Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Amerika ziyaretimiz fevkaladenin fevkinde başarılı geçti

Aliekber METE/ ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Siyasetçisiyle, gazetecisiyle, yorumcusuyla muhalefetin tam bir cinnet halinde Amerika ziyaretimizi kötülemeye çalışmasının tek nedeni ziyaretin fevkaladenin fevkinde başarılı geçmiş olmasıdır. Onlar başka şeyler bekliyorlardı ama hevesleri kursaklarında kaldı, hayal kırıklığına uğradılar. Şimdi bunun öfkesiyle sağa sola saldırıyorlar ama ne yapsalar beyhude, güneşi balçıkla kapatamazlar. Hakikatlerin üzerini yalanlarla örtemezler. Bizim temel prensibimiz Türkiye'nin menfaatlerini her zeminde en güçlü şekilde savunmaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, TEKNOFEST 2025'in 13'üncü 17-21 Eylül tarihleri arasında İstanbul Atatürk Havalimanında düzenlendiğini hatırlatarak, "19 Eylül Cuma günü 'TEKNOFEST 2025'i ziyaret ederek gençlerimizin coşkusuna ortak olduk. Eserleriyle, fikirleriyle, projeleriyle Türkiye'nin istikbal projesine eşlik eden genç arkadaşlarımın tamamını ayrı ayrı tebrik ediyorum. TEKNOFEST nesli, tepki mirasını tıpkı miras olarak olgunluğa çevirecek; Alparslanlar, Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler gibi inşallah tarih yazacak, tarihi değiştirecek. Biz de bu gençliğin hayallerine ulaşmasını kolaylaştırmak için üzerimize ne düşüyorsa ziyadesiyle yapıyoruz ve yapacağız. Örneğin bu yılbaşında üniversite öğrencilerine yönelik geliştirilen İş- Kur gençlik programımızdan geçen dönem 100 bin öğrencimiz faydalandı. Bu dönemki kontenjanımızı yine 100 bin olarak ilan etmiştik ancak gençlerimizin programa yoğun teveccühü dolayısıyla bugünkü kabine toplantımızda kontenjanı 150 bine çıkarmayı kararlaştırdık. İnşallah 2028 yılı sonuna kadar toplam 1 milyon öğrencimizi İş-Kur Gençlik Programından faydalandırmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

'GENEL KURULA FİLİSTİN DAVASI DAMGASINI VURMUŞTUR'

Erdoğan, 80'inci Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na güçlü bir heyetle iştirak ettiklerini belirtti ve ziyareti en verimli şekilde değerlendirdiklerini söyledi. Erdoğan, "Türk-Amerikan toplumunun öncü isimlerinden Amerikan iş çevrelerine, düşünce kuruluşlarından uluslararası yatırımcılara kadar pek çok kesimle bir araya geldik. Bu toplantılarda özellikle Türkiye'nin sunduğu yatırım ve ticaret fırsatlarını misafirlerimize anlattık. Birleşmiş Milletler'in tam karşısındaki Türk Evi, diplomasinin kalbinin attığı bir merkez olarak yine göz doldu. Bir diğer dikkat çekici husus şudur; İsrail'in engelleme çabalarına rağmen 80'inci Genel Kurul’a Filistin davası damgasını vurmuştur. 22 Eylül pazartesi günü Fransa ve Suudi Arabistan eş başkanlığında düzenlenen, 'İki Devletli Çözüm Konferansına' ilgi oldukça yoğundu. Konferansa katılarak ülkemizin duruşunu çok net biçimde kayda geçirdik. Ertesi gün başbakanlık dönemim dahil 13'ncu defa Genel Kurul’a hitap ettim. Hitabımızda Gazze'de yaşanan ve artık soykırım boyutunu aşıp toplu kıyıma evrilen vahşete vurgu yaptık. Gazzeli kardeşlerimizin 23 aydır kesintisiz maruz kaldığı zulmü; rakamlarla, fotoğraflarla ortaya koyduk. Uluslararası toplumu İsrail'in Filistin halkına uyguladığı barbarlıklara karşı harekete geçmeye çağırdık. Gazze'deki katliamın yanı sıra Afrika'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Latin Amerika'ya Türkiye'nin dış politikasında özel yer tutan bölgelere yönelik mesajlar verdik" diye konuştu.

'TÜRKİYE, BÜYÜK İSRAİL PROJESİ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELLERDEN BİRİDİR'

Genel Kurul'da yaptığı konuşmanın Türk Dış politikasının özü olduğunu ifade eden Erdoğan, Suriye, Libya, Kuveyt, Endonezya, Fransa, Kanada ve Vietnam liderleriyle bir araya geldiklerini kaydetti. Erdoğan, "Gerek ikili görüşmelerimizle gerekse bu toplantılarda şuna bir kez daha şahitlik ettik; yolsuzluk soruşturmalarından dolayı iyice köşeye sıkışan Netanyahu'nun sırf koltuğunu korumak uğruna bölgeyi hatta dünyayı ateşe sürüklediğini artık hemen herkes kabul ediyor. Ortada bir devlet aklının değil kandan ve kaostan beslenen bir katliam kadrosunun olduğu çok net görülüyor. Bir avuç ülke dışında hemen hemen hiç kimse İsrail ve Netanyahu hükümetiyle yan yana gelmek, fotoğraf vermek istemiyor. 80'nci Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bunun bir nevi turnasolu oldu. Genel Kurul’da Birleşik Krallık ve Fransa'nın içinde yer aldığı 10 batılı ülke, 'Filistin'i tanıdıklarını' açıkladı. Her ne kadar gecikmiş de olsa Güvenlik Konseyi üyesi ülkenin Filistin Devleti'ni tanıması fevkalade önemlidir. Filistin'i tanıyan ülke sayısının 158 ulaşmasından, bu mücadelenin adeta öncülüğünü üstlenen bir ülke olarak büyük memnuniyet duyuyoruz. Tanıma ilk adım olarak elbette takdire şayandır. Bundan sonra yapılması gereken ise tanımanın hakkını vermektir. Bunun yolu da 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin vücut bulması için çaba harcamaktan geçiyor. Diğer türlü atılan adım eksik kalacaktır. İsrail'in tüm gayreti de zaten bunun içindir. Batı Şeria ilhak etme ve Gazze'yi insansızlaştırma politikalarının arka planında özgür Filistin Devleti ihtimalini tamamen yok etme niyeti vardır. Bunun da maksadı Büyük İsrail Projesini hayata geçirmektir. Burada şunu hiç çekinmeden açık açık ifade etmek durumundayım; Türkiye şu an her iki projenin de karşısındaki en büyük engellerden biridir. Ülkemizin ve şahsımızın son dönemde hedefe konulmasının esas sebebi kararlı duruşumuzu çok net ortaya koymamızdır. Ne küresel siyonist lobinin baskılarına, eyvallah ediyoruz ne de onların içimizdeki tetikçilerinin karalama kampanyalarına boyun eğiyoruz. Topraklarını özgürlüklerini ve onurlarını savunan Filistin halkının yanında dimdik duruyoruz" değerlendirmesinde ulundu.

'HÜKÜMETİMİZİN ÇOK BOYUTLU DIŞ POLİTİKASINI KAVRAYAMIYORLAR'

Erdoğan, Türkiye'nin özgürlük ve adalet için mücadele eden mazlumların yanında olduğunu vurgulayarak, "Bunu dost-düşman herkes de çok iyi bilmektedir. Bunu bilmeyen bilse bile kabullenemeyen bir tek ana muhalefettir. Daha düne kadar Orta Doğu'ya bakınca sadece bataklık görenlerin, Gazze'nin kahraman evlatlarına terörist iftirası atanların, 'Bize ne Gazze'den bize ne Suriye'den Libya'dan Somali'den' diyen vicdansızların, bugün çıkıp bizi eleştirmesinin zerre kadar kıymeti yoktur. Bunlar dün de gönül coğrafyamıza yabancıydı. Bugün de dünyanın ne olup bittiğinden habersizler. Bunlar dün de vizyonsuzdu, ufuksuzdu, kifayetsizdi, ülkemizin başarılarını çekemiyorlardı. Bugün de haset çukurunda debelenip duruyorlar. Hükümetimizin uyguladığı vicdanlı, ilkeli, itibarlı, cesur ve çok boyutlu dış politikayı bir türlü kavrayamıyorlar. Böyle giderse hiç anlamayacaklar. Ne diyelim? Yazık, gerçekten çok yazık, muhalefetin geçirdiği histeri nöbetleri karşısında bizim tavrımız yıllardan beri hiç değişmemiştir. Biz 86 milyonun emanetini taşıyoruz, yükümüz de vazifemiz de çok ağır. Nefesimizi boş işlerle, boş tartışmalarla, boş siyasetçilerle heba edemeyiz. Küçük düşünen, dış politikaya sığ bakan, yolsuzluklarına destekçi bulmak için batılı patronlarına, 'Sizin çıkarınızı en iyi biz koruruz' diye yalvaran zavallıları kaale almadık. Varsın gözünü kin ve nefret kaplamış muhterisler idrakinde olmasın. Bize Filistinli mazlumların duası yeter, bize Gazzeli masumların duası yeter. Filistin halkının ve milletimizin hayır duasına mazhar olabiliyorsak, onların takdirini alabiliyorsak ne mutlu bize, gerisi boştur" dedi.

'TEMEL PRENSİBİMİZ TÜRKİYE'NİN MENFAATLERİNİ EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE SAVUNMAKTIR'

ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmenin verimli geçtiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bir defa şunu altını çizerek özellikle belirtmek isterim; siyasetçisiyle, gazetecisiyle, yorumcusuyla muhalefetin tam bir cinnet halinde Amerika ziyaretimizi kötülemeye çalışmasının tek nedeni ziyaretin fevkaladenin fevkinde başarılı geçmiş olmasıdır. Onlar başka şeyler bekliyorlardı ama hevesleri kursaklarında kaldı, hayal kırıklığına uğradılar. Şimdi bunun öfkesiyle sağa sola saldırıyorlar ama ne yapsalar beyhude, güneşi balçıkla kapatamazlar. Hakikatlerin üzerini yalanlarla örtemezler. Bizim temel prensibimiz Türkiye'nin menfaatlerini her zeminde en güçlü şekilde savunmaktır. Milletimizin kısa, orta, uzun vadeli çıkarları neyi gerektiriyorsa biz 23 yıldır hep onu yaptık, yarın da aynısını yapacağız. Şayet biz muhalefetin ne dediğine baksaydık; Türkiye sahip olduğu altyapı ve üst yapı yatırımlarının hiçbirine bugün sahip olamazdı. Ne Marmaray olurdu, ne İstanbul Havalimanı olurdu, ne TOGG olurdu, ne hızlı trenler olurdu, ne 785 metre küplük Karadeniz gazının ne de Gabar'daki petrol rezervlerinin keşfi mümkün olurdu. Biz dış politikadan ulaştırmaya, enerjiden savunma sanayine, turizmden sağlığa her hamlemizi müzmin muhalefete rağmen başardık. Bunların ülkenin ve milletin hayrına bir cümle kurması ontolojik olarak mümkün değildir. Biz de böyle bir beklenti içinde değiliz."

Erdoğan, Türkiye ile ABD arasında imzalanan doğalgaz anlaşması ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye ekonomisi büyüdükçe yıllık enerji talebi de artmaktadır. Enerji sepetimizi genişletme çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bir taraftan arama ve sondaj faaliyetlerimizle kendi yeraltı kaynaklarımızı ortaya çıkarırken diğer taraftan kaynak çeşitlendirmesine gidiyoruz. Tek bir gayemiz vardır; o da Türkiye'nin artan enerji talebinin kesintisiz, sorunsuz ve güvenilir bir şekilde karşılanmasıdır. Rusya- Ukrayna Savaşı'nın ilk döneminde Avrupa'nın yaşadığı sıkıntılar bu politikamızın ne kadar isabetli olduğunu göstermiştir. İmzaladığımız sözleşmeler sayesinde hem sanayide çarkların dönmesini hem de vatandaşlarımızın kışı rahat geçirmesini sağladık. Diğer tedarikçi ülkeler gibi Amerika'yı da önemli bir ortak olarak görüyoruz. Doğalgaz ve nükleer enerjiye dair imzalanan mutabakat bu yönde atılmış çok stratejik bir adım olmuştur."

'ANA MUHALEFETİN SAÇMALIKLARINDAN ÖTE TÜRK HAVACILIĞINI GÜÇLENDİRECEK VİZYON BULUNUYOR

Türkiye'nin hava yolu taşımacılığın büyük bir mesafe kat ettiğini vurgulayan Erdoğan, THY'nin 22 yıl içerisinde uçak sayısını 65'ten 470'in üzerine çıktığını aktardı. Erdoğan, "Şirketimizin 2025 yılı hedefi ise 90 milyonun üzerinde yolcu taşımaktır. Filoya; 2006'da 100'ncü, 2012'de 200'ncü, 2016'da 300'ncü, 2023 yılında 400'ncü uçak katılmıştır. 500'ncü uçak da önümüzdeki aylarda filoya dahil olacaktır. Şirketimizin 100'ncü yılını kutlayacağı 2033 yılı filo hedefi ise 813 uçaktır. Gerek Airbus'a 2023'te verilen 335 uçak siparişi gerekse Eylül 2025'te Boeing firmasına verilen 225 uçaklık siparişi buna yönelik hazırlıklardır. Uçak almak muhalefetin sandığı gibi bakkaldan süt almaya benzemez. İhtiyacınızı belirleyecek, planlamasını yapacak, sonra görüşecek, pazarlık edecek ve neticede uzun müzakereler sonunda anlaşmaya varacaksınız. Aynı yaklaşım özel havacılık şirketlerimiz içinde geçerlidir. Yani ortada ana muhalefetin saçmalıklarından öte Türk havacılığını daha da güçlendirmeyi amaçlayan uzun vadeli bir vizyon bulunuyor. Tabii rüşvetsiz selam dahi almayanların bunu anlamasını beklemiyoruz. Gırtlaklarına kadar yolsuzluğa batanlara tavsiyemiz akıllarının ermediği konularda büyük laf etmesinler, bizi de lütfen kendileriyle karıştırmasınlar. Ana muhalefetin başındaki zatın görevi önüne gelene çamur atmak değil. Şayet yüreği yetiyorsa genel merkezinin 13'ncü katına kadar ulaştığı söylenen rüşvet çamurunu temizlemektir. Bunun dışında yaptığı her iş boştur. Havanda su dövmekten ibarettir. Sayın Trump ile yaptığımız görüşmenin olumlu sonuçlarını önümüzdeki dönemde hep beraber göreceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı.

'500 BİN SOSYAL KONUT İNŞA ETMEK İÇİN DÜĞMEYE BASIYORUZ'

Sanal bahis ve kumara ilişkin hazırlanan yol haritasının kabine toplantısında masaya yatırıldığını aktaran Erdoğan, devletin tüm kapasitesiyle sanal bahis ve kumarla mücadele edeceğini ifade etti. Sosyal Konut Projesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Çevre Bakanlığımız eliyle 81 ilimizin tamamında 500 bin sosyal konut inşa etmek için düğmeye basıyoruz. Bu projemizde de şehit ve gazilerimize, emeklilerimize, gençlerimize, 3 çocuğu olan ailelerimize özel bir kontenjan ayıracağız. Yine bu projemizde ilk kez kiralık konut uygulamasını TOKİ eliyle hayata geçireceğiz. Sosyal konutlarımızın bir kısmını vatandaşlarımıza uygun şartlarla kiralayacak dar gelirli ailelerimizi inşallah rahatlatacağız. 500 bin sosyal konut projemizde vatandaşlarımızın konuta ulaşımını çok daha uygun maliyetlerle kolaylaştırmış olacağız. Projemizin detaylarını önümüzdeki günlerde yapacağımız, '500 bin Sosyal Konut Tanıtım' programında milletimizle paylaşacağız" diye konuştu. (DHA)