60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun Selçuk-Selçuk etabını Harold Martin Lopez kazandı
60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun Selçuk-Selçuk etabını Harold Martin Lopez kazandı
İçeriği Görüntüle

Gürsoy OLCA/ İSTANBUL, (DHA)- CEV Şampiyonlar Ligi’nde Final-Four’daki temsilcimiz VakıfBank Spor Kulübü'nün Genel Menajeri Banu Can Schürmann maç öncesi değerlendirmesinde, “Bizim mottomuz, her maç için çıkıp oynamak, her maçı final gibi oynamak rakip ayırmadan, rakip seçmeden maça çıkmak” şeklinde konuştu.

CEV Şampiyonlar Ligi’nde Final-Four’a kalmayı başaran tek Türk ekibi olan VakıfBank 3-4 Mayıs tarihlerinde Ülker Spor ve Etkinlik Salonu'nda sahaya çıkacak. İlk maçında 3 Mayıs Cumartesi günü İtalya ekibi Savino Del Benne Scandicci ile karşılaşacak olan sarı-siyahlı kulübün genel menajeri Banu Can Schürmann, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalarda bulundu.

‘39 YIL BİR ŞEYDE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAK; HEM BAŞARI HEM KÜLTÜR HEM DE DESTEKLE ALAKALI’

Kuruluşundan buna yana gerek Sultanlar Ligi’nde gerekse Avrupa arenasında şampiyonluklar kazanan VakıfBank’ın bu başarılarını değerlendiren Banu Can Schürmann, “VakıfBank önümüzdeki sene kulüp olarak kırkıncı yılını kutlayacak. Umuyoruz ki festivallerle dolu bir yıl olacak, önümüzdeki yıl. Tabii 39'uncu yıl bu sene. 39 yıl bir şeyde sürdürülebilir olmak; hem başarı hem kültür hem de destekle alakalı bir şey. Başarı oldum olası Vakıfbank ailesinde var. Voleybol tek branş biliyorsunuz, başka branşımız da yok. VakıfBank kültürü, temelden gelmiş bir kültür. Bu salonda bizim 5 tane farklı salonumuz var, spor okullarından 8 yaşından itibaren a takıma kadar bütün oyuncularımız bu salonunda antrenman yapıyorlar. Kültür çocukluktan başlıyor. Biz onları alt yapılarımızla beraber karma bir şekilde gün içerisinde burada aynı ruhu hep beraber yaşıyoruz. Kazansak ya da kaybedersek bence bu alttan gelen oyuncular için çok değerli. Yani koridora çıktıklarında Zehra ablalarını, Markova ablalarını, Cansu ablalarını görebiliyorlar ve onlar gibi olmak istiyorlar. Onların nasıl davrandığını, nasıl hareket ettiğini görüp izliyorlar ve bir gün bu sahaya geldiklerinde de yabancılık çekmiyorlar. Ama tabi yurt dışından ya da başka takımlardan gelen oyuncularımız var. Onlar da gene buradaki kızlarımızın yardımlarıyla, bu kültürü ve işleyişi hızlıca öğrendikleri takdirde böyle başarılarımız geliyor hep beraber” ifadelerini kullandı.

‘MOTTOMUZ; HER MAÇI FİNAL GİBİ OYNAMAK’

Takım olarak mottolarının; “Her maç için çıkıp oynamak, her maçı final gibi oynamak rakip ayırmadan, rakip seçmeden maça çıkmak” olduğunu belirten Shürmann sözlerine şöyle devam etti: “Bu konsantrasyon tabi bütün sezonu yaymak çok zor. Çünkü bazı maçlar biliyorsunuz ki daha hafif geçecek. Bazı maçlarda daha zorlanacağız ve bazı maçlar final maçı olacak Fenerbahçe play-off’unun son seri seri 3 maçında da biz her maça, ilk maç dahil son maç gibi final maçı gibi çıktık. Cumartesi günü de final maçı mottosuyla çıkıp final maçıymış gibi oynayacağız, kazanacağız ya da kaybedeceğiz ama kazandıktan sonra da gerçek finali oynayacağız ve sezonu bitireceğiz. Sezonun başında sorsaydınız bugünlere gelip ‘bunları yapabilir miydiniz diye’ kafamızda soru işaretleri vardı. Çünkü yapılanma yılı olarak düşünmüştük. Çok genç oyuncularımız var. Tecrübeli oyuncularımız tabi ki Zehra, Cansu, Ayça bunlar tabi ki tecrübeli oyuncularımız var ama Markova bu seviyede ilk defa voleybol oynadı. Kiera van Ryk bu seviyede ilk defa top oynadı. Onun dışında Ali Frantti geçen sene bizle beraberdi ama onun da ikinci senesi diyebiliriz biz geçen sene final oynamadık. Yani bu seviyede bu kadar stresin altına gireceğini düşünememiştik biz bu takımın açıkçası. Sezon başında ama öyle bir havaya girdiler ki öyle bir takım oldular ki bence bugün hangi maça çıksalar Belli bir ağırlık koyacaklar diye düşünüyorum”

‘GİOVANNİ İNANILMAZ BİR ANTRENÖR’

Takımda bazı oyuncuların yeni olmasına rağmen çok kısa sürede uyum yakalamasını ve gelen başarıyı, “Yani burada Giovanni’nin payı çok büyük” sözleriyle değerlendiren Banu Can Schürmann “Yani bazen o soyunma odası motivasyonu, maç öncesi konuşmaları… Ben eski bir sporcuyum, eski bir voleybolcuyum bu yaşıma geldim hala o konuşmalardan sonra diyorum ki, bir forma da bana verin, ben de oynamak istiyorum. Giovanni inanılmaz bir moderatör, motivatör, inanılmaz bir antrenör. Gerçekten çok sabırlı, çok çalışkan ve bence o soyunma odasında. O maç konuşmasını dinleyen her sporcu sahaya yenmek için çıkar. Başka bir şey düşünmez” dedi.

‘AVRUPA VOLEYBOLUNU TAŞIYANLAR TÜRK VE İTALYAN TAKIMLARI’

İtalya’nın 3 takımla temsil edildiği Final Four öncesi, kadın voleybolunda yaşanan Türkiye- İtalya rekabeti ve aynı zamanda iş birliği hakkında, şu anda Avrupa voleybolunu taşıyanların Türk ve İtalyan takımları olduğunu belirten Schürmann “Finalde 3 İtalyan takımına karşı tek Türk takımı olarak İstanbul'da oynayacağız. Rakip olarak dediğim gibi, biz her maça final maçı gibi çıkıyoruz, rakibin seviyesi ya da olduğu yer bizim için fark etmiyor. İtalya'nın tek avantajı; bizde yabancı oyuncu sınırlaması var, onlarda serbest biliyorsunuz. Yani çalışma izni ve insan haklarında, Avrupa Birliği olduğu için onlar serbest oynatabiliyorlar. Bizde o yabancı oyuncu sıkıntısı var. Burada da Türk oyuncularımıza çok büyük önem geliyor. Bu da Türk oyuncularımızın kaliteli, başarılı ve tecrübeli olmaları ve yabancı oyuncularımızla sentezleyince, İtalyan takımlarıyla mücadele edebiliyoruz” şeklinde konuştu.

Final-Four’daki hedefleriyle ilgili de konuşan Schürmann, “Şampiyon olacağız demiyoruz, biz hiçbir zaman demedik. Ben 2 senedir VakıfBank’tayım biliyorsunuz. Daha önce sporcu olarak burada oynamıştım. Böyle her maçta işte ‘Şampiyon olacağız değil mi’ diye çıkıyoruz. Giovanni diyor ki; ‘hayır, hayır final maçı oynayacağız’ Kazanacağız ya da kaybedeceğiz ama sonuçta şampiyon olursak o da pastanın üstündeki çilek olacak” dedi.

Kaynak: DHA