Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY/ANKARA, (DHA)- YENİDEN Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Terörün bitmesi, hukukun ve adaletin tesis edilmesi, gelenekten geleceğe en büyük çabayı sarf eden milli görüş hareketi olarak en fazla bizleri sevindirecektir ve dolayısıyla bu çerçevede bizler milli görüş hareketi olarak tabii ki barış girişimlerini destekliyoruz. Ancak hiç kimsenin telaffuz etmediği hassasiyetlere de dikkat çekiyoruz. PKK fesih kararı aldı ama KCK ne yapacak? Bölücülüğün çatısı, devlet yapısı KCK'dır. KCK statü ve devletleşme isteğiyle orada dururken PKK'nın feshi hiçbir anlam ifade etmeyecektir” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Son günlerin tek gündemi ‘terörsüz Türkiye’ meselesi. Terörün bitmesi, hukukun ve adaletin tesis edilmesi, gelenekten geleceğe en büyük çabayı sarf eden milli görüş hareketi olarak en fazla bizleri sevindirecektir ve dolayısıyla bu çerçevede bizler milli görüş hareketi olarak tabii ki barış girişimlerini destekliyoruz. Terörün bitmesini elbette herkesten daha fazla biz de istiyoruz. Ancak hiç kimsenin telaffuz etmediği hassasiyetlere de dikkat çekiyoruz. PKK fesih kararı aldı diyorlar. Oysa Çatı Örgüt KCK'dir. PKK fesih kararı aldı ama KCK ne yapacak? KCK terörün merkezi PKK ve diğerleri ise terör örgütünün şubeleridir. Pjak şubesidir. PYD, YPG şubesidir. Çatı örgütü orada dururken bir şubenin tasfiyesi terörün tasfiyesi değildir” diye konuştu.
Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Açıkça soruyoruz. PKK'yla birlikte KCK, PYD, YPG'de tasfiye edilecek midir? PKK'nın elinde bulunan silahlar nerede ve kime teslim edilecektir? Ağır silahların paralel terör örgütlerine teslim edilmeyeceğinin güvencesi nedir? Türkiye nezdinde terör örgütü olan PYD, YPG'nin Suriye'de mevzi kazanması karşısında alınan bir önlem var mıdır? Terör örgütünün binlerce cinayetten asker, polis ve korucularımızın şahadetinden sorumlu olan lider kadroları ne zaman ve nerede yargılanacaktır? Terör örgütünün kurucu liderine terörist başı Abdullah Öcalan'a umut hakkı, ev hapsi veya benzer adlar altında özgürlük verilecek midir? Feshedildiği açıklanan örgütün kaçakçılık ve uyuşturucu başta olmak üzere uluslararası gelir trafiğinin kesilmesine yönelik bir adım var mıdır? Sürecin sonunda bir anayasa değişikliği var mıdır? Varsa anayasadan hangi maddeler çıkarılacaktır? Anayasaya hangi içerikte yeni maddeler konulacaktır? Sürecin devamında Türkiye'nin üniter yapısı korunacak mıdır? Yoksa Türkiye'nin federasyonlaşması mı planlanmaktadır? Bu sorularımızın cevabı maalesef yok. PKK konuşuyor, gazeteciler yorumluyor, hükümet ise tepkileri ölçmekle yetiniyor. Başta söylediğimizi bir daha söyleyeyim. Barış gelsin, varız. Terör bitsin, varız. Ama sonunda ne olacak? Onu da bilmek istiyoruz. Bölücülüğün çatısı, devlet yapısı KCK'dır. KCK statü ve devletleşme isteğiyle orada dururken PKK'nın feshi hiçbir anlam ifade etmeyecektir.”
Kılıç, “Bugün Dünya Çiftçiler Günü. Çiftçilerimiz maalesef Türkiye genelinde kan ağlıyor. Çiftçilerimiz dara düşmüş durumda. Çiftçilerimiz ödemelerini gerçekleştiremiyor. Ziraat Bankası'nın tarım kredi kooperatiflerinin kapısında borç taksitlerini denkleştirmekle meşgul. Çiftçilerimiz feryat ediyor. Fındık ve çayda zirai don nedeniyle büyük rekolte kayıpları var. Devlet üreticiyi korumak için seferber olmak zorundadır. Zira rekolte kayıplarıyla birlikte fındık üreticisinin karşı karşıya bulunduğu bir diğer mesele kahverengi kokarca böceğidir. Kahverengi kokarca böceği geçen yılda bu yana fındık üreticisinin başına adeta bela olmuş vaziyettedir. Devlet göstermelik değil, geçici değil, kalıcı ve sürekli tedbirleri ciddi bir şekilde almak mecburiyetindedir. Kahverengi kokarca fındığı bitiriyor. Fındık sahaları komşu ülkelere hatta İtalya'ya kayıyor. Göstermelik adımlarla kahverengi kokarcadan kurtulmak mümkün değildir. Acil önlem alınmazsa bir stratejik ürünümüzü daha kaybetmiş olacağız” dedi.
Kılıç, “10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası. Engelliler Haftası vesilesiyle engelli vatandaşlarımızla ilgili kanun tekliflerimizi bir kere daha hatırlatıyorum. Seçimden seçime hatırlanan ama seçim sonralarında unutulan ve Türkiye'nin yüzde 10’una karşılık gelen geniş bir sosyal toplumsal kesim engelli vatandaşlarımız. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bekleyen iki kanun teklifimiz var. Bunlardan bir tanesi kamuda istihdam oranlarının engelliler için yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkarılmasına ilişkin kanun teklifimizdir. Bu teklif Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde beklemektedir. İktidar grubunun acilen bu teklifi önce komisyona sonra genel kurula indirmesi lazımdır. Yüzde 3’ten yüzde 6’ya engelli istihdamını çıkarmak engellilerin toplumdaki varlığının oransal karşılığı bile değildir. Ama en azından mevcut durumda istihdamı iki kat artırıcı bir tedbirdir ve son derece önemlidir. Bir diğeri engelli aylıkları. Maalesef engelli aylıkları sadaka düzeyinde kalan rakamlarla idare ediliyor. Bununla ilgili kanun teklifimizde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde. Engelli aylıklarının mevcudun üç katına çıkarılmasını talep ediyoruz. Engelli aylıkları mevcudun üç katına çıkarılabilirse en düşük emekli aylığına denk gelecek. Yani 14 bin 469 lira düzeyine erişmiş olacak. Allah aşkına geçinemiyor insanlarımız. Adı üstünde engelli. Fiziksel, zihinsel ya da başka türlü engeller olduğundan dolayı çalışabilme, geçinebilme imkanları sınırlı. Ailelerinden destek alabilme imkanları sınırlı ve iki temel tedbir var. Birisi kamuda istihdam oranlarının iki katına çıkarılması, diğeri de aylıklarının arttırılması. Engelliler haftası vesilesiyle hiç değilse bugünlerde hükümetin bu konuda adım atmasını tedbir almasını ve maaşları da üçe katlamasını bekliyoruz” diye konuştu.
Kılıç, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının bir özelliği var. Emeklilikte yaşa takılanları görmüyor sayın bakan. Staj ve çıraklık mağdurlarını görmüyor. Sayın bakan ama bakmıyor demek ki bu tarafa. Asgari ücretlileri görmüyor. En düşük emekli maaşıyla geçinmeye çalışanları görmüyor. Sayın bakanın biraz da bu tarafa bakmasını kendisinden bekliyoruz. Hep patronlara bakmasın, hep Hazine ve Maliye Bakanı'na bakmasın, biraz da çalışanlara baksın. Çalışanlara baktığında asgari ücretin daha yılın ilk ayında enflasyon karşısında güneşin altında kalmış buz kalıbı gibi eridiğini görecek. Emekli maaşlarının eridiğini görecek. Yılın birinci ayında eriyen emekli maaşıyla asgari ücretle yılın on iki ayını çıkarmak mümkün müdür Allah aşkına? Bir aylık asgari ücret bugünden dört kişilik ailenin açlık sınırının altında. Hal böyle olunca ‘gündemimizde bu konu yok’ demenin rahatlığını nereden buluyor doğrusu anlamakta güçlü çekiyorum. Bugün değilse ne zaman planlayacaklar? Mayıs ayının ortasındayız. Haziran geldi. İkinci 6 ay için temmuza bu maaşın verilmesi lazım. Ve acilen gündemlerine asgari ücrete ara zam konusunu emekli maaşlarla aynı şekilde ara zam konusunu almak zorundalar. Sayın bakan biraz da emekliye, asgari ücretliye, geçinemeyen vatandaşlarımıza, dar gelirliye baksın” ifadelerini kullandı.