Politika

Destici: Sumud Filosu'ndaki gönüllüler derhal serbest bırakılmalıdır

Gizem KARADAĞ-Ali Oğulcan ARSLAN/ANKARA, (DHA)- BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Sumud Filosu’nda yer alan hiçbir gönüllünün kılına dahi zarar gelmeden derhal serbest bırakılmalıdır. Terörist İsrail’i ve onun başındaki katil Netanyahu ve soykırımcı kabinesini lanetliyorum. Gazze’ye ulaşamamış olsalar da Sumud Filosu görevini yapmıştır. Bütün dünyayı ayağa kaldırmıştır. Orada yer alan bütün insanlara başta kendi vatandaşlarımız olmak üzere şahsım, camiam ve insanlık adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.

BBP lideri Mustafa Destici, düzenlediği basın toplantısında konuştu. Destici, “46 ülkeden yüzlerce gönüllü Gazze’ye yardım götürmek için yola çıktılar. Bunların içerisinde 50’ye yakın Türk vatandaşı var. Birkaç gündür katil Netanyahu’nun emriyle Sumud Filosu’na İsrail askeri bir müdahalede bulundu. Bizim beklentimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz elbette girişimlerini yapıyordur; ama bir an önce şu anda İsrail’in elinde bulunan 48 Türk vatandaşının derhal serbest bırakılmasıdır. Aynı şekilde diğer ülke vatandaşı olan aktivistlerin, mazlumların yanında duran bu kişilerin derhal bırakılması gerekiyor. Türkiye ve barıştan yana olan bütün ülkelerin burada ortak bir adım atması elzem hale gelmiştir. İslam İş Birliği Teşkilatı maalesef bu iki yılda sınıfta kalmıştır. Sumud Filosu’nda yer alan hiçbir gönüllünün kılına dahi zarar gelmeden derhal serbest bırakılmalıdır. Ayrıca terörist İsrail Devleti uluslararası sularda bu müdahaleyi gerçekleştirmiş, gemilere el koymuştur ve hukuksuzluk yapmıştır. Bununla ilgili de mutlaka soykırım ile ilgili İsrail aleyhinde bir mahkeme süreci başlatılmışsa, bu hadiseyle ilgili de Uluslararası Ceza Mahkemelerinde dava edilmeli ve yargılanmalıdır ki, bundan sonra İsrail başta olmak üzere hiçbir devlet bu tür uluslararası hukuksuzluklara cesaret edememelidir. Bugün buna müdahale edilmezse, yarın sıranın kime geleceği hiç belli olmayacaktır. Terörist İsrail’i ve onun başındaki katil Netanyahu ve soykırımcı kabinesini lanetliyorum. Gazze’ye ulaşamamış olsalar da Sumud Filosu görevini yapmıştır. Bütün dünyayı ayağa kaldırmıştır. Orada yer alan bütün insanlara başta kendi vatandaşlarımız olmak üzere şahsım, camiam ve insanlık adına şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:

“PKK dediğimiz kanlı terör örgütü tüm yapıları, tüm silahları ve tüm gücüyle hala faaliyetlerine devam ediyor. Bu süreçten dolayı Türkiye’ye yönelik bir eylem gerçekleşmiyor. Ama Suriye’de bağımsız bir devlet olma yolunda attıkları adımdan asla vazgeçmiyorlar. ABD’nin Ankara’da bir büyükelçisi var. Aynı zamanda Suriye temsilcisi. Adam eşek arısı gibi bir sokuyor, çıkarıyor ondan sonra belli bir süre sessizliğe bir bal arısına dönüşüyor. Aradan bir süre geçiyor bir daha eşek arısı gibi sokuyor, ondan sonra tekrar bal arısına dönüşüyor. Önce diyor ki, Suriye’deki PKK yapısı ile ilgili ‘eğer entegre olmazlarsa Türkiye’nin müdahale hakkı olur’ diyor. Aradan belli bir süre geçiyor. SDG’ye desteğimiz sürecek diyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde de biliyorsunuz bir meşruiyet tartışması açıyor. Daha sonra Türkiye’nin gönlünü alacak başka şeyler söylüyor. Dolayısıyla ona güvenerek bir yol haritası belirleyemeyiz. DEM Partililerin ağızlarından demokrasi, insan hakları ama onlarda aynı Tom Barrack gibi arada eşek arılığı yapmaya devam ediyorlar. Büyük bir hadsizlikle mecliste ne diyor; Kürt ve Türk halklarının kardeşliği. Hainler topluluğu, kulaklarınızı açın ve iyi dinleyin. Evet bu ülkede Kürtler var, Türkmenler var, Avşarlar, Çerkezler, Lazlar, Arnavutlar, Araplar, Boşnaklar var. Ama bu milletin adı Türk milletidir. Bu devletin adı da Türk Devleti’dir. Siz değil, geçmişte olduğu gibi yedi düvel üzerimize çullansa yine Türk milletiyiz yine Türk Devleti’yiz. Bunu herkesin aklına koyması lazım. Söyleyin niyetinizi, nedir kardeşim siz ne istiyorsunuz? Söyleyin bu milletten bir cevabını alın. Siz bu milletin adının değişmesini mi istiyorsunuz? İstiyorsunuz söyleyin, yüreğiniz yetiyorsa söyleyin. Siz bu milletin dilinin değişmesini mi istiyorsunuz ya da resmi ve eğitim dilinin yanına başka bir dil gelmesini mi istiyorsunuz? Bunu söyleyin. Yüreğiniz yetiyorsa açıktan söyleyin.”