileleri ve gazilerimizin hassasiyetlerinin teminatıdır. Yine geçtiğimiz hafta gerçekleşen 2'nci toplantının gizli yapılması konusunda eleştiriler yöneltildi. Hatırlarsanız Erdoğan 'İsrail’in sıradaki hedefi Türkiye' dediğinde de Meclis gizli oturumda toplanmıştı. Meclis İç tüzüğüne göre ulusal güvenliği ilgilendiren konularda gizli oturum yapılabilir. Bu istisnai bir durumdur. Komisyonun 2'nci toplantısında İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve MİT Başkanı sunum yaptı. Dolayısıyla MİT’in sunum yaptığı bir toplantının gizli oturum olarak yapılması çok doğaldır. Ancak bu oturum CHP'nin başvurusuyla tam tutanak olarak tutanak altına alınmıştır. Yarın gerçekleştirilecek 3'üncü toplantıdan önce CHP’li komisyon üyelerimizce bir basın toplantısı yapılarak, CHP'nin yaptığı çalışmalar ve komisyona getirilecek önerilerin ana başlıklarını kamuoyuyla paylaşacaklardır. Örneğin bu komisyona şehit aileleri ve gazilerimizin davet edilmesi, Türkiye Barolar Birliği'nin, akademisyenlerin, bilim insanlarının davet edilmesi ve katkı sağlamaları CHP'nin en önemli hassasiyetlerinden bir kaçıdır. Şunun bilinmesini isteriz ki; ülkemizin ve milletimizin menfaatine olan her noktada CHP sorumluluk almaktan çekinmeyecektir" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE KADIN MEZARLIĞINA DÖNÜŞMÜŞTÜR'
Son dönemde yaşanan kadın cinayetlerine de değinen Deniz Yücel, "Türkiye türlü senaryolarla öldürülen kadınların ülkesi haline gelmiştir. Türkiye kadın mezarlığına dönüşmüştür. Bıkmadan usanmadan üstüne basa basa söylemeye devam edeceğiz ki kadın cinayetleri politiktir. Çünkü; 'Bir kereden bir şey olmaz' demek politik bir söylemdir. 'Kadın ile erkek eşit olamaz. Fıtrata aykırı' demek politik bir söylemdir. 'Kız mıdır kadın mıdır bilmem' demek politik bir söylemdir. 'Kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor' demek politik bir söylemdir. 'Kadın yüksek sesle kahkaha atmamalı, iffetsizliktir' demek politik bir söylemdir. 'Kadınların kariyeri anneliktir' demek politik bir söylemdir. Ve İstanbul Sözleşmesini feshetmek, AKP iktidarının almış olduğu politik bir karardır. Kadının yaşam hakkını korumamak AKP iktidarının politikasıdır. Kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini kınayarak, lanetleyerek, ah vah ederek geçiştiremezsiniz. Cezasızlık algısının katilleri yüreklendirdiği bu düzen son bulmalı. Kadını görmeyen, duymayan, koruma kararlarını uygulamayan, bir gece yarısı kararnamesiyle, tek imzayla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan AKP zihniyeti kadına yönelen şiddetin suç ortağıdır" dedi.
'SOKAĞIN SEFALETİ SANDIKTA SON BULACAK'
Yücel, halkın alım gücünün 7 ayda yüzde 20 azaldığını söyleyerek, "Hala masal anlatıyorlar. Türkiye’de hayatta kalmak, ciddi bir yaşam mücadelesine dönüşmüş durumda. AKP’nin rakamlarıyla sokağın gerçekleri örtüşmüyor. Memleket tel tel dökülüyor. 86 milyon sandığın önüne geleceği günü iple çekiyor. Sarayın şatafatı da, sokağın sefaleti de, bir sandıkla son bulacak, yakındır. Bu iktidar devletin temeline dinamit koymuştur. Adalet kavramının içini boşaltan, yargıya güveni neredeyse sıfırlayan, sadece ama sadece tek bir kişinin koltuğu için yargıyı çetelere teslim eden bir anlayışla mücadele ediyoruz. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in İBB soruşturmasıyla ilgili açıkladığı bilgi, yargı sistemine ve adalete güveni tamamen ortadan kaldıracak niteliktedir. İnsanlar haksız birtakım suçlamalarla tutuklanıyor. Bazı kişilerce, içerideki, cezaevindeki şüphelilerin, serbest bırakılma, yakınlarına kavuşma ümidi üzerinden bir pazar oluşturuluyor ve bunun için milyarlarca liralık bir sistem kuruluyor. Sistemin adı İBB Borsası. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in geçtiğimiz hafta adını verdiği Mehmet Yıldırım isimli avukat birçok şüphelini avukatlığını yapıyor. Bu soruşturmanın başından beri tüm avukatlara, yalnız tek bir şüpheliyle görüşebilirsin, tek bir şüphelinin avukatı olabilirsin diye bir sınırlama getiriliyor; ama bu avukata öyle bir sınırlama yok. Neden çünkü bu avukat özel yetkili. Savcılar adına pazarlık yapıyor, ümit tacirliği yapıyor. İşlediği suç en hafifinden nüfuz ticareti. Bir büyük yargı skandalı ile karşı karşıyayız. Bu şahıs Antalya’da gözaltına alınıyor. Adli kontrolle serbest bırakılıyor. Vatan Emniyet’e götürülmüyor, 1 gün bile gözaltında tutulmuyor. Mehmet Yıldırım’a 1 gün bile gözaltı yok, adli kontrolle serbest, diğer avukatlara Vatan Emniyet’te gözaltı ya da tutuklama. Mehmet Yıldırım’ı tutuklayamazlar; çünkü kendi adamları" diye konuştu. (DHA)