Güvenlik

Rıza Bey Apartmanı davasında 19'uncu duruşma; yeniden bilirkişi raporu istendi

Tolga TAHÇI/İZMİR, (DHA)-İZMİR depreminde en fazla can kaybının yaşandığı Rıza Bey Apartmanı'nın yıkılmasına ilişkin 20 sanığın yargılandığı davanın 19'uncu duruşmasında; her sanık yönünden sorumluluğun belirlenmesi için yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verildi.

Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen, 115 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde; Bayraklı ilçesindeki 8 katlı Rıza Bey Apartmanı'nda 36 kişi yaşamını yitirdi, 17 kişi yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturmada 4'ü tutuklu 9 kişi hakkında İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yargılama sırasında 2 sanık daha tahliye edildi. Sanık avukatlarının şikayetiyle açılan soruşturmanın ardından 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçlamasıyla haklarında iddianame hazırlanan Rıza Bey Apartmanı'ndaki diş hekimi polikliniği sahipleri A.H. ve O.Y. ile daire sahipleri S.E. ve E.E.'nin dosyaları da mevcut davayla birleştirildi ve sanık sayısı 13'e yükseldi.

SANIK SAYISI 15'E YÜKSELDİ

Öte yandan o dönem Bayraklı Belediyesi fen işleri müdür vekili sıfatıyla imzası bulunan G. E. (52) ve eski Bornova Belediyesi İmar Müdürü M.A. U. (69) hakkında 'Görevi kötüye kullanma' suçundan İzmir 13'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23'üncü Ceza Dairesi, oy birliğiyle her iki dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Böylelikle Rıza Bey Apartmanı davasında sanık sayısı, 15'e yükseldi. 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen yıl ekim ayında görülen davanın duruşmasında; mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar müteahhit H.H.Ö.'nün konutu terk etmeme, mimar A.S.B.'nin ise yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol şartlarıyla tahliyelerine karar verdi. Böylelikle davada tutuklu sanık kalmazken, aileler tepki gösterdi.

YENİ SORUŞTURMA İLE SANIK SAYISI ARTTI

Dava sürerken; müşteki avukatların binanın yapımında ihmali olduklarını iddia ettiği bazı şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunması sonrası mimarlık-mühendislik şirketi yetkilisi İ.K., epoksi enjeksiyon işlemi yapan yapı malzemeleri firması yetkilileri C.Ş. ve S.T. ile bu firmada çalışan ve işlemi yaptığı iddia edilen inşaat mühendisi M.Ü.Y. ve izinsiz tadilatın yapılmasına onay veren kat maliklerinden E.P.'nin savunmalarını alındı. Soruşturma sonunda bu kişilerin de yargılanmasına karar verildi. Böylelikle davada yargılanan sanık sayısı, 20'ye yükseldi.

TANIK DİNLENDİ, SANIK SAVUNMA YAPTI

Tutuksuz sanıkların yargılanmalarına, 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün devam edildi. Duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve şikayetçiler katıldı. Duruşmada ilk olarak tanık F.E.'ye söz verildi. 1992-1994 yıllarında projenin çizildiği mimarlık-mühendislik şirketi yetkilisi İ.K.'nin yanında çalıştığını söyleyen F.E., "Firmada asistan olarak görev yaptım. Rıza Bey Apartmanı'nda bizim olduğumuz dönemde inşaat yapılmadı. Depremden sonra Rıza Bey Apartmanı'nı gördüm. 'Keşke K. yapsaydı' dedim. Çünkü yaptıkları hiçbir bina yıkılmadı" dedi. Tanığın ardından söz verilen tutuksuz sanık İ.K., "Burada yargılanma sebebim, projedeki antetli kağıtta adımın yazıyor olmasıdır. Herkes beni bu yüzden suçlamaktadır. Olaydan dolayı çok üzgünüm. Çok sağlam binalar yaptım. İnşaatta sulama bazen yüzde 50'lere varır. Bu inşaatta yaz aylarına denk gelmiş. Araştırılması gerekir. Fenni mesullük çok önemlidir. Yaptığım inşaatta aykırılık yoktur ve olamaz. Suçsuzum" diye konuştu.

'TANIK ARKADAŞI TANIMIYORUM'

Tanık beyanlarına itiraz eden sanıklardan A.S.B., "Benim şirkette imza yetkim yoktu. Tanık arkadaşı tanımıyorum. İ. Bey'in onayı olmadan o büroda bir şey yapılması mümkün değildir" dedi. Sanık H.H.Ö.'nün tanığın beyanlarının doğru olmadığını savunarak, "Rahmetli Ali Rıza Bey inşaatı bana verdi. Projeyi K.'ye çizdirmemi rica etti. Onun hatrı için projeyi ona çizdirdim. A.S.'yi tanımıyorum, İ. ile çalıştım, ödemeyi ona yaptım. Yalan söylüyor. 35 inşaat yaptım, 1'i yıkıldı. Tanık da yalan beyanda bulunuyor. Mimarlarını, mühendislerini tanımam, İ.'yi tanırım" dedi. Sanıkların ardından söz alan avukatları, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasını talep etti.

'BUGÜN LENA'NIN DOĞUM GÜNÜ'

Sanıkların ardından şikayetçilere söz verildi. Depremde çocuklarını ve yeğenlerini kaybeden Emine Yücel, "Canlarımızı kaybettik. Çocuklarımız katledildi. Doğal afetten değil, binanın çürük olması nedeniyle öldüler. Bu dosyada bilirkişiler, en yetkin kişilerden seçildi. Arama kurtarma çalışmaları devam ederken, heyet alandaydı. Tüm örnekler polis eşliğinde alındı, fotoğrafları çekildi. Yeni heyet atanmasının akla, mantığa ters olduğunu düşünüyorum. Yeni heyet enkazı görmeyecek, filizleri görmeyecek. Bu talepler yargılama süresini uzatmaya yöneliktir. Ayrıca sanıkların burada bulunmasını ve hazır olmalarını istiyoruz. Vareste tutma kararı yok. Neden burada gözlerinin içlerine bakamıyoruz? Sanıklar bu suçu işlememiş olsaydı, çocuklarımız büyüyecekti. Bugün Lena'nın doğum günü. 10 yaşına girecekti ama giremedi. Ama sorumluları davaya bile gelmiyor. Yeter artık. Yargılama uzamasın. Sorumlular ceza alsın istiyoruz" diye konuştu.

'ARTIK DAVAYI KARARA BAĞLAYIN'

Depremde hayatını kaybeden diş hekimi Aslı Taner'in annesi Arzu Taner de yargılanmanın artık sona ermesi gerektiğini belirterek, "Kızım gelinlik giyecekken, kefen giydi. 5 yıldır gidip gelmekten yoruldum. Artık davayı karara bağlayın. Burada konuşulanlar beni çok yaralıyor. Suçlu kim? Suçlu evlatlarımız mıydı? Lütfen daha fazla uzamasın. 5 yıldır mezarlıktayım" dedi. Savunmaların ardından iddia makamı, her sanık yönünden sorumluluğun belirlenmesi için yeniden bilirkişi raporu alınması yönünde görüş bildirdi. Mahkeme heyeti de yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına hükmederek, duruşmayı 19 Eylül'e erteledi.(DHA)