Melike USLU- Harun ŞAHBAZOĞLU/İSTANBUL, (DHA)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve partisinden isimlerin katılmamasına ilişkin “Anıtkabir’e gitmemek protesto mu oluyor? Külliye’ye gitmemek protesto mu oluyor? Eğer bu bir mesajsa ya da başka bir anlam taşıyorsa, Cumhur İttifakı kendi içinde değerlendirir. Bizim bu kadar derdimiz, meselemiz varken onların iç sorunlarıyla uğraşacak değiliz. Kimseyle kavga etmek istemiyoruz. Millete hizmet yarışında olalım. Bunu oturup kendileri değerlendirsinler, bizi bu tartışmalarla meşgul etmesinler. Biz önümüze bakıyoruz” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, cuma namazını Sarıyer Çamlıtepe Merkez Camisi’nde kıldıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, “Adem Soytekin meselesi şöyle bir meseledir; Türkiye çok siyasi bir dava görüyor. Davanın sebebi şu; Ekrem İmamoğlu İstanbul’da girdiği dört seçimi kazandı. Biri Beylikdüzü, üçü büyükşehir olmak üzere. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve bütün bakanlarına, kamu gücüne rağmen kazandı. Artık Türkiye siyasetinde ‘yenilmez’ olarak görülen bir Erdoğan yok. Ama şu anda siyasette bir ‘yenilmez’ var; o da Ekrem İmamoğlu’dur. Girdiği dört seçimi de kazanan bir belediye başkanı var ve bu durum bazılarını rahatsız etti. Ortada tamamen siyasi bir operasyon, büyük bir itibarsızlaştırma planı var. Hepimiz biliyoruz ki Ekrem İmamoğlu’nun terörle ne ilgisi olabilir? Ancak dava ‘terör’ iddiasıyla açıldı. Neymiş, bazı belediye meclislerinde geçmişi olan Kürt vatandaşlarımızın kanaat önderlerini kabul etmişiz. Bunu terörle ilişkilendirdiler. Buradan yola çıkarak da İBB’ye kayyum atama niyetine girdiler" diye konuştu.
'OLABİLECEK EN HUKUKSUZ SÜREÇ'
Özel, “Ekrem Başkan’a ‘rüşvet’, ‘yolsuzluk’, ‘ihaleye fesat’ gibi suçlamalar yönelttiler. Bu iddiaların benzerleri geçmişte sayın Erdoğan hakkında da vardı. Ancak o hiçbir zaman gözaltına alınmadı, tutuksuz yargılandı. Ceza aldığında bile telefonla cezaevine davet edildi. Oysa Ekrem Başkan’ın diploması bir gece önce iptal edildi, ‘Cumhurbaşkanlığına aday olamaz’ denildi. Ertesi sabah da evine polisler gönderilerek gözaltına alındı ve 23 Mart’tan bu yana tutuklu. Bu büyük bir haksızlıktır. Eğer bir iddia varsa ortaya koyarsın, yargılarsın, ispatlarsan ceza verirsin. İstinaf inceler, Yargıtay onaylarsa ceza çekilir. Ama daha iddianame yazılmadan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı çıkıp ‘Ekrem İmamoğlu suç örgütü lideri’ diyor. Şimdi de ‘casusluk’ iddiası ortaya atılıyor. Bu, olabilecek en hukuksuz süreçtir” ifadelerini kullandı.
Özel, “Masumiyet ilkesi diye bir şey var. Hukuk fakültelerinde şu öğretilir; ‘Bir kişi boş yere içeride kalmasın, gerekirse doksan dokuz suçlu dışarıda gezsin.’ Ama şu anda tam tersi yapılıyor. Daha iddianame yokken başsavcılık, ‘560 milyarlık yolsuzluk’ manşetleri servis etti. Oysa altı yıldaki toplam bütçe zaten 490 milyar lira ve bunun yüzde 70’i çalışanlara ayrılıyor. ‘İmamoğlu’nun lüks arabaları bulundu’ dediler, sonra ortaya çıktı ki araçlar MHP’li bir milletvekiline ait. Binlerce böyle yalan dolaşıma sokuldu. Bir kuruşluk yolsuzluk bile ispatlanamadı. Şimdi, içerideki insanlara ‘İmamoğlu’na suç at, çıkarsın’ deniyor. Böyle bir iftiracılık mekanizması kuruldu. İlk günden beri bunun sağlıksız olduğunu söylüyorum. Ellerinde bir sürü ‘iftiraname’ var ama hala iddianame yazamıyorlar. Sıkışınca itirafçı yaptıkları kişileri tekrar tutukluyorlar. Oysa o itirafları onlara zorla attırdılar. Bazı kişiler bana mesaj yazıyor: ‘Genel başkanım, çocuklarım için mecbur kaldım. Ekrem Başkan’ı çok seviyorum, hakkınızı helal edin’ diyorlar. Yani iftiracı değil, çaresiz insanlar bunlar” dedi.
'ARTIK İFTİRADAN YILDIK'
Özel, “Adem Soytekin’in yeniden tutuklanması sürpriz değil. Daha niceleri de tutuklanabilir. Çünkü bu süreçte yalana, iftiraya bulaşanlar sonunda kendi söylediklerinin altında kalacaklar. Benim çağrım şudur; Bir şey bilen, kanıtı olan söylesin. Gerçek bir suç varsa ortaya çıksın, ama artık iftiradan yıldık. İftiracıların tekrar tutuklanması sürpriz değil, daha çoğu da olabilir. Ama kim gerçekten iftira attığını itiraf ederse mahkeme onu da affeder. Evladı, hasta anne babası için imza atan, baskıyla ifade veren herkese sesleniyorum: İddianameyi bekleyin. Savcılardan değil, hakimlerden adalet bekleyin. Çünkü hakimler vicdanlıdır. Savcıların yaptıklarını anlatın, adalete sığının. Kimsenin hakkını yemeyin, kendi hakkınızı da kimseye yedirmeyin” diye konuştu.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen resepsiyonda, Cumhur İttifakı üyelerinden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve partiden bazı isimlerin yer almadığına dair sorular üzerine açıklamalarda bulunan Özel, “Aksi olduğunda eleştiriyoruz ama Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı Cumhuriyet Bayramı paylaşımı kıymetlidir. Yeni Diyanet İşleri Başkanı, yeni bir dönemin başlangıcı olacaksa ve bu özenli, doğru dil kullanılacaksa bu bizim açımızdan değerlidir. Önümüzdeki günlerde sayın Diyanet İşleri Başkanı’na hayırlı olsun ziyaretinde de bulunacağım. Daha önce zaman zaman cuma hutbelerinde kadınları üzen, miras hukukuna saldıran, Cumhuriyet’in değerleriyle çelişen ifadeler yer alıyordu. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı paylaşımıyla Diyanet’te yeni ve özenli bir sürecin başlayacağına inanıyorum. Eğer Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri doğrultusunda faaliyet yürütecekse, ben de bu ziyareti memnuniyetle yaparım. Bizim meselemiz ‘yanlış olsun da kavga edelim’ değil; herkes işini doğru yapsın, biz de işimizi yapalım. Kimseyle kavga etmek istemiyoruz. Millete hizmet yarışında olalım. Bu yaklaşımı kıymetli bulduğumu özellikle ifade etmek isterim. MHP’nin Anıtkabir ziyaretine ve Külliye’deki resepsiyona katılmama kararına gelince. Ben Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’la birlikte MHP heyetine yöneldim, Sayın Bahçeli’yi sordum. Bugün katılamayacaklarını söylediler. Sağlık durumuyla ilgili endişe edilecek bir şey olmadığını öğrenmekten memnun oldum” ifadelerini kullandı.
'BİZ YENİ BAŞLIYORUZ'
Özel, “Eğer bu bir mesajsa ya da başka bir anlam taşıyorsa, Cumhur İttifakı kendi içinde değerlendirir. Bizim bu kadar derdimiz, meselemiz varken onların iç sorunlarıyla uğraşacak değiliz. AK Parti’ye yakın bazı isimler ‘çatlak büyümeden mesaj alınmalı’ gibi yorumlar yapıyor. Ama arkadaşlar, meclisin açılışında Cumhurbaşkanı geliyor, konuşmasını yapıyor, gidiyor. Bize söz hakkı verilmiyor. Geçen yıl mecliste yaşananları hatırlayın; neredeyse bize savaş ilan edilmişti. Biz oraya gitmediğimizde protesto deniyordu. Şimdi soruyorum: Anıtkabir’e gitmemek protesto mu oluyor? Külliye’ye gitmemek protesto mu oluyor? Bunu oturup kendileri değerlendirsinler, bizi bu tartışmalarla meşgul etmesinler. Biz önümüze bakıyoruz. Cumhuriyet Halk Partililer olarak bugün sabah hepimiz uyandık; iktidarımıza dün akşama göre bir gün daha yaklaşmış olmanın moral ve motivasyonu içindeyiz. Biz yeni başlıyoruz, onlar ise sonradan geldiler” dedi.
 
             
             
                             
                             
                            




