Genel

Doğuştan absolut kulak otizmli Emre, müzik yeteneğiyle güzel sanatları hedefliyor

Memet Can YEŞİLBAŞ/BURSA, (DHA)- BURSA’da Emre Karaduman (23), doğuştan milyonda bir görülen absolut (kusursuz) kulağa sahip ve otizm spektrum bozukluğundan biri olan 'Asperger sendromu' ile dünyaya geldi. 9 yaşındayken piyano çalmaya başlayan ve doğada duyduğu her sesi notalara dökebilen Karaduman, aynı anda çıkarılan 5 sesin hangi notalara ait olduğunu da bilebiliyor. Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitiren Emre’nin en büyük hedefi, güzel sanatlar fakültesinde eğitim alarak müzik yolculuğunu profesyonel şekilde devam ettirmek.

Kentte, 2001 yılında evlenen Pınar (47) ve Kemal Karaduman (50) çiftinin ilk çocukları Emre Karaduman’a, annesinin fark edip doktora başvurması üzerine, 2 yaşında otizm spektrum bozukluğunun bir türü olan ‘Asperger sendromu’ tanısı konuldu. Otizm hakkında kapsamlı araştırmalar yapan Pınar Karaduman, oğlunun ilkokul yıllarında flüt çalmaya olan ilgisini fark etti. Öğretmenlerinin de yönlendirmesiyle aile 9 yaşındayken oğullarına piyano aldı. Annesiyle birlikte piyanoda ilk notalarını çalmayı öğrenen Emre, özel piyano dersleri almaya başladı. Bu süreçte öğretmenleri tarafından Emre’nin, duyulan bir notayı bir referans almadan, başka bir notayla karşılaştırmadan tanıyabilme (Absolut kulak) yeteneğine sahip olduğu anlaşıldı. Özel yetenek sınavıyla öğrenci alan Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitiren Emre Karaduman, doğada duyduğu her sesi notalara dökebilirken, aynı anda çalınan 5 sesin, hangi notaya ait olduğunu da bilebiliyor. Piyanosunda bir kere çaldığı eseri unutmadan tekrar çalan Emre Karaduman’ın en büyük hayali ise güzel sanatlar fakültesinde eğitim alarak, müzik yolculuğuna profesyonel bir şekilde devam edebilmek.

HANGİ TARİHİN HANGİ GÜNE DENK GELDİĞİNİ SÖYLÜYOR

Wolfgang Amadeus Mozart, Frederik Chopin ve Ludwig van Beethoven gibi bestecilerin eserlerini çalmaktan büyük bir mutluluk duyan Karaduman’ın yalnızca müzikte değil, farklı alanlarda da dikkat çekici yetenekleri var. Emre Karaduman, kendisine herhangi bir tarih söylendiğinde, o tarihin haftanın hangi gününe denk geldiğini hemen söyleyebiliyor. Ayrıca bir kez gittiği adresi unutmadan hafızasında tutabiliyor.

‘PİYANO ÇALARKEN KENDİMİ ÇOK HUZURLU HİSSEDİYORUM’

İlkokulda çalmayı öğrendiği flüt ile tanıştığı müziği, piyano çalmaya başlayınca hayatının merkezine aldığını söyleyen Emre Karaduman, “Piyano çalmaya da 9 yaşında başladım ve piyano çalmak bana nasip oldu. Çocukken aklımda müzik yoktu. Piyano hayatıma girdikten sonra müziği düşünmeye başladım. Ben piyano çalarken kendimi çok iyi ve huzurlu hissediyorum. Müziği en iyi ve mükemmel şekilde yapmak istiyorum. Ama fazla mükemmeliyetçilik yıpratabiliyor ve yoruyor. Seyirciler beni alkışladığı zaman içim rahatlıyor ve huzurlu oluyorum. Yeteneğim beğenilip alkışlandığım zaman çok mutlu oluyorum. Wolfgang Amadeus Mozart, Frederik Chopin ve Ludwig van Beethoven gibi sanatçıların eserlerini çalmaktan da mutlu oluyorum. Ben doğuştan absolut kulak sahibiyim. Duyduğum her sesi notaya çevirebiliyorum. Güzel sanatlar fakültesinde okuyarak, gelecekte İstanbul'da konser vermek istiyorum” dedi.

‘ÖZEL BİR ÇOCUK OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE ÇOK KORKTUM’

2 çocuk sahibi Pınar Karaduman ise oğluna otizm teşhisi konulduğunda önce çok korktuğunu söyleyerek, “Emre’den 6 yaş küçük bir oğlumuz daha var. Emre’nin bebekken davranış, bakış ve hareketlerinde yaşıtlarına göre bir farklılık olduğunu fark ettim. Doktora başvurduğumuzda Emre’ye 2 yaşındayken otizmin spektrum bozukluğunun çeşitlerinden olan asperger tanısı kondu. O dönem bizim için oldukça zordu. 2002 yıllarında otizm çok bilinen bir durum değildi. Ben de bir sağlık personeli olmama rağmen, bu konuda yeterli bilgiye sahip değildim. Emre’nin özel bir çocuk olduğunu öğrendiğimde çok korktum. Bu durumun üstesinden nasıl geleceğimi bilmiyordum. Ancak otizmin çok geniş bir yelpaze olduğunu öğrenince, önce kendimi bu konuda eğitmeye başladım” diye konuştu.

‘OKUYABİLİYOR AMA KONUŞAMIYORDU’

Emre’nin çocukken çok hareketli bir çocuk olduğunu belirten anne Karaduman, “Emre’nin çocukken enerjisini doğru yönlendirebilmek için park alanları, doğa etkinlikleri ve evde eğitim ortamları oluşturduk. Eve trambolin kurduk, küçük bir havuz yaptık. Özel çocukların enerjilerini atmaları için mutlaka fırsat vermek gerekiyor. Emre 7 yaşında konuşmaya başladı ama öncesinde okuyabiliyordu. İlginç bir şekilde konuşamıyor ama okuyabiliyordu. İlkokul birinci sınıftayken İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ezbere okuyabiliyordu, fakat bana ‘Anne’ diyemiyordu. İlkokul süreci bizim için dönüm noktası oldu. Öğretmenimiz Emre’yle çok ilgiliydi ve sınıf arkadaşları da onu farklı görmüyorlardı. Her etkinliğe katıldı, arkadaş çevresiyle güzel bir uyum sağladı. Özellikle annelere bu süreçte büyük görev düşüyor. Bir kelimeyi öğretmek için üç gün tekrarladığım zamanlar oldu. Doğru eğitim ve sabırla bu çocuklar çok güzel yerlere gelebiliyorlar” ifadelerini kullandı.

‘TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİMİ ALIYOR VE BAĞLAMA ÇALIYOR’

Oğlunun müziğe olan yeteneğini fark ettiğinde bu alana yoğunlaşmasını sağladığını belirten Pınar Karaduman, “Görsel hafızası ve ezberi çok güçlüydü. Emre’nin müziğe olan yeteneğini ilk fark eden kişi bendim. ‘Acaba piyano da çalabilir mi?’ diye düşünerek, eve bir piyano aldık. Küçük notalarla birlikte çalışmaya başladık ve sonrasında hocalarımızdan destek aldık. Müzik, Emre için adeta bir dönüm noktası oldu. Piyano çalmaya başladıktan kısa bir süre sonra eğitimcileri onun absolut kulağa sahip olduğunu söylediler. Bu, duyduğu her sesi nota olarak ayırt edebilmesi anlamına geliyordu. Ardından yetenek sınavıyla Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’ne girdi ve eğitimine evde de devam etti. Şu anda Bursa Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı’nda Türk müziği eğitimi alıyor ve bağlama çalıyor” dedi.

‘BİR KERE GİTTİĞİ ADRESİ UNUTMUYOR’

Emre’nin yeteneğinin sadece müzikle sınırlı olmadığını da söyleyen Pınar Karaduman, şöyle konuştu:

“Oğlum, zeka küplerini çözmeyi seviyor. Bir formülünü gördüğünde hemen kendi kendine çözebiliyor. Ayrıca görsel hafızası çok güçlü, bir yere yalnızca bir kez gitmesi yeterli oluyor. Örneğin, bir adrese bir kez gittikten sonra sizi oraya tekrar götürebiliyor. Emre’nin farklı bir yeteneği daha var. Ona herhangi bir tarih söylediğinizde o tarihin haftanın hangi gününe denk geldiğini söyleyebiliyor. Nasıl hesapladığını ben de bilmiyorum. İlkokula başladığında Emre’yi yalnızca bir kez metroya bindirdik, daha sonra kendi başına okula gidip geldi. Başta tedbir amaçlı takip ettik ama hiçbir sorun yaşamadığını fark ettik. Kişisel bakımını da zamanla öğrendi ve kendi yaşamında bağımsız hale geldi.”

'MÜZİKLE İÇ İÇE BİR ÇOCUK'

Emre’nin, Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) barajı da geçtiğini belirten Karaduman, “YKS barajını geçmek bu tür özel çocuklar için oldukça zor olmasına rağmen, Emre bunu da başardı. İki yıl boyunca birçok üniversitenin yetenek sınavlarına girdi. Engelli kontenjanları açılmasına rağmen bir şekilde elendi, ancak pes etmedi. En büyük hayali Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okumak. Şimdi konservatuvarda eğitimine devam ediyor ve biz YKS ile fakülte sınavlarına girmeyi sürdüreceğiz. Emre müzikle iç içe bir çocuk. Hayatına da müzikle devam edeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. (DHA)