Salih TEKİN/ERZURUM, (DHA)- ÇANAKKALE Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, 'Doğu Cephesi Tarihi Alanları Çalıştayı'na katılarak, 2015 yılında hayata geçirilen Çanakkale modeli üzerinden elde edilen tecrübeleri paylaşıp, benzer yapının Erzurum’da kurulmasının mümkün olduğunu söyledi. Kaşdemir, "Biz Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı olarak burada ortaya çıkmış iradenin emrindeyiz. Biz bütün bilgimizi, görgümüzü tecrübelerimizi buraya aktarırız ve Çanakkale gibi burada bir alan ortaya çıkar" dedi.
Erzurum Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ile Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) tarafından Doğu Cephesi'nin tarihsel mirasını korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla düzenlenen 'Doğu Cephesi Tarihi Alanları Çalıştayı'na katılanlar, tabyalarda incelemede bulundu. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Milli Savunma Bakanı Danışmanı emekli Tuğgeneral Necdet Tuna, Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Park Müdürü Ömer Aygül, Sakarya Meydan Muharebesi Muharebe Alanları Araştırmacısı emekli Albay Kadim Koç, Başkomutan Tarihi Milli Parklar Müdür Yardımcısı Cihan Yüksel, akademisyenler, Aziziye, Mecidiye, Karskapı Şehitliği'nin ardından 1910 rakımlı tepeye 1884-1896 yıllarında inşa edilen Şahap Paşa Tabyası’nı gezerek, tarihi yapıyla ilgili bilgi aldı.
‘RESTORASYON SÜRECİYLE İŞLEV HALE GETİRMEK GEREKİYOR’
Tabya gezisi sonrası açıklamada bulunan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale'deki tecrübelerini paylaştıklarını söyleyerek, “Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı olarak burada ortaya çıkmış iradenin emrindeyiz. Biz, bütün birikimimizi, görgümüzü, tecrübelerimizi buraya aktarırız ve Çanakkale gibi burada bir alan ortaya çıkar. Milyonlarca vatan evladı gelir, atalarının yaptığı kahramanlığı daha iyi anlama imkanına sahip olurlar. Bu tabyalar nelere şahitlik yaptı, ne kahramanlıklara ev sahipliği yaptı. Hatıraları yüksek gazi mekanlar. Dolayısıyla buraları koruyup kollamak bugünkü nesil için çok önemli. Burası önce tescillenmeli ve bunun idari, kanuni önceliği var. Onlar tamamlandıktan sonra kanaatim bir yerden başlayıp restorasyon süreciyle burayı işlev hale getirmek gerekiyor. Çünkü sadece yapmak yetmez, yaşayan bir mekan haline getirmezseniz devam ettirme imkanı olmuyor. Önemli olan şehrin, bölgenin insanının hazır olması. Çünkü Erzurum STK ve siyasi olarak güçlü bir yer" diye konuştu.
Dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve en büyük açık hava müzesi olma yolunda ilerlediklerini ifade eden Kaşdemir, şunları söyledi:
“Bölge halkı, devletimiz, Cumhurbaşkanımız çok sahip çıkıyor. Dolayısıyla o büyük kahramanlıklara yaraşır hale geldi. O insanların haklarını ödeyemeyiz ama onları unutmayacağımızı ve çok sevdiğimizi ortaya koymanın tezahürüdür. Eğer halkı ve siyasi irade, idari birimler sahiplenirse doğuda bir Çanakkale yükselebilir, Çanakkale Tarihi Alanı gibi herkesin gıpta ettiği büyük kahramanlığa yaraşır bir ortam sağlayabiliriz."
‘ATATÜRK'ÜN DİREKTİFİNİN BU MEKANLARDA VÜCUT BULACAĞINA İNANIYORUM’
Bölgeyi gezip incelediklerini vurgulayan Milli Savunma Bakanı Danışmanı emekli Tuğgeneral Necdet Tuna, Erzurum’da düzenlenen çalıştaydan ümitli olduğunu söyledi. Yapılacak çalışmaların sonuca ulaşacağını ifade eden Tuna, "İnşallah yakın zamanda burası Atatürk'ün ifadesi ile ‘Çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun ilk önce ve her şeyden önce öğretilmesi lazım gelen husus Türkiye'nin bağımsızlığına, milli benliğine ve geleneklerine düşman olan unsurlarla savaşmak gereğidir’ şeklinde ifade edilen direktifinin bu mekanlarda vücut bulacağına canıgönülden inanıyorum" dedi.
‘YAŞANMIŞ TARİHİ YERİNDE ANLATMAK GEREKLİLİĞİNİ HİSSETTİK’
ETÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naim Ürkmez, Çanakkale Tarihi Alan Başkanı, Doğa Koruma ve Milli Parkları Genel Müdürlüğü, Sakarya Tarihi Alan Başkanlığı ve konunun uzmanı akademisyenlerin tecrübesinden faydalanma imkanı bulduklarını söyledi. Tabyaların gelecek kuşaklara nasıl aktarabileceklerinin tartışmasını yaptıklarını anlatan Prof. Dr. Ürkmez, "Buraların sadece bir mekan olarak ayağa kaldırılmasının yetmediğini gözlemledik. Canlı birer mekan olması gerektiğinin farkına vardık. Öğrencilerimizi, halkımızı burayla buluşturma ve bunu yaparken de yaşanmış tarihi yerinde anlatmak gerekliliğini hissettik. Bu bir ilk adımdı ve ilk adımla eksiklerimizi ve neler yapmamız gerektiğini müşahede ettik" diye konuştu.
'1800'LERDEN KALAN BU TABYALARI YÜZYILLARCA YAŞATABİLİRİZ'
Tabyalarda somut adım atılması için çalışmanın başlatıldığını ifade eden ETÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, proje hakkında şu bilgileri verdi:
“23 tabyamız başta olmak üzere diğer şehitlikler, askeri unsurları bir bütün olarak değerlendirip zamanla Doğu Cephesi’ne yaymak suretiyle askeri, kültürel ve turizm alanında yeni şeyler yapmak gerektiğini düşündüğümüzden böyle bir proje ortaya çıktı. Valilik, Büyükşehir Belediyemiz ve Üniversitemiz tarafından da benimsenerek harekete geçildi. Çanakkale'de Anadolu'dan nasıl her yerinden gidip şehit olanlar varsa burada da aynı durum var. Yüzlerce şehidimiz burada yatıyor. Bizlerin amacı aziz vatanı bizlere emanet edenlerin hatıralarını yaşatmak çünkü manevi bir sorumluluğumuz var. Ama bu mekanların korunması ve geleceğe aktarılması için de sürdürebilirlik çok önemli. Buraya gelenler tecrübelerini bize aktardılar. Bu tecrübelerin ışığında çalışmaların genişletilerek devam ettirilmesine karar verildi. Eğer doğru anlatır ve halkımız benimserse 1800'lerden kalan bu tabyaları yüzyıllarca yaşatabiliriz. Aksi halde ihmal ve sorumluluk almama gibi durumlarda bu tabyalar yok olursa bunun vebali bize yeter." (DHA)