Iş dünyası

'Mekanik sistemler depremde hayat kurtarıyor'

İSTANBUL,(DHA) - İSTANBUL Silivri merkezli meydana gelen deprem, Türkiye'de yapı güvenliği konusunu yeniden gündeme taşıdı. Depremin etkisiyle oluşabilecek risklerin başında, en az binalardaki taşıyıcı sistemler kadar mekanik tesisat sistemleri de yer alıyor. Aytes Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Ayrancı, "Mekanik tesisat mühendisliğinde uygulanan çözümler, patlama, yangın ve su baskını gibi ikincil afet risklerinin önüne geçerek can ve mal kayıplarını önleyebiliyor" dedi.

Binalarda yalnızca taşıyıcı sistemlerin değil, yapıların iç teknik altyapısının da bütüncül bir güvenlik anlayışıyla ele alınması gerektiğini belirten Ayrancı, "Özellikle doğalgaz, yangın, havalandırma ve sıhhi tesisat gibi sistemlerin deprem anında zarar görmesi, can ve mal kayıplarına sebep olabiliyor. Bu sistemlerin mühendislik esaslarına uygun biçimde projelendirilmesi ve sismik risklere karşı dayanıklı hale getirilmesi, sadece ilk darbeye karşı değil, deprem sonrası ortaya çıkabilecek ikincil tehditlere karşı da koruma sağlıyor" diye konuştu.

Ayrancı, "Son yıllarda, özellikle büyük ölçekli yapılar, konutlar, endüstriyel tesisler, raylı sistemler ve toplu kullanım alanlarında, mekanik tesisat mühendisliğine yönelik farkındalık artarken; bu sistemlerin hem yeni projelerde hem de mevcut yapılarda denetim, bakım ve güçlendirme çalışmalarıyla değerlendirilmesi, afetlere karşı ciddi bir koruma sağlıyor" ifadelerini kullandı.

'SİSMİK TEDBİRLER YAPI MALİYETİNİN YALNIZCA YÜZDE 2'SİNİ KAPSIYOR'

Mekanik tesisat sistemlerinin yapılar için önemine değinen Ayrancı, “Öncelikle geçtiğimiz günlerde yaşanan Silivri depremi nedeniyle tüm ülkemize ve vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Can kaybı olmaması en büyük tesellimiz. Deprem, yalnızca binaların taşıyıcı sistemlerini değil, içerisinde yer alan teknik altyapıyı da ciddi biçimde etkileyen bir doğal afettir. Mekanik tesisat sistemleri bu noktada en hassas unsurların başında gelir. Özellikle doğalgaz, havalandırma ve sıhhi tesisat sistemlerinde yaşanabilecek olumsuzluklar; patlama, yangın ve su baskını gibi zincirleme riskleri tetikleyebilir. Örneğin, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş depremi sebebiyle Hatay'da yaklaşık 1000 kişinin yaşadığı rezidanslar yıkılmış, sonrasında binalarda meydana gelen yangınlar ve patlamalar nedeniyle çok sayıda can kaybı yaşanmıştı. Bu yaşanan felaket mekanik tesisat mühendisliğinin önemini en net şekilde gösteriyor. Bu nedenle biz de projelendirme sürecinden uygulama aşamasına kadar tüm mekanik sistemlerde güvenlik kriterlerine azami ölçüde dikkat ediyoruz" dedi.

Ayrancı, "Yalnızca yeni projelerde değil, mevcut yapılarda da mekanik sistemlerin sismik dayanımı açısından denetlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle endüstriyel tesisler, konutlar, alışveriş merkezleri ya da kesintisiz çalışması gereken alanlarda, bu sistemlerdeki en ufak bir hasarın bile ciddi sonuçlar doğurabileceğini biliyoruz. Bu risklerin başında da tabii ki can ve mal kayıpları geliyor. Bu yüzden periyodik bakım, risk analizi ve gerekiyorsa güçlendirme çözümlerini mutlaka öneriyoruz. Üstelik bu hizmetler, çok düşük maliyetlerle maksimum güvenlik sağlıyor. Yapı maliyetlerinin yalnızca yüzde 2'sini oluşturan sismik tedbirler, doğru mühendislik uygulamalarıyla birleştiğinde, büyük kayıpların önüne geçebilecek bir etki yaratıyor" diye konuştu.

Ayrancı, "Bu uygulamalar sadece sistemin korunmasını değil, aynı zamanda binada bulunan herkesin güvenliğini sağlamayı hedefliyor. Aytes Mühendislik olarak sektör paydaşlarının ve vatandaşlarımızın dikkatini şu noktaya çekmek isteriz: Deprem güvenliğini yalnızca kolon ve kirişlerle sınırlı görmemek gerekir. Yapıların içinde yer alan mekanik tesisat sistemleri de en az taşıyıcı unsurlar kadar hayati önem taşır. Gerçekten güvenli yapılar, ancak bütüncül mühendislik çözümleriyle mümkündür" ifadelerini kullandı.