Kemal ERBEN/EĞİRDİR (Isparta), (DHA)- ISPARTA'daki Eğirdir Gölü, su seviyesinin düşmesiyle ikiye bölündü. Suyun çekildiği bölge hayvanların otlama alanına dönüştü. Bölge halkı ve ziyaretçiler, gördükleri manzara karşısında şaşkınlık yaşadı. Bir kanalla Eğirdir Gölü'ne bağlı Kovada Gölü'nde de benzer manzaralar ortaya çıktı.
Türkiye'nin 4'üncü büyük gölü ve 2'nci en büyük içme suyu rezervi olan Eğirdir Gölü'nde su seviyesi önemli ölçüde düştü. Suyun çekilmesiyle birlikte kısa süre önce göl Hoyran Boğazı'ndan ikiye ayrıldı. Gölün bölünmesinin ardından ortaya çıkan yeni kara parçasında, çobanların hayvanlarını otlattıkları gözlendi. Eğirdir Gölü kıyısındaki limanda bulunan balıkçı tekneleri de su seviyesinin düşmesiyle oluşan sığlaşma nedeniyle hareket edemez duruma geldi. Ayrıca göl kıyısında yer alan ve doğal güzelliğiyle dünya çapında tanınan Eğirdir Lagünü de tamamen kurudu. 'Eğirdir Gölü'nün yavrusu' olarak nitelendirilen, 'Kovada kanalı' aracılığıyla göle bağlantısı bulunan Kovada Gölü'nün bir yarısı ise tamamen kurudu, diğer yarısında su seviyesi 1 metreye kadar düştü.
Bölgeyi ziyaret edenler gördükleri manzara karşısında şaşkınlık yaşadı. Göl çevresinde geçimini çiftçilik ve elmacılıkla sağlayan köylüler ise yaz aylarında bahçelerini tankerlerle sulamak zorunda kaldı. Özellikle elma hasadı öncesinde büyük zorluk yaşayan üreticiler, su kaynaklarına ulaşmakta sıkıntı çekti. Yerel halk uzun yıllardır bölgede yeterli yağış olmaması nedeniyle gölün bu hale geldiğini belirtirken, baraj ve göletlerde biriken suların tekrar göle verilmesi gerektiğini söyledi.
'BU DENLİSİNİ İLK DEFA GÖRDÜM'
Eğirdir Gölü'nü defalarca ziyaret ettiğini söyleyen Ahmet Yetkin, "Hiç bu kadar çekileceğini, kuruyacağını düşünmemiştim. İnsan görünce üzülüyor. Biz doğaseverler olarak hiç ihtimal vermezdik ama ihtimal verilmeyen şeyler başa geliyor. Bizim bilmediğimiz bir şey var; doğa, göl insana muhtaç değil. Doğa ve göl insansız yaşayabilir ama insanlar doğasız, gölsüz yaşayamaz. Yıllardır buraya geliriz, kıyılarda çekilme olurdu, bu denlisini ilk defa gördüm. Gölün çekilmesi sadece insanları değil, doğayı, hayvanları, bütün canlıları etkiliyor. Biz insanlar doğanın, suların, denizlerin bize ait olduğunu düşünüyoruz ama bütün canlılara ait. Su yoksa hayat da yoktur, ziyaretçi de yoktur. Her şeyin varlığı su. Suyun çekilmesi kuruması, buranın cazibe merkezi olmasının önüne geçer" dedi.
'MİSAFİRLERİMİ KEŞKE GETİRMESEYDİM'
Yaklaşık 35 yıldır Isparta'da yaşayan Arif Palas, "Çok acı bir durum. Misafirlerimi Kovada Gölü'ne getirmiştim, keşke getirmeseydim. Geçen yıl gelmiştik her taraf suydu, şimdi çorak, kupkuru bir çöle dönmüş. Eğirdir Gölü'ne de gitmiştik orada da su çekilmiş ama bir nebze su olunca insan yadırgamıyor. Burada su bitmiş, hiçbir şey kalmamış. Misafirlerimizi 'doğal cennet' diye buraya getiriyorduk ama getiremeyiz herhalde bundan sonra. Su namına bir şey kalmamış. Suyun olmadığı yerde hayat da olmaz. Üzgünüz" diye konuştu.
Fahri Çatmalı, "En son 1 yıl önce gelmiştik buraya. Dünürlerimiz getirmişti, burayı gördük ama şu anda o sudan eser kalmamış. Çok büyük bir doğa felaketi var. Böyle giderse bu yeşil alan 1 yıl sonra kupkuru olur" dedi.
'KAYIĞIN BULUNDUĞU YER ŞİMDİ BAHÇE OLDU'
Eğirdir Gölü çevresinde yaşayanlarından Süleyman Dolaksız da "50 sene kamyonculuk yaptım, balıkçılık yaptım daha önce. Balıkçılık yaparken Müjde Ar burada Talat Bulut ile film çevirdi. Benim kayığı kiraladılar. 1 ay onları gezdirdim. Müjde Ar geldiğinde kayık burada kenardaydı, burası suydu, şimdi bahçe oldu. Göl en az 1 kilometre çekildi. Dedelerimiz, atalarımız çobanlıkla geçiniyormuş, göl gidince kötü oldu. Gölün çekilmesinin sebebi etrafta bahçeler, sulama sistemleri çoğaldı, her taraf sondaj oldu. Havalar da kurak gidince kışın dolmuyor gölümüz" diye konuştu. (DHA)