Ali Sencer ARSLAN-Öznur GÜNEŞ/ZONGULDAK, (DHA)- ZONGULDAK'ta madenci Alaattin Kara (68), 1995 yılında çalıştığı maden ocağını dönemin Türkiye Taşkömürü Kurumu müdürünün ziyareti sırasında yer altında fotoğraf çekmeye başladı. Madenci baretlerinin ışığıyla yer altında güvenli ışık oluşturup arkadaşlarına 'hatıra olsun' diyerek fotoğraf çekmeyi sürdüren Kara, belgesel niteliğindeki fotoğraflarıyla madencilik kültürünü anlatıyor. Kara, “Fotoğraflar, yer altındaki madenciler ve yaşamlarını anlatıyor. Kömür üretim şekillerini anlatıyor. Oranın hal ve şekilleri hakkında yer üstünde yaşayan insanlara bilgi veriyor” dedi.
Zonguldak’ta yaşayan Alaattin Kara, 1982 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda madenci olarak çalışmaya başladı. 1995 yılında, fotoğrafçılık ile tanışan Kara, aynı yıl kurslar aldıktan sonra dönemin TTK genel müdürünün maden ocağını ziyareti sırasında hatıra fotoğrafı çekmesi istenince yer altında da fotoğraf çekmeye başladı. İlk yer altı fotoğrafını, madenci baretlerindeki lambaların ışığıyla çeken Kara, bu uğraşını emekli olduğu 2019 yılına kadar sürdürdü. Kara’nın maden ve madenci fotoğrafları bugüne kadar birçok sergide yer alarak, madencilik kültürünü anlatmaya devam ediyor.
İLK FOTOĞRAFINI ANLATTI
Yer altında ilk fotoğrafını anlatan Kara, “Dönemin TTK genel müdürümüz Asma Ocağı’na girince, misafiriyle birlikte geldi. Benim de orada müdürlerim biliyordu fotoğraf falan çektiğimi. ‘Alaattin size bir hatıra fotoğrafı çeker’ deyince çekemeyeceğimi düşündüler. Ben de ‘fotoğraf demek ışık demek, ışığı halledersek fotoğrafı da hallederiz’ dedim kendilerine. ‘Işığı nasıl halledeceğiz, dışarıdan ışık mı götüreceğiz’ diye sordular. ‘Hayır, bizim madenci baretlerimiz yeter. Bu madenci baretlerini yönlendirirsek, yeterince alırsak fotoğrafı da yeterince alırız’ diye kendilerine söyledim. ‘Bir deneyelim’ dediler. Misafirle birlikte ayak panosuna gittik, orada madenci baretleriyle lambalarıyla ışık tutturdum ve güzel fotoğraf kareleri çıkınca, dışarıdan misafirleri gelince onlarla birlikte fotoğraf çekmeye başlayıp o fotoğrafları onlara hediye etmeye başladım” dedi.
‘MADENDE YERYÜZÜNDE GÖRÜNMEYEN MANZARALARI ÇEKMEYE BAŞLADIM’
Bu ziyaretin ardından mesai arkadaşlarının da kendisinden fotoğraf istediğini söyleyen Kara, “Hatıra fotoğrafı çekmeye başladık. Sonra bu hatıra fotoğrafları zaman zaman belgesel fotoğraflara dönüştü. Ben madenci yüzlerinden, maden makinalarına, üretim şartlarına, madende yeryüzünde görünmeyen manzaraları, görüntüleri çekmeye başladım. Farkında olmadan geniş bir arşivim olduğunu gördüm, geriye doğru bakınca. Şimdi bu arşivimi zaman zaman okullarda olsun, kurumlarda olsun, fotoğraflamamı istediklerinde, sergi açmamı istediklerinde, bazen kendim gidiyorum bazen de fotoğraflarımı gönderiyorum. Ben fotoğraflarımı tamamen karşılıksız veriyorum. Arkadaşlarım, kendi fotoğraflarını sergimde görürse onları kendilerine hediye ediyorum. Onlar da mutlu oluyorlar, ben de mutlu oluyorum” diye konuştu.
‘BU FOTOĞRAFLAR ONLARI ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİ’
Babasıyla kendisinin işçi oğlunun da maden mühendisi olduğunu, ailecek madencilik kültürünü yaşadıklarını anlatan Alaattin Kara, “Yeryüzündeki yaşam, hiçbir zaman yer altındaki yaşama benzemiyor, tamamen farklı bir yaşam var. Fotoğraflarım oradaki insan karakterini anlatıyor. Ben zamanla oradaki insanlara odaklandım, onların yaşam biçimlerine odaklanmaya çalıştım. Bunlar benim dostlarım, arkadaşlarım. Ben dışarıdan yabancı bir fotoğrafçı olarak onları fotoğraflamadım, onların arkadaşları olarak, Alaattin ağabeyi olarak onları fotoğrafladım. Onlara hediye ettiklerimde, onlar fotoğraflarını evlerine asarak madenci yaşamlarıyla onur ve gurur duymaya başladılar. Kendileri bu dünyadan göçüp gittiklerinde, bu fotoğraflar onları ölümsüzleştirdiler. Şimdi çocuklarını da görüyorum, ‘iyi ki babamın fotoğrafını çekmişsin. İyi ki dedemin fotoğrafını çekmişsin de bize yadigar kaldı’ diyorlar. Fotoğraflar, yer altındaki madenciler ve yaşamlarını anlatıyor. Kömür üretim şekillerini anlatıyor. Oranın hal ve şekilleri hakkında yer üstünde yaşayan insanlara bilgi veriyor" ifadelerini kullandı.
‘MADENCİ KÜLTÜRÜNÜ GELECEK KUŞAKLARA AKTARMAYI AMAÇ EDİNDİM’
Sadece insanı veya madencilik kültürünü değil, yer altındaki oluşumları da belgelediğini söyleyen Kara, bir bitki fosilinin kırılmasıyla gözle görünür hale gelen fay hattını da fotoğrafladığını anlattı. Maden fotoğrafçılığının bir süre sonra hobi olmaktan öte belgeselleştirme gayretine döndüğünü ifade eden Kara, şöyle konuştu:
“Hobi olmaktan ziyade, belgesel niteliğine geldi benim fotoğraf çekmek arzum. Belgesel çalışmaya başladım. Anı, hatıra fotoğrafları çekerken ben niye bu kentin bir belgeselini yapmayayım, ‘madem buradayım, madem elimde çalışmalarım var, nasıl yapılacağını da biliyorum bu işin, belgesel yapayım, belgesel çalışayım’ diye böyle bir çalışmaya döndü. Daha da faydalı oldu. Şimdi yer altında bir belgesel çalışmasını yaşam şekli olarak önüme koydum ve devam ediyorum. Yer üstünde hatıra fotoğrafları çekerken, yer altında da arkadaşlarıma anı ve hatıra fotoğrafları çekmeye başladım. Uzun süre devam ettim. Ama sonradan niye bu hatıra fotoğraflarını belgesel çalışma içerisine koymayayım diye düşündüm. Ve belgeselci fotoğraflarımı çalışmaya başladım. Belgesel çalışmayla madenci kültürünü gelecek kuşaklara aktarmayı amaç edindim.”
Sağlık sorunları nedeniyle artık eskisi gibi üretim alanlarında hareket edemediğini belirten Alaattin Kara’nın 4 Aralık Dünya Madenciler Günü için oluşturduğu fotoğraf sergisi Kilimli Halkevi’nde beğeniye sunuldu. (DHA)





