Canan İLARSLAN - Hadican EROL / İSTANBUL, (DHA)- GÖÇ ve Diaspora Vakfı öncülüğünde Anneler Günü dolayısıyla Gazze'de yaşanan insani krize dikkat çekmek ve savaş mağduru annelere destek çağrısında bulunmak amacıyla bir basın açıklaması düzenlendi. Göç Diaspora Vakfı Kadın İletişim Başkanı Ayşe Müzeyyen Taşçı, "Bugün burada bir araya gelme sebebimiz, yalnızca bir basın açıklaması yapmak değil; insanlık tarihine kazınan ağır bir trajediyi, vicdanlarımızın derinliklerinden yükselen bir haykırışla dünyaya duyurmaktır" dedi.

İstanbul - Küçükçekmece’de 6 katlı binada çıkan yangın söndürüldü
İstanbul - Küçükçekmece’de 6 katlı binada çıkan yangın söndürüldü
İçeriği Görüntüle

Gazze'de yaşanan insani krize dikkat çekmek ve savaş mağduru annelere destek çağrısında bulunmak amacıyla Göç ve Diaspora Vakfı öncülüğünde Anneler Günü dolayısıyla Fatih'te yer alan Neslişah Kültür Merkezi'nde 6 ülkenin temsilcisinin de katıldığı basın açıklaması yapıldı. Açıklama öncesi Göç Diaspora Vakfı Kadın İletişim Başkanı Ayşe Müzeyyen Taşçı, Suriye'den Fadia Zidan, Bosna Hersek'ten Semsa Sabanovic, Gazze'li Doaa Kordia, Sudan'lı Roman Fatih el rahman salim, Doğu Türkistan'lı Eman Bekir ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri bir araya geldi. Açıklamada savaşların kadınlar ve anneler üzerindeki yıkıcı etkileri gündeme taşınırken, uluslararası kamuoyuna barış ve dayanışma çağrısı yapıldı. Göç ve Diaspora Vakfı savaş mağdurlarının sesi olmaya devam ederken, özellikle Gazze'de yaşanan trajedinin unutulmaması gerektiğine dikkat çekildi.

GAZZE'DE YAŞANANLAR TÜM İNSANLIĞIN SORUMLULUĞUDUR

Göç Diaspora Vakfı Kadın İletişim Başkanı Ayşe Müzeyyen Taşçı, "Bugün burada bir araya gelme sebebimiz, yalnızca bir basın açıklaması yapmak değil; insanlık tarihine kazınan ağır bir trajediyi, vicdanlarımızın derinliklerinden yükselen bir haykırışla dünyaya duyurmaktır. Gazze'de yaşananlar, artık yalnızca bir savaşın sonucu değil; tüm insanlığın sorumluluğudur. Bu coğrafyada kadınlar, özellikle de anneler, savaşın görünmeyen yükünü taşımaktadır. Evlatlarını toprağa vermek zorunda kalan, bombalanan evlerinin enkazında umutlarını yitiren, temel yaşam haklarından yoksun bırakılan Gazzeli anneler, tarihin en karanlık sayfalarından birinde sessizce direnen birer tanıktır" dedi.

GAZZE'DE ANNELİK SABIRLA, DİRENÇLE, AÇLIKLA, SOĞUKLA, KORKUYLA VE KAYIPLA ÖRÜLÜDÜR

Taşçı, "Anneler Günü yaklaşırken, dünyanın pek çok yerinde çiçekler alınacak, hediyeler sunulacak, övgü dolu sözler söylenecek. Ancak Filistinli anneler için bugün, kutlamadan çok bir yas günü olarak geçmektedir. Çünkü Gazze'de annelik, yalnızca sevgiyle değil; sabırla, dirençle, açlıkla, soğukla, korkuyla ve kayıpla örülüdür" dedi.

HAYATINI KAYBEDENLERİN YÜZDE 70'İ KADIN VE ÇOCUKLARDAN OLUŞMAKTADIR

Göç Diaspora Vakfı Kadın İletişim Başkanı Ayşe Müzeyyen Taşçı, "Bugün elimizdeki veriler, bu acının boyutunu çıplak bir şekilde ortaya koymaktadır: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin yaklaşık yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Yaklaşık 18 bin çocuk, bombalarla, açlıkla ve ilaçsızlıktan yaşamını yitirmiştir. Soykırım esnasında doğmuş bin 150 bebek, daha hayata tutunamadan ölüme terk edilmiştir. En az 14 bin 000 kadın, eşlerini bu saldırılarda kaybederek hem annelik hem babalık görevini tek başına yüklenmek zorunda kalmıştır" ifadelerini kullandı.

ANNENİN EN BÜYÜK TESELLİSİ ENKAZDAN BİR AYAKKABI PARÇASI BULABİLMEK

Taşçı, “Ancak bu rakamların ötesinde, yürek dağlayan başka gerçekler de vardır. Gazze'de annelik, zaman zaman çocuğunun bedeni değil; parçalanmış uzuvlarıyla vedalaşmak demektir. Patlamalardan sonra bir annenin en büyük tesellisi, enkazdan bir el ya da ayakkabı parçası bulabilmek olmuştur. Her bomba sesiyle bir anne, evladının adını haykırarak sokaklara koşmakta; kimi zaman çocuğuna ulaşmakta, kimi zaman sadece sessizliğe gömülmektedir. Gazzeli anneler, yıllardır 'yer' bildiriminde bulunamayan bir halkın temsilcileridir. Her gün başka bir mahallede, başka bir çadırda, başka bir mezarlığın yanında sabahlamaktadırlar. Göç onlar için geçici bir hâl değil, bir yaşam biçimi hâline gelmiştir. Güvende hissettikleri hiçbir duvar, başlarını yaslayacakları hiçbir köşe kalmamıştır. Bu hayat, kadınlara doğum değil, direnişle yoğrulmuş bir hayatta kalma savaşı yüklemiştir. Bugün buradan, dünyanın tüm vicdanlı kadınlarına, tüm annelerine ve annelik duygusunu içinde taşıyan herkese çağrıda bulunuyoruz. Gazze'deki bu sessiz çığlığa kulak verin. Gazzeli annelerin yaşadığı bu tarifsiz acıyı paylaşın, görün, duyurun. Aynı zamanda şunu da özellikle vurgulamak isteriz ki, sivil toplum kuruluşlarının bu noktada üstleneceği rol hayati derecede önemlidir. Sadece insani yardım göndermekle kalmayıp, uluslararası kamuoyunu harekete geçirecek bilinçlendirme çalışmaları yapmak, savaş suçlarını görünür kılmak ve hukuki girişimleri desteklemek, Gazze'nin kaderini değiştirebilecek güçte adımlardır. Sessiz kalmak bir tercih değil, zulmün ortağı olmaktır. Bugün sivil toplumun diliyle kurulan her cümle, vicdanın nabzıdır; atılan her adım, yaralı bir coğrafyada umudu filizlendirebilir" dedi.

DİASPORA HAREKETLERİ TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN SESSİZ DEVRİMLERİN TAŞIYICISIDIR

Diğer önemli gücün diaspora toplulukları olduğunu belirten Taşçı, “ Filistin diasporası başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına dağılmış duyarlı gruplar, bulundukları ülkelerde yürüttükleri bilinçlendirme kampanyaları, hukuk mücadelesi ve diplomatik girişimlerle uluslararası kamuoyunun vicdanını canlı tutmaktadır. Onların sesi, Gazze'de susturulmaya çalışılan her annenin sesiyle birleşmekte; sınırların ötesinde bir kardeşlik bağı örülmektedir. Diaspora hareketleri, tarihin akışını değiştiren sessiz devrimlerin taşıyıcısıdır. Bugün burada bulunan, bu çağrımıza yürekten destek veren her anneye, her vicdan sahibine şunu söylemek istiyoruz" dedi.

HER ANNENİN KALBİ GAZZEDEKİ BİR ANNENİN GÖZYAŞINI TAŞIYOR

Çağrıya destek veren her anneye, her vicdan sahibine seslendiklerini belirten Taşçı, “Her annenin kalbi, Gazze'deki bir annenin gözyaşını taşıyor. Bu ortak acı, bizi birleştiriyor; bu sessiz çığlık, tüm sınırları aşıyor. Bu sadece bir coğrafyanın değil; insanlığın sınandığı bir andır. Kadına yönelik şiddetin, çocuklara yönelik ihlallerin, temel yaşam hakkının hiçe sayılmasının meşrulaştırılamayacağını hep birlikte haykırmak zorundayız. Çünkü eğer Gazzeli annelerin sesi duyulmazsa, hiçbir annenin gözyaşı güvende değildir" ifadelerini kullandı.

ANN YÜREĞİ EVRENSELDİR

Taşçı, “Bizler, insan haklarına inanan bireyler ve kurumlar olarak bugün burada, Gazzeli annelerin sesi olmak için toplandık. Onların yalnız olmadığını, dünya kadınlarının, sivil toplumun, diaspora topluluklarının ve vicdan sahiplerinin yüreklerinin onlarla attığını göstermek istiyoruz. Kadın dayanışması sınır tanımaz. Anne yüreği evrenseldir. Ve bizler, anneliği savaşın gölgesine mahkûm eden bu vahşete karşı, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.

BUGÜN ANNELERİN GAZZE'DE AYAKTA DURABİLMESİ İÇİN ÇELİK BİR YÜREK GEREKİYOR

Gazze'li Doaa Kordia, “Bugün sizlerle beraber buradayım. Belki fiziksel olarak burada olabilirim ama aklım vicdanım Gazze'de kaldı. Biz Gazze'den göç etmek zorunda kaldık. Göç kelimesini ne demek bilir misiniz? Gazzeliler için göç demek pratik olarak şimdi nereye gidiyoruz demek. Anneler bugün Gazze'de gününü geçirmek için geçmişi düşünemiyor. Gününü bile düşünemiyor. Bugün annelerin Gazze'de ayakta durabilmesi için çelik bir yürek gerekiyor. Duyguların içinde yer olmadığı çelik bir yürek gerekiyor. Yardımların olmadığı kendi başına olduğu bir hayat geçirmek zorunda kalıyor. Sadece çocuklarına, aç olan çocuklarına yemek nasıl temin edebilirim. Gazzeli anneler çok haysiyetli anneler, yardım isteyebilecek anneler değil. Sabır göstermeye çalışıyorlar. Ayakta kalmak için mücadele ediyorlar. Bazıları hayvanların yemini yemek zorunda kaldı. Çünkü şartlar çok zor. Korku ve şiddet Gazzeli anneler için ayrı bir boyut. Karınlarının açlığı hissetmemesi için karınlarına taş bağlamak zorunda kalıyorlar. Ben kendi şahsi bireysel hikayemden biraz söz etmek istiyorum. Ben 4 çocuğun annesiyim. Gazze şehrinde yaşıyorum. 2021 yılında yaşanılmaz bir alan olarak tasnif edildi. Çünkü tüm imkanlar çok kısıtlı. Ancak bizim için bir cennetti" dedi.

HAYATIMIZ 5 DAKİKADA ALT ÜST OLDU

Kordia, “Geleceğin çok karanlık olduğunun farkındaydık. Ancak bugünlerin evimde geçireceğimiz son günler olduğunu bilmiyordum. Çünkü İsrail istihbaratı bizi arayarak yanımızdaki binanın bombalarını dev bölgeyi tahliye etmemiz gerekeceğini söyledi. Sadece 5 dakika verdiler bize düşünebilir misiniz? Beş dakikada neler toplayabilirsiniz evinizden? Hayatımız 5 dakikada alt üst oldu" ifadelerini kullandı.

ASIL İSTEDİĞİMİZ EVİMİZE GERİ DÖNMEK, SAVAŞIN DURDURULMASI

Bugün talebemiz savaşın derhal durdurulması ve en hızlı bir şekilde Gazze'ye yardım sokulmasını isteyen Kordia, “Gazze'de çok büyük yıkım var. Gazze'de eğitim yok, sağlık yok. İnsanların oturabileceği çok az ev kaldı. Çocuklarımız burada eğitim almaya çalışıyor. Biz burada şuan yeni bir hayat için başlamaya çalışıyoruz ama tekrar evimize dönmek istiyoruz. Asıl istediğimiz evimize geri dönmek, savaşın durdurulması. Umarız çok hızlı bir şekilde savaş biter" dedi. (DHA)

Kaynak: DHA