Genel

Ortopedik engelli Hilal öğretmen, hiç vazgeçmediği hayalleri ile öğrencilerine ilham oluyor

Yusuf YILDIZ-Eser PAZARBAŞI/ADANA, (DHA)-ADANA'da doğum sonrası kalça çıkığı ve çocuk felci teşhisi konulan Hilal Demir (43), hem yaşamaktan hem de hayalini kurduğu mesleği yapmaktan vazgeçmedi. Ortopedik engelli olan Demir, bir yandan ailesini desteği ile eğitimini tamamlandı bir yandan da mesleğinde ilerleyerek okul müdürü oldu. Hilal Demir, "Vazgeçmemek gerekir. Sadece engelli bireyler için değil, her insan bence vazgeçmemeli" dedi.

Kentte yaşayan Hilal Demir'e, 1981 yılında dünyaya geldiğinde kalça çıkığı ve çocuk felci teşhisi konuldu. Koltuk değnekleriyle yaşamını sürdüren Demir, çeşitli tedavi süreçlerinden geçti. Hilal Demir, ailesinin desteğiyle eğitimine devam edip, çocukluk hayalini gerçekleştirerek üniversitede okul öncesi öğretmenliği bölümünü tamamladı. 16 yıl önce anaokulunda öğretmenliğe başlayan Demir, öğrencilerine duyduğu sevgiyle mesleğini sürdürüyor. Hilal Demir, yaşam hikayesini, karşılaştığı zorlukları ve öğretmenliğe uzanan sürecini DHA'ya anlattı.

'ENGELLİ BİREY OLMAK HER ŞEYİ ZORLAŞTIRIYOR'

Engelli bir birey olarak yaşamın zorluklarından bahseden Demir, "Zor bir süreçle başladık diyebiliriz hayata. Hayata engelli bir birey olarak başladım. Doğduğum sırada kalça çıkığı teşhisi konulmuştu. Sonrasında birtakım tedaviler derken, şimdi şu anki aşamada yaşamaya devam ediyoruz. Engelli bir birey olmak sizin için her şeyi zorlaştırıyor. Gerçekten zor. Ama bunu kolaylaştırmak veya zorlaştırmak bir yerde sizin elinizde diye düşünüyorum" diye konuştu.

'HER AŞAMADA NORMAL BİR BİREY GİBİ YAŞADIM'

Hayatındaki en büyük destekçisinin ailesi olduğunu belirten Hilal Demir, "Bana kesinlikle 'Sen engellisin, bir köşede otur' demediler ya da 'Sen engellisin' deyip pamuklara sarıp, beni koruma altına almadılar. Hayatın her aşamasında normal bir birey gibi yaşadım. Bana normal bir birey gibi davrandılar, kesinlikle bunu hissettirmediler. Bu yüzden çocukluğumdan bu yana kendimi engelli değil, normal bir insan olarak gördüm. Bana 'Yapamazsın' demediler, tam tersine 'Sen yapabilirsin, yapacaksın' dediler. Ailede çocuklar arasında en büyüğüm. 'Kardeşlerine örnek olacaksın, sen sözü dinlenen birisin' derlerdi. Bu yüzden kendimi örnek olmak zorunda hissediyordum. Çünkü bir birey olarak yokluğu, eksikliği hissetmedim; bu da beni güçlendirdi" dedi.

'BENİ EN ÇOK ZORLAYAN ÖN YARGILARDI'

Öğretmenlik mesleğinin en büyük hayali olduğunu aktaran Demir, "Koltuk değneği kullanmak zaten başlı başına zor bir olay; ama öğretmenliğe başladığım ilk yıllarda tabii ki zorlandım. Beni en çok zorlayan ise ön yargılardı. Çünkü biliyorsun ki bu şekilde yaşayacaksın. Koltuk değnekleriyle yaşamak zorundasın ve buna göre bir yaşam şekli oluşturuyorsun. Kendini ona göre ayarlıyorsun. Sen sınıfta öğrencilerle nasıl iletişim kurman gerektiğinin zaten eğitimini alıyorsun, o ayrı konu. Ama onlara nasıl faydalı olabilirsin, nasıl dokunabilirsin, bunu da kendini buna göre yetiştirerek öğreniyorsun" diye konuştu.

‘HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞUN’

İnanmanın ve başarmak istemenin bir yolda ilerlemenin en büyük etkeni olduğunu aktaran Demir, "Vazgeçmemek gerekir. Sadece engelli bireyler için değil, her insan bence vazgeçmemeli. Hayata tutunmanın bir yolunu bulmalıdır. Asla vazgeçmeyin. Hayallerinizin peşinden koşun. Mutlaka istediğiniz yere ulaşacaksınız diye düşünüyorum. İstedikleri her şeyin peşinden koşmaya devam etsinler. İyi bir meslek sahibi olmak kolay; bunu çalışarak yapabiliriz. Ama manevi ve milli değerleri yüksek, iyi bir birey olmak çok önemli. Bu yüzden önce iyi insan olun" diye konuştu. (DHA)