Hasta olduğunu takım arkadaşından sakladı
Enes Biber: Beni 3-4 yıldır kimse geçemiyor
'İlk yarıştığımda fark yemiştim'
'Dezavantajımız; kulüp sayısı çok az'
'Bizim girdiğimiz yarışta favori Türkiye'dir'
'En büyük hedefimiz Olimpiyat'
Aytimur Selçuk: İlk defa yarışta 3 altın madalya kazanıldı
'Şu anki hedefimiz, Los Angeles'
Gürsoy OLCA- Efe ALDEMİR / İSTANBUL, (DHA) – MİLLİ kürekçiler Enes Biber ve Aytimur Selçuk, hedeflerini olimpiyatlarda madalya kazanmak olarak açıkladı. Enes, “Hedeflere bakarken tabi ki en büyük hedefimiz Olimpiyat ama adım adım çıkacağız oraya” ifadelerini kullanırken, Aytimur, “En büyük hedefimiz 2028, uzun vadede bakınca” dedi.
Polonya’nın Poznan kentinde düzenlenen U23 Dünya Şampiyonası’nda Türk kürekçiler toplam 4 altın madalya kazanıp tarihi bir başarıya imza atarken Enes Biber ve Aytimur Selçuk, U23 Erkekler İki Tek (BM2-) kategorisinde altın madalya alarak büyük bir başarı kazandı. Başarılı kürekçiler Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Altın madalya sahibi genç kürekçi Enes Biber, kürek sporuna başlama hikayesini şöyle anlattı:
“Ben 6 yıl önce bir spora başlamak istedim. Geçmişte basketbol olsun, yüzme olsun amatör bir şekilde yapmıştım. Sonra babamın bir arkadaşının oğlu kürek çekiyordu. Öyle onların tavsiyesi üzerine başladım. Başladığımda yaşıtlarından çok gerideyim. Biraz geç başladım aslında kürek için sonra da ilerleye ilerleye buralara kadar geldim. Ben küreğe 14 yaşında başladım. Kürekte kategoriler var. Ben yıldızda başladım. Normalde minikte başlamak daha iyi oluyor, 13-14 yaş aslında ideal.
‘İLK YARIŞTIĞIMDA FARK YEMİŞTİM’
“Kürek sporuna başladığım zaman en kötüleri bendim zaten, beni daha yarışa sokmuyorlardı” şeklinde konuşan Enes, “Ama işte içimde o hırs vardı. Hep en iyi olmayı istiyordum. Bunun için sürekli çalıştım. Öyle oldu yani ilk başlarda tabi ki de iyi olacağımı biliyordum, istiyordum sürekli buralara kadar gelebileceğimi düşünmüyordum. Böyle bir şey olduğunu bilmiyordum zaten dünya şampiyonası olsun, Türkiye'nin bu kadar imkan verebileceğini de düşünmüyordum. Ama ilerledikçe biz dereceleri ortaya koydukça federasyonda destek çıktı. Bizi yarışlara götürdü, biz de her yarışta elimizden geleni yaptık. Hep de birinci olduk. İlk yarışın yıldızlarda yarıştırmak için yarıştırdılar. 49 saniyelik bir fark yedik. Üçüncü olmuştum. Ondan sonraki sene ilk Millî Takım testiyle başladık. Birinci olduk Milli Takım testinde. Sonra bir bahar kupasına girdik. Orada da birinci olduk. Kupada da birinci olduk ama ilk yarıştığımda fark yemiştim” dedi.
Polonya’daki U23 Dünya Şampiyonası’nda kazanılan altın madalyalara öncesindeki süreci anlatan Enes Biber, “Zaten ekibimle önceden ekiptik. 3 yıl boyunca birlikte ekip çekmiştik. Sonra 1 sene ara verdik, ekip olmadık. Bu sene de bütün kış ikimiz de tek çiftler üzerinde çok iyi antrenman yaptık. Yarışa son bir buçuk ay kala da tekrardan ekip olduk. Federasyon bunu böyle gördü. Ekip olduktan sonra tabi çok kısa bir zaman aslında. Ne kadar geçmişimiz olsa da bir buçuk ayda böyle başarı geleceğini öngörüyorduk antrenmanda yapılan derecelerle ama bu kadarını beklemiyorduk. Tabii bir madalya alacaktık ama bu birincilik de olabilirdi üçüncülük de olabilirdi. O bir buçuk ayda hiç antrenman kaçırmadık. Elimizden gelenin en iyisini yaptık, sakatlık olsun, diğer hastalıklar olsun. Her şeyi bir kenara bırakıp sadece antrenman yaptık. Polonya'ya gittiğimizde de zaten geçmişten gelen bir tecrübemiz vardı. Orada bir ağırlığımız vardı aslında. 2 sene önce de dünya şampiyonu olduk, gençler kategorisinde zaten. Yarışlarda çekilen dereceleri gördüğümüz zaman herkes çok yakındı. 5 ekip 6 ekip hatta bir saniyenin içindeydik. İşte biz 30,3 çekiyoruz onlar 30,4 çekiyor, 5 çekiyor. Sırasıyla geliyorduk. Aslında hiçbir şey belli değildi, yarı finali yarışımız çok zor geçti. 4 ekip kafa kafaya girdik, orda da birinci çıktık” ifadelerini kullandı.
HASTA OLDUĞUNU TAKIM ARKADAŞINDAN SAKLADI
Yarı final yarışından sonra hastalandığını bu durumu ise takım arkadaşından gizlediklerini belirten başarılı kürekçi, “Gece 12, 12 buçukta hastaneye gittik. Aytimur'la farklı odalarda kalıyorduk zaten. Aytimur’a hiçbir şey söylemedik. Akşam gece 4'te geldim ertesi gün yarışım var. Kendimi kötü hissediyordum aslında yarışa girsek mi girmesek mi diye düşündük. Sonra bu mücadeleyi vermem gerektiğini düşündüm. Bu zamana kadar buralara böyle geldim bir şeylerle mücadele ederek. Aytimur’un hiçbir şeyden haberi yoktu söylemedik işte belki kötü etkilenebilir diye ben de zaten çok kötü hissediyorum kendimi. Bir şekilde o yarışa girdik. Yarışta da zaten hiçbir şey görmedik. Bir an önce bitirmeye odaklandık. Bitirdik ve sonunda birinci olduk, bunun için çok gururluyuz aslında” şeklinde zorlu süreci anlattı.
‘BENİ 3-4 YILDIR KİMSE GEÇEMİYOR'
Genç yaşına rağmen elde ettiği başarıları sıralayan genç sporcu, “Uluslararası açık yarışlarda da oldu işte Zagreb olsun diğer yarışlar olsun. Hep ikilide çektim. İşte ikili teknede çektim. Avrupa şampiyonluğum var. Balkan şampiyonluklarım var, 2 tane dünya şampiyonluğum oldu. 8 tekte Avrupa ikinciliğim var Türkiye'de zaten şimdi egolu olacak biraz ama 3-4 yıldır kimse geçemiyor ekibim de dahil’ ifadelerinde bulundu.
‘DEZAVANTAJIMIZ; KULÜP SAYISI ÇOK AZ’
Türkiye’nin Kürek sporunda dünyadaki yerini değerlendiren, Enes,” Bizim aslında diğer ülkelerden en kötü dezavantajımız kulüp sayısı çok az. Yani ortada 2 tane kulüp var. Bir Fenerbahçe ve Galatasaray diğer ülkelere baktığın zaman hiç tanınmayan isimler geliyor şampiyonalara ve bambaşka bir ekip çıkıyor. Sporcu sayısı yeterince fazla değil. Kulüp sayısı çok az Kürek çekmek istiyorsan ya Fener'de olacaksın ya Galatasaray'da olacaksın dünyada böyle bir şey yok. Daha fazla gelişmiş ama biz de oraya doğru gidiyoruz, yeni kulüpler ortaya çıkıyor. Zamanla 2-3 yıl içinde biz de bence daha böyle büyüklerde madalya kazanabilecek hale geleceğiz. Biz de buna vesile olacağız” diye konuştu.
‘BİZİM GİRDİĞİMİZ YARIŞTA FAVORİ TÜRKİYE'DİR’
Genç Kürekçi, “Kürekte bir sürü kategori var. İşte tek, çiftli, ikili, sekizli. Aslında her teknenin favorisi farklı. Zaten bizim girdiğimiz yarışta favori Türkiye'dir, en iyi odur ama büyüklere baktığımız zaman Romanya çok iyi İtalya çok iyi yeni yeni parlıyorlar. Zaten en iyi antrenörler, en bilimsel çalışanlar onlar. Mesela 2 tek dediğin zaman Hırvatlar ekibi adamların üçüncü Olimpiyat altınını aldı, İngiltere'nin ekibi ya da tek çift denildiği zaman Alman tek çiftleri çok iyi. Her kategoride farklı. Ama genel olarak Romanya, Almanya, İngiltere bu ülkeler, İsviçre küreğe çok ciddi yatırımlar yapıyor” ifadelerini kullandı.
‘EN BÜYÜK HEDEFİMİZ OLİMPİYAT’
Gelecek hedeflerini değerlendiren Enes, “Şimdi, önümüzdeki aydan sonra Avrupa Şampiyonası var. Hedeflere bakarken tabi ki en büyük hedefimiz Olimpiyat ama adım adım çıkacağız oraya. İlk başta Avrupa şampiyonasında tekrar bir altın madalya daha kazanacağız. Sonra adım adım büyüklerde madalya alacağız. En sonunda da olimpiyatlarda da taçlandıracağız bu işi. Biz büyüklerde madalya kazanmak istiyoruz şu an gençlerde Dünya şampiyonluğumuz var. U23’te oldu, 2 sene daha U23’üz. Bunda da ben eminim tekrardan 2 sene daha dünya şampiyonu olacağız. Hedefimiz büyükler, büyüklerde madalya kazanmak, Olimpiyatta madalya kazanmak. Bizi destekledikleri sürece biz o hedef doğrultusunda çalışacağız, çok istiyoruz. İnşallah bir gün Türkiye'ye olimpiyatlarda altın madalya kazanırken izleyecek herkes” dedi.
Enes Timur’un takım arkadaşı Aytimur Selçuk da kürek sporuna ailesinin etkisiyle başladığını ifade ederek, “Ben 2019 kaç yaşında başladım, 14 yaşında. Benim ailem vasıtasıyla başladım. Annem, babam da eski kürekçi, benim bir tane de ablam var. Piyango illa birimize çıkacaktı. Bana çıktı. Ablam da eski sporcu zaten. Oradan başladım. Başlarda zorla başlatıldım, ben istemeyerek gidiyordum. Sürekli kaçmaya çalışıyordum yani en sonunda ilk gittiğim zamanlarda Enesler de yoktu. O zaman çok ortama ısınamamıştım, istemiyordum. Birkaç ay sonra bir grup geldi daha çok bir arkadaş ortamı oluştu falan. Hep beraber bana istek geldi. O zaman hep beraber çekmeye başladık. Yarışlar olsun, kamplar olsun vesaire çok güzel ortamlardı. Ben de devam etmeye karar verdim, ondan sonra orda. Benim ilk yarışmam ben minik İkinci senemde bir tane tek elemesine girmiştim. Orada da elenmiştim. Öyleydi ya şimdi yani tam hatırlayamıyorum da” diye konuştu.
Enes gibi genç yaşında sayısız başarı kazanan Aytimur, ”Benim de yani beraber Balkan şampiyonluklarımız var. Zagreb’te açık yarışlarda birinciliklerimiz var. Hatta büyükler kategorisinde de birinciliğimiz var. Yunanistan'da yarış olmuştu, orada da birinciliğimiz var. Avrupa üçüncülüğüm var. Avrupa beşinciliğim var. Avrupa şampiyonluğu, 2 dünya şampiyonluğu böyle daha çok da devam edecek inşallah” şeklinde konuştu.
Kürek tarihinde Türk kürekçilerin en çok altın madalya kazandığı şampiyona olan U23 Dünya Şampiyonası’nı değerlendiren Aytimur,”Evet, Enes'in dediği gibi bir süre aramız oldu. Beraber hiç çekemedik. Sonra bir buçuk ay kala yarışa tekrar ekip olduk. İlk indiğimiz günde biz o yarışı kazanmak için ekip olduğumuzu da biliyorduk. Yani sürekli çalıştık her antrenmanda da birbirimize söylüyorduk biz oraya kazanmaya gideceğiz. Madalya alacağız evet, ama hedefimiz her zaman altın madalyaydı. Böyle her gün çalışmaya devam ettik. Herkese kafa tuttuk herkese antrenmanlarda takım arkadaşlarımıza diğer tekne sınıflarına. Ve sonunda Polonya'ya gidince her şey elimizden geleni yaptık. Eleme de olsun, yarı finalde olsun hepsinde birinci gelerek en son finalde de birinci olup, dünya şampiyonluğunu elde ettik” dedi.
Takım arkadaşının kendisinden gizlenen rahatsızlığını yarıştan sonra öğrendiğini belirten başarılı kürekçi, “Yarış bitti. En son Halil arkadaşımız da birinci oldu. Bizden önceydi onun yarışı bizi yarış sonunda bekliyordu suda teknesinde o da. Geldi size bir şey itiraf edeceğim dedi, Enes sudayken, bir anda orada söyledi işte orada haberimiz oldu hepimizin. Bir tek antrenör ve Enes biliyordu yani Enes’in hastaneye gittiğini” şeklinde konuştu.
Aytimur, Takım olarak birbirlerini nasıl motive ettiklerini ise şu sözlerle aktardı:
“Bir kere ikimiz de kazanmak istiyoruz. O yarışı kazanmak istediğimiz için ikimiz de birbirimizi sürüklüyoruz. Yarış içinde olsun antrenmanda olsun. Hep hedefimizin olduğunu birbirimize hatırlatıyoruz. Biz önceden de dünya şampiyonuyduk. Kendimize öyle diyoruz, biz bir kere olduk, bir kere daha yaparız, yapmalıyız. Bizi dünya şampiyonu olarak biliyorlar ve böyle de devam edecek diyoruz. Böylelikle birbirimize sürükleyerek her antrenmanı da tamamlıyorduk en güzel şekilde”
‘İLK DEFA YARIŞTA 3 ALTIN MADALYA KAZANILDI’
Genç kürekçi, “Türkiye şu an biraz daha ortalarda, bir tık da geride. Bizlerin sayesinde, sporcular sayesinde daha da ileriye götürüyoruz. İlk defa yarışta 3 altın madalya kazanıldı, Dünya şampiyonası Türkiye için ilkler yazıldı tekrar. Böyle oldukça dünya daha çok Türkiye'yi görmeye başlıyor ve daha da çok korkmaya başlıyor, hatta madalya töreninde İstiklal Marşı okunurken, bir tek İstiklal Marşı okurken sessizlik oluyor. Diğer ülkeler kendi marşlarını okurken sessizlik olmuyor. Dediğim gibi, her tekne sınıfının göze çarpan farklı bir ismi oluyor. Birkaç tane, 2-3 tekneyi alan bir ülke yok. Mesela 8 teki farklı bir ülke götürüyor, 2 teki farklı bir ülke götürüyor. tekli şey farklı ülke götürüyor. Genelde değişiyor. Daha çok işte öndeki Avrupa ülkeleri; İsviçre olsun, İngiltere, Almanya, Romanya onlar götürüyor” sözleriyle Türkiye’nin kürek sporundaki yerini değerlendirdi.
'ŞU ANKİ HEDEFİMİZ, LOS ANGELES'
Aytimur, “Şu anki hedefimiz, Los Angeles. Yani bir de en büyük hedefimiz şu anki o 2028 uzun vadede bakınca ama öncelikle yavaş yavaş ileriki senelerde olabildiğince ülkemize bir başarı getirip Avrupa, dünya şampiyonlukları getirmeye çalışarak ülkemizi daha üst seviyeye çıkarmak, uluslararası podyumda’ dedi” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.