Politika

Dervişoğlu: Gerçek gün gibi ortaya çıkmıştır

Gizem CENGİL/ANKARA, (DHA)- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Gerçek gün gibi ortaya çıkmıştır. 'Pazarlık yok' diyen yalancıların mumu sönmüştür. Türkiye’yi yönetenler örgütü teslim almaları gerekirken, teslim olmayı seçmiştir" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti Başkanlık Divanı Toplantısı’nın ardından genel merkezde basın açıklaması yaptı. Dervişoğlu, "'Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin tartışılmazlarını tartışmaya açacaklar' dedik. Öyle de oldu. Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan ile başladılar. Lozan’ı tartışmaya açtılar. Her geçen gün daha büyük bir hadsizlikle tartıştırmaya da devam ettiler. 'Eşit vatandaşlık tarifi yapan anayasamızı ve vatandaşlık tanımını tartışmaya açacaklar' dedik. Eşit vatandaşlığı aşıp, ortaklıktan söz ettiler. Türkiye’yi yönetenlerden de çıkıp, ‘Siz ne dediğinizin farkında mısınız’ diyen olmadı. Milletimizi ikna etmek için sahneler kurdular. 'Terör örgütü kendini feshetti' dediler. 'Suriye’deki YPG/PYD ne olacak?' diye sorduk. Utanmadan yalan söylediler. 'Fesih çağrısı onları da kapsıyor' dediler. Şımarttıkları örgüt, Suriye’nin kuzeyinde daha güçlendi, daha da donatıldı ve artık devletten pay istiyor. Sonra mangalda 20-25 silah yaktırdılar. 'Örgüt silahı bıraktı, kalanları da bize teslim edecek' diye yine yalan söylediler. Uyardım; Amerika’nın verdiği silahları hangi örgüt Türkiye’ye teslim eder, ‘Siz geri zekalı mısınız?’ dedim. Geldiğimiz noktada bu sorunun cevabını da almış oldum” ifadelerini kullandı.

‘MECLİSİ ONUN AYAĞINA GÖTÜRDÜLER’

Dervişoğlu, itirazlarına yalanlar ile karşılık verdiklerini ifade ederek, “İlk günden beri de uyarılarımızda, tespitlerimizde, itirazlarımızda, haklı çıkacağımızı biliyorduk. Ama ilk günden beri de haklı çıkmamak için dua ediyorduk. Bugün yaşadığımız ise haklı çıkmanın hüznüdür. Biz silahların susmasına değil, devletin ve milletin susturulmasına karşı durduk. Biz terörün bitmesine değil, devletimizin ve milletimizin onurunun yaralanmasına karşı çıktık. Biz, bu kanlı örgütün eline silah aldığı günden beri talep ettiği hiçbir şeyden vazgeçmediğini gördük. 'Terörsüz Türkiye' diye sahneye çıktıklarından beri, Türkiye’ye ve Türk Milleti’ne dair hiçbir niyetlerinden, hiçbir emellerinden vazgeçmediklerini haykırdık. Terör örgütünden ve uzantılarından, bugüne kadar hiç ‘Terörsüz Türkiye’ lafı duydunuz mu? Onlar yaptıkları katliamları, bir terör faaliyeti olarak değil, bir özgürlük mücadelesi olarak tanımlıyorlar. Türkiye’yi yöneten cumhur koalisyonu da bunların hiçbirini görmek istemedi. Tehdit eden varsa biz buradayız dedik. Rehin almak isteyen varsa, biz omuz veririz, bu tünelden çıkarız dedik. Ama öyle gözü kara yürüdüler ki; sonunda, kurdukları korsan bir komisyonla, millet iradesinin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni de bu işe alet ettiler. Bebek katilini Meclis’e getiremediler ama Meclisi onun ayağına götürdüler” diye konuştu.

‘TÜM SİSLER DAĞILIYOR'

Çözüm sürecinin zehirli bir süreç olduğunu ifade eden Dervişoğlu, “Bu süreç; Türkiye’yi Türksüzleştirmek, Cumhuriyetsizleştirmek isteyenlerin başlattığı ve yürüttüğü bir süreçtir. 'Türkiye’yi Lübnanlaştırmak, etnik ve mezhepsel bölünmenin ateşini yakmak istiyorlar' dedik. Çünkü sözde süreç daha en başından elçiden ziyade, sömürge valisi rolü üstlenen zatın şahitliğinde, teröristbaşının tavsiyeleriyle, Balgat’ın sözcülüğüyle ve Beştepe’nin gözcülüğü ile yürütülüyordu. Hınk deyicileri de bu konuda de ısrarla uyardık. Şantajla oturduğunuz o masanın hedefi, Cumhuriyet Türkiye’sidir dedik. Silahla elde edemediklerini, barış güvercini kostümüyle almaya çalışıyorlar. 'Pazarlığın konusu, bizzat Türkiye’dir' dedik. Bugün, ihanet süreci, ‘ikinci’ diye tarif edilen aşamaya yani bölücü terör örgütünün katillerinin ve yöneticilerinin affedileceği aşamaya geçerken, tüm sisler de dağılıyor. Partiler, raporlarını korsan komisyona teslim ediyorlar. Ancak sürecin kapsamı ve bundan sonra yaşanacaklara dair kaynağından haberler, Dem Parti’nin raporunda yer alıyor” dedi.

'GERÇEK ORTAYA ÇIKMIŞTOR'

Dervişoğlu, "Gerçek gün gibi ortaya çıkmıştır. 'Pazarlık yok' diyen yalancıların mumu sönmüştür. Türkiye’yi yönetenler örgütü teslim almaları gerekirken, teslim olmayı seçmiştir. Örgütün elebaşını ülkenin Cumhurbaşkanıyla, örgütü de devletimizle eşitlemişlerdir. Bir yılın sonunda karşılaştığımız tablonun bundan başka izahı yoktur. Silah bırakanlar sağlık hizmetlerinden yararlanmalıymış. Ortada silah bırakan yok. Aksine, Suriye’nin kuzeyinde kolordu düzeyinde örgütlenenler var. İstihdama katkı sağlanmalıymış. Ortada, eli cinayetten başka iş tutan yok. Sosyal güvenlik hakları teminat altına alınmalıymış. Ne yapacaksınız, teröristlikten emekli mi edeceksiniz? Şehit yakınlarından, gazilerimizden esirgediğiniz paralarla, bir de ceplerine harçlık mı koyacaksınız? Sözde umut hakkı devreye girene kadar, Öcalan’ın hukuki ve siyasi haklarının tanınması, dilediği heyetlerle, kişilerle ve basın mensuplarıyla görüşebilmesini talep ediyorlar. 'Evet' mi diyeceksiniz?" ifadelerini kullandı. (DHA)