Aliekber METE/ANKARA, (DHA)- TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP'nin TBMM'nin yeni yasama yılı açılışına katılmaması ile ilgili, "Bir şey söylemek istemem. Partilerin elbette kendi kararlarıdır, ortaya koydukları siyasi görüştür; ama gönlümüz arzu ederdi ki bugün CHP toplantılara katılsın" dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM'de yeni yasamı yılı açılışı resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, genel kuruldaki özel oturumun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderlerle bir araya geldiği görüşme ile ilgili, "Bir kere bu tablo başlı başına Türkiye demokrasisi açısından fevkalade önemli. Biz bütün siyasi görüşlerin, fikri ve siyasi mücadele alanının TBMM olduğunu on yıllar boyunca söylüyoruz. Özellikle terörsüz Türkiye ile ilgili komisyon çalışmalarına bu salonda yaptığımız günden bu yana partiler arasında ciddi ve kuvvetli bir diyalog zemininin oluştuğunu görüyorum. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızın Meclis'e gelmesinin ardından başkanlık divanındaki odada Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Genel Başkanları, Grup Başkanvekilleri, İYİ Parti ve diğer partilerin liderleri geldiler. Nihayetinde sıcak bir sohbet orada gerçekleşti. Ardından Sayın Cumhurbaşkanımızın Meclisin resepsiyonuna gelmesiyle birlikte arkadaki mermerli salonda çay-kahve içme imkanı oldu. Ben katılan bütün siyasi partilerin başkanlarına ve temsilcilerine yürekten teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
'PARTİLERİN KENDİ KARARLARIDIR'
CHP'nin yeni yasama yılı açılışına katılmaması ile ilgili soru üzerine değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Bir şey söylemek istemem. Partilerin elbette kendi kararlarıdır, ortaya koydukları siyasi görüştür ama gönlümüz arzu ederdi ki bugün CHP toplantılara katılsın. 1 Ekim bizim için önemli, anayasal bir gün, Meclis'in açıldığı gün ve orada bütün siyasi partilerimizin var olması gelen Cumhurbaşkanının fikirlerini kabul ettikleri anlamına gelmez. Türkiye Cumhuriyetinin 1 tane Cumhurbaşkanı var. Sistem gereği Cumhurbaşkanının aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olduğunu ben de biliyorum ama bütün bu siyasi farklılıklara rağmen siyasi nezaket, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının konuştuğu özel oturumda bütün siyasi partilerin olmasının daha şık olacağını bize söylüyor. Keşke CHP Genel Kurul salonunda olsaydı" diye konuştu.
'MECLİS KOLAY MESELELERİ RAHATLIKLA HALLEDEBİLİR'
Kurtulmuş, yeni anayasa ile ilgili soru üzerine, "Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ile anayasa veya yasa çalışmaları birbirinden tamamen alakasız konulardır. Ancak bu komisyonda farklı siyasi partilerden 51 milletvekilinin bir araya gelmesi, alınan 3 kararı ittifakla alması, hemen hemen çok farklı siyasi fikirleri büyük bir olgunlukla dinlemesi ve komisyon çalışmalarının bugüne kadar sürdürülmesi aslında tam da aradığımız, özlediğimiz Türkiye'deki olgun demokratik ortamın önemli bir yansımasıdır, göstergesidir. Ümit ederim ki burada oluşan siyasal kültür TBMM geneline sirayet eder. Tabii bu çalışmalar içerisinde yani hem yasa yapma çalışmaları bakımından hem de Türkiye'de toplumun büyük bir beklentisi olan yeni, özgürlükçü, katılımcı, demokratik, kapsayıcı bir anayasanın yapılabilmesi bakımından da olgun bir siyasi müzakere ortamını ortaya koyar. Ben bu çalışmaların sürmesi ve en kısa süre içerisinde tamamlanmasıyla birlikte aslında Türkiye'nin demokratik standartları bakımından bir eşiğin daha aşılacağına yürekten inanıyorum. Türkiye Cumhuriyetinin en zor konusunu, 50 yıllık terör meselesini halledebilen Meclis önündeki daha kolay meseleleri rahatlıkla halledebilir diye düşünüyorum. Bunların başında anayasa çalışmaları, 'Siyasi Partiler Yasası', 'Meclis İç Tüzüğü' ve 'Seçim Yasası' geliyor" değerlendirmesinde bulundu.
'MEŞRUTİYETİNİ KAYBETMİŞ BİR İSRAİL HÜKÜMETİNDEN BAHSEDİYORUZ'
Abluka altındaki Gazze'ye insani yardım götüren Küresel Sumud Filosuna İsrail'in müdahale edebileceğine ilişkin soruyu değerlendiren Kurtulmuş, "Öncelikle şunu söyleyeyim; İsrail'in tarihi bakımından Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu bir dönüm noktasıdır. İsrail bu kadar büyük gücüne, arkasına aldığı güçlü devletlere rağmen, kendisini kuvvetli gördüğü medya, finansman, siyaset ve askeri gücüne rağmen İsrail'in soykırımcı, katil Başbakanı kürsüye çıktığı zaman BM salonu boş hale geldi. Dünya milletleri İsrail'i yalnızlaştırdı ve bundan sonra da yalnızlaşma süreçleri devam edecektir. Şunu açık söylemek isterim; bu Küresel Kararlılık Filosu uluslararası sularda hareket ediyor ve uluslararası sularda da bütün gemilerin seyrüsefer güvenliği korunmuştur. İsrail'in böyle bir delilik yapmayacağı kanaatindeyim. Eğer yaparsa bunun sonuçlarının İsrail bakımından fevkalade hazin olacağı ortadadır. Bütün dünyanın nefretini toplamış olan bir hükümetten, Netanyahu hükümetinden bahsediyoruz. Dünyada halkların nezdinde meşruiyetini kaybetmiş bir İsrail hükümetinden bahsediyoruz. Dolayısıyla eğer böyle bir saldırganlığı, bu kadar büyük bir vahşeti yeni bir adım olarak ortaya koyarsa dünyanın birçok yerinde çok güçlü bir İsrail, Siyonizm ve Netanyahu karşıtı bir dalga ortaya çıkar. Dolayısıyla ben böylesi ileri bir adımı atmayacaklarını düşünüyorum" dedi. (DHA)