Mardin turizmi 12 aya yayıldı; hedef yıl sonuna kadar 5 milyon ziyaretçi / Ek fotoğraflar
Mardin turizmi 12 aya yayıldı; hedef yıl sonuna kadar 5 milyon ziyaretçi / Ek fotoğraflar
İçeriği Görüntüle

Ruken KADIOĞLU-Ali Oğulcan ARSLAN/ANKARA, (DHA)- ANKARA'da 20 yıllık evli Aysu ve Harun Raşit Selci çifti, 3 aylıkken koruyucu aile olup, 1 ay sonra serebral palsi, mikrosefali, epilepsi ve görme kaybı rahatsızlıkları olduğu ortaya çıkan Kenan Caner'e (4) hayatlarını adadı. Selci çifti, 2024'te bu kez kız çocuğuna koruyucu aile olmaya karar verdi ve 4 yaşındaki Irmak da aileye katıldı.

Ev kadını Aysu ve emekli Harun Raşit Selci çifti, 20 yıllık evliliklerinin ardından çocuk sahibi olamayınca 2021 yılında koruyucu aile olmaya karar vererek, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na başvurdu. Çift, 3 aylıkken Kenan Caner'e koruyucu aile oldu. 4 ay sonra sağlık kontrolü için doktora götürülen Kenan Caner'e serebral palsi, mikrosefali, epilepsi tanısı konuldu, aynı zamanda görme kaybı olduğu belirlendi. Çift, sağlık sorunlarına rağmen 'bırakmayız' diyerek, hayatlarını Kenan Caner'e adadı. Tek başına hareket edemeyen Kenan Caner için evde medikal cihazlardan mobilyalara kadar pek çok düzenleme yapıldı. Haftanın 2 günü fizik tedavi gören Kenan Caner'e aile olan çift, 2024'te bu kez kız çocuğuna koruyucu aile olmaya karar verdi. Başvurularının ardından, Irmak da (5) aileye katıldı. Aysu ve Harun Raşit Selci, birlikte çocuklarıyla zaman geçirip, oyunlar oynuyor. Anne Aysu Selci, anaokuluna başlayan kızını okula getirip götürmek için evden çıktığında, baba Harun Raşit Selci, evde Kenan Caner ile ilgileniyor.

'O BENİM GÖZÜM, KALBİM'

Anne Aysu Selci, 4 yıldır koruyucu aile olduklarını söyleyerek, "Çocuğumuz olmadığı için, koruyucu ailesi olmaya karar verdik. Yuva sahibi yapalım bir meleği istedik. Tanışacağımız günün gecesinde hiç uyuyamadık. Oğlumu ilk aldığımda kucağıma, tarifi yok onun. Ben onun kokusunu çok seviyorum. 4 aylıkken doktora götürdüğümüzde, sağlık ocağında öğrendik. 'Hastaneye götürün problemleri var' dediler. Orada hastalıkları ortaya çıktı. Biz tekrardan bırakmak istemedik onu. Benim oğlum çok başka bir çocuktur. Çok masumdur. Ben onu her şekilde seviyorum. Şu an tedavisi çok güzel gidiyor, nöbetlerimiz azaldı. Doktorumuz her şeyiyle ilgileniyor. Medikal malzemeler aldık. Ben çok araştırdım bu hastalıkları. Ayakta durma cihazı aldık oğlum için. Meyveleri, katı yiyecekleri püre haline getiriyorum. Öyle besleniyor. O benim her şeyim. O benim gözüm, kalbim. Ömrüm yettiği kadar ben ona bakacağım" dedi.

'ONLAR EN BÜYÜK ŞANSIMIZ'

Anne Selci, oğlunun ardından bir de kız çocuğa koruyucu aile olduklarını anlatarak, "Eşim ile bir gün otururken, 'Hayatım sofraya bir tabak daha koyalım mı?' dedim. Eşim sağ olsun bu konuda benim çok büyük destekçim, en büyük şansım. Tekrar başvuru yaptık. Başvurumuz çok güzel geçti. Sonra 2 ay sonra kızımla tanıştım. Kızım da büyük şansım benim. Önce korkularım olmuştu, evde özel çocuğum var diye. Ama kızım şükürler olsun uyum sağladı. Kızım ablalık yapıyor oğluma, 'Anne Kenan'ın ayakları üşümüş' diyor. 'Canım kardeşim' diye sever onu. Güzel bir aile olduk biz. Derler ya hani hep 'doğurmakla anne olunmuyor.' Doğruymuş, koruyucu aile demek çok güzel. Koruyucu ailelik kadar güzel bir şey yok. Özel çocuklardan da kimse korkmasın, evin içinde çok güzeller onlar. Onlar bir melek. Şu an iki tane melek evimde. Onlar bizim büyük şansımız" diye konuştu.

'DÜNYANIN EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ'

Baba Harun Raşit Selci de "Oğlumu aldık. Anlatılmaz bir duyguydu, dünya servetini verseler değişmezdi. Sağlık problemlerini öğrendik. 'Her şey Allah'tan gelir. Canı veren de alan da evladımıza bu hastalığı veren de Rabb’imdir' dedik. Biz hiçbir zaman tüh, vah yapmadık ve daha çok sahiplendik. Onu hasta olarak değil, güzel yüzü, güzel duruşu ile görüyoruz. Kızım da ilk görüşte bana sarıldı. O an zaten film koptu. Oğlum, engelli olduğu için ilkokula gitmiyor ama kızım anaokuluna başladı. Sabahları 2-3 gün annesi götürüp getiriyor, 2-3 gün ben gidip geliyorum. Onu okula götürmek, bırakmak, okuldan almak, okuldan çıkışta merhaba demesi, bağırması çok başka bir duygu. Çocuk yetiştirebilmek, dünyanın en büyük zenginliği bence. Biz koruyucu aile değil de onların ailesi olarak görüyoruz kendimizi" dedi. (DHA)

Kaynak: DHA