ANKARA, (DHA)- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İmralı açıklamalarına ilişkin, "Lafı uzatmaya gerek yok; bunların hasreti kucaklaşmadan bitmeyecek. O yüzden salın gitsin. Bu Cumhuriyet'in gördüğü ilk ihanet değil, son da olmayacak. Ama büyük Türk milleti bir ihaneti daha not edecek. Gereğini de yapacaktır" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, devletin liyakatsizlikle, kurumların yolsuzlukla, kaynakların yağmayla, ekonominin yönetilen krizle tarumar edildiğini belirterek, "Sosyal hayat suçla sindiriliyor. Milli kimliğimiz çiğnenerek terbiye ediliyor. Siyaset de yargıyla dizayn ediliyor. Şüphesiz, bunu ilk defa yaşamıyoruz. Ancak bu ülkede siyaset yapmak, ilk defa böylesine marjinalleştiriliyor. Artık muhalefet etmek bile örgütlü suç sayılabiliyor. Türk milleti adına iddianame düzenlemekle görevli makamlar, iktidarın propaganda aygıtı gibi davranıp, iddianameleri de İletişim Başkanlığı açıklaması gibi hazırlıyor. 2024 yerel seçimleri şüphesiz bir milat oldu. İktidar kendini sorgulamak yerine, işine gelmeyen her siyasi partiyi, aktörü veya fikri terörize etti, çamura buladı. Biriken sorunlar, tepeydi artık dağ oldu, kayyım rejimin ta kendisi, Türkiye'de her alan da tarumar oldu. Siyaseti Silivri ve İmralı arasına kapatanlar ise Türk milletinin hiçbir sorunuyla artık ilgilenmediğinin ispatı oldu" dedi.
'YAPTIĞINIZ ŞEY İHANET FERMANIDIR'
'Terörsüz Türkiye' sürecine değinen Dervişoğlu, "Öcalan canisine verdiğiniz hiçbir paye, onun 'bebek katili' sıfatını ortadan kaldıramayacak, Türk milleti bu ihanetin hesabını er ya da geç mutlaka görecek ve soracaktır. Gazi Meclis'in başkanlığını yapmak yerine TBMM'nin meşruiyetini İmralı'ya paspas yapmanın taşlarını döşeyen Meclis Başkanını eskiden bilirdik ama artık tanıdık. Ancak iktidar cenahında böyle bir dolu figür var. Mesela saray dalkavuklarından başdanışman sıfatlı bir tanesi, Numan Kurtulmuş'tan feyz almış olacak ki teröristlere meşruiyet vermek için işi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar dayandırmıştır. Ahmaklık, kötülük ve ihanet birbirine o kadar yakın çizgilerdir ki bir noktadan sonra ayırmak imkansızdır. Kaldı ki ayırmakla uğraşmanın da bir manası yoktur. Bu komisyoncuların hepsi birdir ve aynıdır. Masada bulunma gerekçeleri farklı olsa da hedefleri birdir. Yöntemde mutmain, ihanette müşterektirler. Hepsinin aklı İmralı'dan, aldıkları emir okyanusun ta öbür tarafındadır. Bu çalışma hukuku uzmanı danışmanın, PKK affına Mustafa Kemal'den referans bulması oldukça yaratıcı. Doğrudur, daha kurtuluşun süngüsündeki kan, kuruluşun belgesindeki mürekkep kurumamışken sırtından hançerlenen Cumhuriyet, her şeye rağmen af çıkarmış ama isyancı başını muhatap almamış hükmünü boynuna asmıştır. Yani Cumhuriyet gereğini yapmıştır. Sizin Türkiye ile PKK'yı kaynaştırmak gafletinizin elbette yanından bile geçmemiştir. Sizin yaptığınız şey aslında bir ihanet fermanıdır" diye konuştu.
'İMRALI'DA İZMİHLALE KOŞUYORLAR'
Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dünkü 'İmralı' açıklamalarıyla ilgili de "İmralı feneri, Öcalan'a görüş izni istiyor, alkışçı mürettebat da izin verdiğini sanıyor. Anlaşılan o ki Cumhurbaşkanından izin alamadın, salondakilerden izin istiyorsun. Vah ki vah. Lafı uzatmaya gerek yok; bunların hasreti kucaklaşmadan bitmeyecek. O yüzden salın gitsin. Bu Cumhuriyet'in gördüğü ilk ihanet değil, son da olmayacak. Ama büyük Türk milleti bir ihaneti daha not edecek. Gereğini de yapacaktır. Mustafa Kemal'den aldıkları örnek, bir yere ayak basmaktan ibaret. O Samsun'a ilk adımını istiklale attı. Bunlar İmralı'da izmihlale koşuyorlar. Mustafa Kemal, Mudanya'da bozguna uğrattığı düşmana ateşkes imzalattı. Bunlar biçare hainle kucaklaşmaya Mudanya'dan gidiyorlar. Bandırma Vapuru'na binen kahramanların adını dillerinden düşürmezken, İmralı feribotuna binmek için can atıyorlar. Bitmiş tükenmiş terör örgütüne ve onun elebaşına can simidi atmaktan utanmıyorlar. Üç arkadaşıyla gidecekmiş. O halde tutmayın İmralı yolcularını, salın gitsin. Sana ipi attık anlamadın; o ip, aklının iplerini daha fazla salma diyeydi. Anlamadın, dilsiz uşağına astın. 'Benim dilimin kemiği yok' dedin. Bunu da fazlasıyla ispatladın. Artık vakit tamam. En erkeninden düş yola; ihanet bir ömür sürer, kavuşmak bir dakika. Sana can simidi atmak isterdim ama madem aklının iplerini saldın, gemileri de yaktın, 'Bu yolun dönüşü olmasın' demektesin. Madem alayınız bu yolda bir nefer, her biriniz artık Kandil, her biriniz artık İmralı; alayınıza uğurlar ola. İmralı'ya gidecekmiş. Millete ihanet edenin ayağına gidip hayaller kuracağına, milletin yanına git de gerçekleri gör. İmralı'ya gidip canibaşıyla hasbihal edeceğine, genel merkezinin karşısında bir pazar var git de milletin halini hatırını sor. Teröristin derdini merak edeceğine, gençlerin halini merak et" ifadelerini kullandı.
'42 MİLYON VATANDAŞIMIZ BANKALARA BORÇLU'
Ekonomiye değinen Dervişoğlu, icra dairelerindeki dosya sayısının 25 milyona dayandığını, milletin borç batağında olduğunu, kredi ve kredi kartlarındaki batık oranının rekor kırdığını öne sürerek, "Resmi rakamlara göre 42 milyon vatandaşımız bankalara borçlu. Ev ekonomisinde çarklar dönmüyor. 10 yıl önce Türkiye'nin toplam faiz ödemeleri 50 milyar liraydı. 2026 yılı bütçesindeyse 2 trilyon 742 milyar lira öngörülüyor. Sözüm ona faize karşılar ama milletin sırtına bindirdikleri faiz yükü 55 kat. Bu yük emekçinin hakkından çalıyor, emeklinin hakkından çalıyor, gençlerin hakkından çalıyor. Eğer milletimiz için iyi bir şey yapmak istiyorsanız bunları düşünün. Mağrurların peşine takılacağınıza, Türk milletini mağdur eden caninin yanına koşacağınıza, Türk milletiyle hemhal ol. Bu iktidarın anlayışıyla hayatın her alanına egemen olan ahlaksızlıklarla uğraşın mesela. Memleketi getirdiğiniz yere bir bakın; diplomalar sahte, kimlikler sahte, iktidar sahte, yüzler sahte. Suçlular aklanıyor, teröristler aklanıyor, kara para aklanıyor. Hukuk çiğneniyor, nizam çiğneniyor, milletin canı, malı, izzetinefsi çiğneniyor. Yanarak ölen biziz, göçükte ölen biz; çalışırken ölen biziz, yolda ölen biz. Artık başıboşluk öyle bir aşamada ki milletimiz ekmeğini kazanmak için ölüyor, ekmeğini yerken ölüyor. Hayatlar, iki lokma ekmek arasında sönüp gidiyor" değerlendirmesinde bulundu. (DHA)