Yusuf YILDIZ- Eser PAZARBAŞI/ADANA, (DHA)- ADANA'da çocuk felci geçirdikten sonra yaşamına ortopedik engelli olarak devam etmek zorunda kalan sınıf öğretmeni Kader Efil (49), 24 Kasım 1998'de başladığı mesleğinde 27'nci yılını doldurdu. Engelleri tek tek aşan Efil, "Vitrin camlarında kendime bakıp 'Daha nasıl düzeltebilirim, daha nasıl güzel yürüyebilirim?' diye motive olurdum" dedi.
Kentte 49 yıl önce dünyaya gelen Kader Efil, 1 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle ortopedik engelli olarak yaşamını sürdürmeye başladı. Zorlu tedavi süreçlerinin ardından kendi başına yürümeyi başaran Efil, babasını küçük yaşta kaybetti. O dönemde annesinin desteğiyle hayatını devam ettiren Kader Efil, çocukluk yıllarında karşılaştığı engelleri ve öğretmenlik yolculuğunu DHA'ya anlattı. İkiz kardeşiyle birlikte hayata tutunmayı öğrendiğini aktaran Efil, çocukluğundan bu yana birçok tedavi sürecinden geçerek bugünlere geldiğini söyledi.
'ÇOCUKLUĞUM, BAŞKALARININ OYUNLARINI İZLEYEREK GEÇTİ'
Kader Efil, ortopedik engeli nedeniyle zaman zaman zorbalığa uğradığını belirterek, "Annem büyük bir telaşla tedavi yollarını denedi, mücadelesi sonuç verdi ama çok uzun ve meşakkatli bir yolculuktu. Benim çocukluğum, başkalarının oyunlarını izleyerek geçti; oldukça dokunaklıydı. Ailem bu konuda çok büyük destek verdi. Annem beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Tedaviler, doktorlar, fizik süreçleri, ortopedik cihazlar, bunların hepsini kullandım. O dönem beş yıllık ilkokul eğitimi vardı. Ortopedik engelim olduğu için arkadaşlarım tarafından zaman zaman alay edilme ve itekleme gibi çocukça davranışlarla karşılaştım. Vitrin camlarında kendime bakıp 'Daha nasıl düzeltebilirim, daha nasıl güzel yürüyebilirim?' diye motive olurdum" dedi.
'ÇOCUKLARA FAYDALI OLMAYI TERCİH ETTİM'
Eğitimi ve çocukları çok sevdiği için öğretmen olmaya karar verdiğini söyleyen Efil, "İlkokuldan liseye kadar hep okul birincisi oldum. Babasız büyümemize rağmen annem, çabalarıyla beş kardeşimle birlikte üniversite mezunu olmamız için mücadele etti. İlkokuldan sonra ortaokul ve lisede de okul birincisi oldum. Üniversitede ise tercihimi öğretmenlikten yana kullandım; eğitimi ve çocukları çok seviyordum. Kendi yaralarımı iyileştirmek adına çocuklara faydalı olmayı tercih ettim. Öğretmen olduktan sonra engelim hiçbir zaman sorun yaratmadı. Bugün beden eğitimi derslerinde, öğrencilerimin başında duruyorum. Hatta birlikte voleybol oynuyoruz, çeşitli oyunlar oynuyoruz. Şu an meslekte 27'nci yılımı dolduruyorum. 24 Kasım 1998'de mesleğe başladım; Öğretmenler Günü'nde göreve başlamak, benim için çok özel bir duygu" diye konuştu.
'MÜCADELEYİ HİÇ BIRAKMADIM'
Efil, "İki çocuk annesiyim ve iki oğlumda dikkat eksikliği ve hiperaktivite var. Bununla yıllarca uğraştım. Kişisel gelişim kitapları, pedagoglar, uzmanlar. Bana hep, 'Sizin altınıza işlenmemiş bir maden konulmuş, bu cevheri nasıl işleyeceğiniz size bağlı' denirdi. Çocuklarım için de mücadeleyi hiç bırakmadım. Çok kolay olmadı; gözyaşları da oldu, gülüşler de. Emeklerimin karşılığını aldıkça mutlu oldum. Sınıflarımda ortopedik engelli, davranışsal ya da otizm belirtileri olan öğrenciler olduğunda daha hassas davranıyorum" dedi.
'ATATÜRK'E MİNNETTARIM'
Geçirdiği zorlu süreçte kendisine destek olan annesine ve başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’e teşekkür eden Efil, "Öğretmenlikte samimiyetin ve empati kurmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bana emek veren öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum. Annemin sayesinde bugünlere geldim. Mustafa Kemal Atatürk'e minnettarım. Onun sayesinde öğretmen olabildiysem, bunun kız çocuklarına ve özel gereksinimli bireylere verdiği değerden kaynaklandığını biliyorum. Tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum" diye konuştu. (DHA)