Sokak hayvanlarına hem türkü söylediler hem de mama verdiler Sokak hayvanlarına hem türkü söylediler hem de mama verdiler

19 Mayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerini kapsayan ve yaklaşık 30 kilometrelik alanda bulunan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nde doğa ve kuş fotoğraf sanatçıları, kamufle olup fotoğraf çekiyor. 2 kuş gözlem kulesi, ziyaretçi ve yönetim merkezleri bulunan delta, Türkiye'de bulunan 420 kuş türünün 340’ına da ev sahipliği yapıyor. Dünyada nesli tükenen 24 kuş türünün 15’i deltada bulunurken, büyük deniz düdükçünü, kuzey incikuşu, küçük kiraz kuşu ve ak başlı kiraz kuşu ise son 20 yıldır sadece Kızılırmak Deltası’nda görülüyor. Bu doğal zenginlik, fotoğrafçıların ilgisini çekiyor. Düzenli olarak bölgeye gelen fotoğrafçılar, ürkütmemeye çalıştığı kuşların en doğal hallerini, saatler süren sabrın sonucunda birbirinden güzel karelerle fotoğraflıyor.

AVCILAR TETİĞE, BİZ DEKLANŞÖRE BASARIZ'

Kuş Cenneti'nin tüm dünyaya tanıtılması için fotoğrafçılığın çok önemli olduğunu belirten doğa ve kuş fotoğrafçısı Hasan Aktürk, "Biz burada sadece fotoğrafçılık yapmıyoruz, araştırmacılık da yapıyoruz. Yeni bir tür, yeni bir habitat bulduğumuzda bunu sosyal medyada paylaşıyoruz. Türkiye'de ve dünyada bu hobi olarak uğraşan insanların dikkatini çekiyor. O insanları buraya çekiyoruz. Deltanın tanıtılması için bu çok önemli bir konu. Kuş fotoğrafçılığı aslında çok zordur. Avrupa'da daha rahat çekilebilmesine rağmen Türkiye'deki av baskısından dolayı kuşlar insanlardan 1-2 kilometre kaçarlar. Onları ürkütmemek adına doğaya adapte olabilecek kıyafetler, ekipmanlarımızın kılıflarını bile doğaya adapte etmeye çalışırız ki; kuşlar bizden ürkmesin. Avcılar ayı şekilde kamufle olurlar; onlar tetiğe basarlar, biz deklanşöre basarız" dedi.



KUŞ FOTOĞRAFÇILARINA ADETA 'GELME' DENİLİYOR

Deltanın yeterince doğru şekilde korunamadığını ve fotoğrafçıların önüne engeller konulduğunu belirten Aktürk, "Burası Milli Parklar'ın korumasından alınıp belediyenin alan korumasına geçince, kuş fotoğrafçılarına karşı bir yasak başlatıldı. Çok büyük bir alan ve araçlarla girişimiz yasaklandı. Adeta bize, 'gelme' denildi. Birçok doğa fotoğrafçısı ve kuş fotoğrafçısı buraya küstü" diye konuştu.

Ramsar alanı olarak korunması gereken alanın yeterince korunamadığını öne süren Aktürk, şöyle devam etti:

"Burası kendi haline bırakılmasıyla beraber Subasar Ormanı'nda bir kuraklık görüldü ve hemen o bölgeye düğün salonu yapılmaya çalışıldı. Tepkimizi ortaya koyunca bu sefer de alan düğün fotoğrafçılarına verilmeye çalışıldı. Koruma alanı olmaktan çıkılmış oldu. Aslında biz şu an bir Ramsar alanındayız fakat burası belediyenin alan korumasına dahil değil. Böyle bir şey olamaz. Burası bir bütün olarak tamamı Ramsar üzerinden korunması gerekmektedir. Ayrıca allı turnaların bulunduğu çok hassas bir bölge daha vardı. Oraya da bir pideci yerleştirildi. Kesinlikle korunması gereken alanda habitatı yerinden sökerek taşlar döşendi ve otopark yapıldı ve ben yaklaşık 3 seneden beri o turnaların ürediklerini görmedim. Kuşlar için ilk yardım hastanesi vardı. Yaralı bir hayvan bulduğumuzda götürüp derhal ilgileniliyordu. Birçok kuş burada tedavi gördü. Burası artık yok. Neden yok? Buranın tamamı neden Ramsar koruması altına değil? Biz bunlara cevap arıyoruz."  (DHA)