Genel

Ev kadınıydı, eşi hastalanınca iş kadını oldu, 25 kişiye istihdam sağlıyor

Yusuf YILDIZ-Eser PAZARBAŞI/ADANA, (DHA)- ADANA'da yaşayan Teslime Sakarya (50), 7 yıl önce eşinin mide kanseri olması nedeniyle ticarete atılarak açtığı bici bici dükkanında, aralarında engelli kızının da bulunduğu 25 kişiye iş imkanı sağladı.

Kentte yaşayan biri engelli 5 çocuk sahibi Teslime Sakarya, 7 yıl önce serbest muhasebeci olan eşi Abdullah Sakarya (52) mide kanseri nedeniyle çalışamaz hale gelince, Seyhan Baraj Gölü kıyısında yöresel tatlı olan bici bici satmaya başladı. Hem evi geçindiren hem de eşi ve çocuklarıyla ilgilenen Sakarya, bir süre sonra iş yerini büyütüp, engelli kızı Esma'nın da aralarında olduğu 25 kişiyi istihdam eder hale geldi.

Toros Dağları'nda yörük bir ailenin kızı olarak büyüdüğünü ve 12 yaşında şehir merkezinde yaşamaya başladığını anlatan Teslime Sakarya, "Bu işin elbette çok zorlukları var. Bazen ay sonunda başa baş çıkıyorum ama çalışanlarımın maaşlarını ödeyebilmenin gururunu yaşıyorum. Her insanda Allah’ın verdiği muhteşem kabiliyetler var; erkek ya da kadın fark etmiyor. Sadece bu kabiliyetleri ortaya çıkaracak alanlarımız olmayabiliyor. Ben de potansiyelimi geç fark ettim. ‘Bici bici erkek işi’ dediler, ama ben yaptım ve şu an çok seviliyor. Daha önce hiç bilmediğim bir işi, işletmeciliği yaptım ve başardım. Ayrıca çiftçilikle de uğraşıp kiraz yetiştiriyorum. Kadınlar da denesin; insan neyi başarabileceğini denemeden bilemez" dedi.

20 farklı aromalı bici bici üreten Teslime Sakarya, ürünleri hazırlarken eşinin hastalığını göz önünde bulundurduğunu belirtti. Sakarya, “Adana’da bici bici, kırmızı şerbetle yapılan bilinen bir tatlıdır. Biz ise doğal ve organik üretime önem verdiğimiz için, eşimin kanser hastalığını dikkate alarak daha sağlıklı bir alternatif geliştirdik. Karadut suyu ve pekmez gibi katkısız ürünler kullanarak karadutlu biciyi menümüze ekledik. Bu, en popüler bicimiz oldu. 'Anam Babam Usulü Bici’, ’Süslü Kız’, 'I Love You Bici' gibi isimlerle tatlıyı renklendirdik. Müşteriler tatlıyı yemeden keyifleniyor, bu da bizi mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.

‘ENGELLİ ÇOCUĞU BÜYÜTMEK İĞNEYLE KUYU KAZMAYA BENZİYOR’

Engelli kızına sosyal alan yarattığını ve onu motive ettiğini aktaran Sakarya, deneyimlerini engelli çocuğu olan diğer annelerle de paylaştığını belirterek, "Hayatta zor olsa da olumsuzluklara takılmadan çözüm üretmek ve pozitif kalmak önemli. Kızım doğduğunda 7 aylıktı, bugün 22 yaşında. Doğduğunda ‘Asla üzülmeyeceğim’ dedim. Çünkü üzülürsem, psikolojim bozulursa, ne yapacağımı bilemez hale gelirsem ona da faydam olmazdı. Üstelik diğer sağlıklı çocuklarımın hakkına da girmiş olurdum. O günden sonra mücadele ettim. Engelli çocuğu büyütmek, iğneyle kuyu kazmaya benzer. Sağlıklı çocuk anneleri kazmayla, kürekle, makineyle ilerler ama engelli çocuk anneleri iğne ucu kadar yol alır. Ben kızımı o şekilde büyüttüm. Şimdi yanımda, buraya geliyor, ona maaş veriyorum. Sosyal bir ortamı oldu, çok seviyor burayı" diye konuştu.

TOROSLAR'DA BAHÇE ALIP ÇİFTÇİLİĞE BAŞLADI

Sakarya, evlendikten sonra hem şehir yaşamını hem de doğal hayatı sürdürdüğünü ve çocuklarına da bu şekilde yaşamayı öğrettiğini söyledi. Sakarya, “Adana’ya ilk kez 12 yaşında geldim. Hem burada yaşadım hem de Toroslar’daki yaşamımı özlediğim için oradan bir bahçe aldım ve kiraz ağaçları diktim. Fidanları dikip sulayarak 25 yıl boyunca hem onların meyvelerini hem de çocuklarımı birlikte büyüttüm. Eşim bu konuda bana çok destek oldu. Şehir hayatından Toroslar’a gitmek, 5 çocukla çok meşakkatli bir iş olmasına rağmen, maddi manevi hep yanımdaydı. Çocuklarımla birlikte büyüdüm. Doğal ortamla şehir hayatını bir arada götürdüm. Eşim de çok şükür kanseri yendi, sağlığına kavuştu. Başarılı olduğumu düşünüyorum. Çünkü herkesin yaptığı değil, kimsenin yapamadığı şey asıl başarıdır. 1800 rakımda ‘Hiçbir şey yetişmez’ denilen yerde kiraz ağacı yetiştirdim. Türkiye’de kalite değeri yüksek, muhteşem ve son turfanda kirazlar yetiştirdim" dedi. (DHA)