Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)- BURDUR'da susuz tarımla uğraşan askeri antropolog ve susuz tarım uzmanı Dr. Ece Aynur Onur, Burdur, Afyon, Isparta bölgesinde 2050 yılına kadar yüzey sularının yüzde 40 oranında yok olmasının beklendiğini söyledi. Kentte kuraklıkla etkin mücadele için 7 yıldır susuz tarım yaptıklarını anlatan Dr. Onur, "2 yıldır da susuz tarım eğitimleri veriyoruz. 2 yılda 145 vatandaşımızın yurt dışından ülkemize ve kentten ata topraklarına, köye dönerek susuz tarım yapmasına rehberlik ettik" dedi.
Memleketi Burdur'da 7 yıldır susuz tarımla uğraşan askeri antropolog ve susuz tarım uzmanı Dr. Ece Aynur Onur, iklim değişikliği senaryolarına göre uzun vadeli su yönetimi stratejisi geliştirilmesi gerektiği uyarısında bulundu. Özellikle Burdur, Afyon ve Isparta bölgesinin Akdeniz iklim kuşağı olduğunu anlatan Dr. Onur, "Bu kuşak dünya üzerinde en hızlı kuraklaşan bölgelerden biri. 2050 yılına kadar bölgedeki yüzey sularının yüzde 40 oranında yok olması bekleniyor" dedi. Gelecek nesilleri kuraklık ve çölleşmeye mahkum etmemek için suyun santimetreküpünü hesaplayarak kullanmak gerektiğine işaret eden Dr. Onur, Burdur, Afyon ve Isparta bölgesinde havza izleme sistemi, uydu, sensör ve akış ölçerlerle gerçek zamanlı veri toplanarak, bunların yerel halkı bilinçlendirme için şeffaf olarak paylaşılması gerektiğini belirtti. Dr. Onur, "Su milli hazinedir. Su kaynaklarımızın ve su tasarrufunun önemini halkımıza anlatmak için kampanyalar ve eğitimler düzenlenmeli. Kuraklıkla etkin mücadele için Burdur'da 7 yıldır susuz tarım yapıyoruz. 7 yıldır tarlada susuz yetişen gıda ve şifa bitkileri yetiştiriyoruz. 2 yıldır da susuz tarım eğitimleri veriyoruz. 2 yılda 145 vatandaşımızın yurt dışından ülkemize ve kentten ata topraklarına, köye dönerek susuz tarım yapmasına rehberlik ettik" diye konuştu.
KURAKLIKLA MÜCADELE EYLEM PLANI
Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı hazırlanması ve bunun için yapılması gerekenleri sıralayan Dr. Onur, şöyle devam etti:
"Kuyular açılması yolu ile yer altı ve fosil sularımızın tüketimi sınırlandırılmalı. Barajlar, kanallar ile yönü değiştirilen akarsular yeniden göllere yönlendirilmeli. Salma ve vahşi sulamaya son verilmeli. Sulamada damlama ve yağmurlama zorunlu olmalı. Tarımda kuraklığa ve susuzluğa dayanıklı bitki deseni oluşturulmalı, mermer ocaklarında sulu kesim yerine susuz kesim makineleri teşvik edilmeli ve sanayide kullanılan suyun geri dönüşümü zorunlu olmalıdır. Belediyeler yağmur hasadı yapacak sistemler kurmalı, göllerde buharlaşmayı azaltmak ve kirliliği önlemek için göl kenarlarında tampon bölgeler oluşturulmalı."
'7 YILDIR BURDUR GÖLÜ'MÜZÜN NEREDEYSE 3'TE BİR ORANINDA ÇEKİLDİ'
1970'lerden bu yana Göller Yöresi'nde yıllık yağış miktarının yüzde 25'ten fazla azaldığına işaret eden Dr. Ece Aynur Onur, "Özellikle kış yağışlarında düşüş, yüzey ve yer altı sularını ciddi biçimde azalttı. Son 50 yılda ortalama sıcaklığın 1,5- 2 derece artması, yazın 40 dereceye varan sıcaklıklar gölden buharlaşmayı artırdı. Her 10- 15 yılda bir gerçekleşen kuraklık öngörüleri her 2- 3 yılda bir görülüyor. Uzun süreli hidrolojik kuraklık göllerin dolmasını engelliyor. 7 yıldır Burdur Gölü'müzün neredeyse 3'te bir oranında çekildiğine şahit oluyoruz. Bunun yanında tarlalarımızın hemen yanındaki Karataş Gölü son 4- 5 yıldır ne yazık ki yanlış tarımsal sulama yöntemleri ve kaçak sondajlar nedeniyle tamamen kurudu. Karataş Gölü'müz allı turnaların, flamingoların eviydi. Bunun yanında Salda Gölü'ndeki buharlaşma ve çekilme hepimizi derinden üzüyor" diye konuştu. (DHA)





