İstanbul

İstanbul - Prof. Dr. Nakamura: İmmünoterapi kanser tedavilerinde oyun değiştirici

Özlem YURTÇU KARABULUT/İSTANBUL, (DHA)- GENETİK ve kişiye özel kanser tedavileri konusunda yaptığı çalışmalarla bilinen, kanser genetiğinin kurucularından kabul edilen Japon biliminsanı Prof. Dr. Yusuke Nakamura, pankreas kanserine umut ışığı olacak son çalışmaları hakkında konuştu. Prof. Dr. Nakamura, üzerinde çalıştığı ve bu yıl yayınlanan son araştırmasından bahsederek halk arasında kanser aşısı olarak da bilinen immünoterapi sayesinde ileri evre 7 pankreas kanseri hastasında, 5 yıldan fazla sağ kalım elde etmeyi başardıklarını açıkladı. Prof. Dr. Nakamura, immünoterapinin kanser tedavilerinde oyun değiştirici rolü olduğunu ve 5 yıl içinde klasik tedavilerin önüne geçeceğini kaydetti. Prof. Dr. Nakamura, "İmmünoterapinin kansere çare olma oranı daha da yükselecek" dedi.

Genetik bilimindeki önemli ve son gelişmelerin konuşulduğu ve üç kıtadan alanında en önemli biliminsanlarının katıldığı ALIS 2025, 16-18 Mayıs tarihleri arasında Acıbadem Üniveresitesi'nde 8’inci kez düzenlendi. Kanser genetiğinde dünyanın en önemli isimleri arasında yer alan Japon Kanser Araştırma Vakfı (Japanese Foundation for Cancer Research), Kanser Hassas Tıp Merkezi Direktörü ve Tokyo Üniversitesi Tıp Bilimleri Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapan Japon biliminsanı Prof. Dr. Yusuke Nakamura da, ALIS 2025’e konuşmacı olarak katılmak üzere İstanbul’a gelen biliminsanları arasında yer aldı. Prof. Dr. Nakamura, kanser tedavisindeki son gelişmeler hakkında Demirören Haber Ajansı’na önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Nakamura, genetik bilimindeki ilerleme sayesinde artık immünoterapi (bağışıklık sisteminin kansere karşı eğitilmesi uyarılması) gibi yeni nesil kanser tedavileri sayesinde hastalarda daha az yan etkiyle daha uzun sağ kalım elde edilmeye başlandığını kaydetti. Kolon ve pankreas kanseri tedavisinde devrim yaratacak son çalışmalarından da bahseden Prof. Dr. Nakamura, klasik kemoterapilere nazaran daha az yan etkisi olan ve hastalara daha konforlu bir tedavi imkanı sağlayan kişisel immünoterapinin, kanser tedavilerinde oyun değiştirici hale geldiğini vurguladı.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ TÜMÖRLE SAVAŞTA EĞİTİYOR

Prof. Dr. Nakamura ve ekibi, pankreas kanseri hastaları için kişiye özel bir aşı geliştirerek bağışıklık sistemini pankreas kanseri hücrelerine karşı harekete geçirmeyi başardı. Bu aşı, kanser hücrelerindeki özel işaretleri (neoantijenler) tanıyıp bağışıklık sistemini uyarıyor. 'Neo-P DC' aşısı bir immünoterapi yöntemi olarak dikkat çekiyor. Özellikle dendritik hücreleri kullanarak vücudun savunma hücreleri olarak bilinen T hücrelerini, kanser hücrelerine karşı eğitip saldırıya teşvik ediyor. Bu kişiselleştirilmiş immünoterapiyle bağışıklık sisteminin kanserle savaşma gücünün artırılması hedefleniyor. Prof. Dr. Nakamura ve ekibi, ameliyat olmuş 16 hastadan 13’ünde bu aşıyla, bağışıklık sistemini kansere karşı güçlendirdi. Aşıyı düzenli alan 7 hastadan sadece biri tekrar hastalandı ve 5 yıldan uzun bir süre boyunca hastalardan hiçbiri hayatını kaybetmedi. Prof. Dr. Nakamura ve ekibinin geliştirdiği bu yeni tedavi genetik bilimi sayesinde çalışıyor. Çünkü aşı, kolon ve pankreas kanserlerinde sık görülen bazı hatalı genlerden ortaya çıkan işaretleri (neoantijenler) hedef alan özel antikorlar ve T hücre reseptörleri üretiyor. Henüz araştırma aşamasında bu yeni aşının, ölümcül seyreden pankreas ve kolon kanseri hastaları için umut olacağı düşünülüyor.

JAPONYA’DA KOLON KANSERİNDEN ÖLÜMLER KADINLARDA BİRİNCİ SIRADA

Kendi annesini de kolon kanserinden kaybeden ve bu nedenle kanser araştırmalarını özellikle kolon kanseri üzerinde yoğunlaştıran Prof. Dr. Nakamura, "Annemin son 1 yıl içerisinde çok acı çektiğine şahit oldum. Çok yan etki yaşadı. Ayrıca Japonya'da özellikle Batı tipi beslenme (fast food ) ve gıdaların tüketimi arttığından beri meme, kolon ve prostat kanserinde ciddi bir artış yaşıyoruz. Örneğin kolon kanseri kadınlarda en büyük ölüm nedenlerinden biri haline geldi. Burada hangi gıdalar hormonlar için iyi, hangileri bu hormonlara bağlı kanser oranını artırıyor iyi tespit etmemiz gerekli. Fast food, kırmızı et, işlenmiş et, özellikle kolon ve meme kanserini artırıyor. Japonya'da meme ve kolon kanseri oranları eskiden çok düşüktü. Şimdi, hem çevre hem de tükettiğimiz gıdalar bu kanserleri büyük ölçüde artıran faktörler oldu" dedi.

YÜZDE 10 UMUDU YÜZDE 50’YE ÇIKARMAYI HEDEFLİYOR

Bütün kanserlerin bir çeşit mutasyon nedeniyle olduğunu ve her kanser türü için bir aşı geliştirilmesinin teorik olarak mümkün olabildiğini de kaydeden Prof. Dr. Nakamura, şu bilgileri verdi: "Nitekim şu anda pek çok ilaç halihazırda kanserin tedavisinde kullanılıyor ama iyileştirme oranları sınırlı. İmmünoterapi bu anlamda oyun değiştirici bir rol alacak. Geçtiğimiz hafta yayınladığımız bir makale var, ileri evre pankreas kanserine baktık ve cerrahi tedavi sonrası immünoterapiyi inceledik. 7 hastanın hepsi 5 yıldan daha uzun yaşadı. Pankreas kanseri en ölümcül kanserlerden birisi şu anda. Hastaların sadece yüzde 10'dan da az bir kısmında 5 yıl ve üzeri sağ kalım yakalanabiliyor. Biz bu yüzde 10'u immünoterapi sayesinde yüzde 50'ye çıkarmaya çalışıyoruz. Bunun için de yeni immünoterapi seçenekleri üzerinde çalışmalar sürdürüyoruz. Genetik bilimi çok ilerledi. Pek çok hastalığın artık nedenini biliyoruz ve immünoterapi de bu genetik değişiklikleri hedeflediği için 4-5 yıl içerisinde bu alanda çok büyük değişimler yaratacak. İmmünoterapinin kansere çare olma oranı daha da yükselecek."

'GELECEKTE KEMOTERAPİNİN YERİNİ ALABİLİR'

Klasik kanser tedavisi olarak halen kanser hastalarının büyük bir kısmında kullanılan kemoterapinin kapsamlı bir şekilde iyileştirme sağlayabildiğini ama ciddi yan etkileri nedeniyle hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini de vurgulayan Prof. Dr. Nakamura, sözlerini şöyle noktaladı. "İnsanlar kemoterapiyle daha uzun yaşıyor ama daha çok acı çekiyor. Bu süreçte aynı zamanda immünoterapi ve kemoterapi uygulamak da çok zor. Sonuçta hastanın bağışıklık koşullarının stabil ve uygun olması gerekiyor. Yani sağlamlığın korunması gerekiyor. Ama son yıllarda daha çok, önce immünoterapi ya da hedefli ilaçlar, daha sonra da immünoterapi şeklinde bir yaklaşım var. Önümüzdeki 5 yıl içinde immünoterapi, kemoterapinin de önüne geçecek. İmmünoterapiyle ilgili yeni klinik araştırmalara baktığımızda 3-5 yıl içinde daha ayrıntılı sonuçlarını göreceğiz. FDA ve diğer makamlardan da onay alabilecek çok sayıda tedavi konuşuluyor şu anda. Çok sayıda kanser türü için daha geçerli olabilecek terapiler olacak. Burada önemli olan nüksü önlemek. Çünkü sonrasında hastalığı sağlatmak çok daha zor oluyor. Ama erken evrede tedaviyi sağlarsanız ya da nüküs etmesini önleyebilirseniz, hayatta kalma oranı çok daha yüksek oluyor." (DHA)