Nisa MİĞAL- Batuhan DURNAOĞLU/ ANKARA, (DHA)- TÜRKİYE'nin ilk İslamofobi ile Mücadele Merkezi ve Enstitüsü'nün (CENTERCIF) açılış töreni, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde gerçekleşti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ankara Bilim Üniversitesi bünyesinde kurulan Türkiye'nin ilk İslamofobi ile Mücadele Merkezi ve Enstitüsü (CENTERCIF) Açılış Töreni'ne katıldı. Ayrıca törene Ankara Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Demir, Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Burhanettin Duran ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da katıldı. Burada konuşan Bakan Ersoy, ırkçılık, ayrımcılık ve ötekileştirme ile mücadelenin dünyanın geleceği için hayati öneme sahip olduğunu dile getirerek, Batı'nın binlerce yıllık üstün ırk anlayışının günümüzde İslamofobi söylemi altında siyasi, ekonomik ve sosyal araç haline getirildiğini belirtti. Ersoy, bu anlayışın etkisiz hale getirilmemesi durumunda çatışmasız bir dünyanın mümkün olmayacağını ifade etti. İslamofobinin tarihsel kökenlerine değinen Ersoy, Roma İmparatorluğu döneminde inancın iktidarı güçlendirme aracı olarak kullanıldığını ve bu durumun farklı inançları benimseyen toplumlara yönelik zulümlere yol açtığını anlatarak şöyle konuştu:
"Bu anlayışın nasıl sonuçlar doğurduğuna baktığımızda ilk başta Hristiyanlara yönelik akıl almaz bir kıyım yapıldığını görüyoruz ki dehşetin büyüklüğünü anlamak için Kapadokya coğrafyasındaki muazzam yer altı şehirlerine bakmak; hayatta kalmak için toprağın altına girmek zorunda kalan insanların hikayelerini bilmek yeterlidir. Maalesef mağdurlar gücü eline geçirdiğinde de zulüm durmamış, yön değiştirmiş ve çok daha geniş bir coğrafyada farklı inançlara sahip toplumları da içine alan bir harekete dönüşmüştür. Örneğin, Germen ve İskandinav coğrafyasındaki pagan toplumların Hristiyanlığa uzanan tarihleri çok acı bir yolculuktur. Sonrası ise Avrupa'nın ve sömürgeciliğin kayıt altına alınmış, dehşete düşüren tarihidir."
'DÜN FARKLI İNANÇLARA YAPILAN ZULÜMLER, BUGÜN MÜSLÜMANLARA UYGULANIYOR'
Asya'dan Afrika ve Amerika’ya uzanan sömürgecilik tarihinin de zulüm ve vahşetle dolu olduğunu kaydeden Ersoy, "Görülüyor ki inanç her zaman insanları hedefe yönlendirmek ve karşı tarafı ötekileştirerek ortadan kaldırmak için bir araç; siyasi, ekonomik ve sosyal güç elde etmek ise asıl ve tek amaçtı. Karşı taraf yobazdı, cahildi, barbardı, ilkeldi. Bu çarpık zihniyete göre yok edilmeleri insanlığın faydasınaydı. Farklılığı, özgünlüğü, özgürlüğü; herkesten üstün ve önemli olduğuna inandıkları kendi varlıklarına tehdit olarak görenler. İşte o zihniyetin bugünkü hedefi İslam dünyası, kullandıkları araç İslamofobi'dir. Hocalı, Karabağ, Srebrenitsa, Arakan, Gazze… Dün Hristiyanlara, Yahudilere, Paganlara, yerlilere reva görülenler bugün Müslümanlara reva görülmektedir" ifadelerini kullandı. Ersoy, konuşmasına şöyle devam etti:
"Suçu İslam’a ve Müslümanlara atmak, İslamofobi’ye bahane üretmek, çatışmalardan beslenenlerin ekmeğine yağ sürmektir. Asıl odaklanılması gereken nokta bu çevrelerin yaydıkları, destekledikleri, fonladıkları ve bu yolla güç devşirdikleri konu ve olguları tartışmak, onları ortadan kaldırmaktır. Sekülerleşme, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, siyasi ve jeopolitik yaklaşımlar, dini algı ve anlayışlar. Mücadelemiz bu ve bunlar altında açılabilecek doğrudan ve dolaylı ilişkisi bulunan konular olmalıdır."
‘FİLİSTİN’İN ASİL HALKINA, GAZZE’NİN KAHRAMANLARINA BAKSINLAR’
İslamofobi ile mücadelede toplumların bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çeken Ersoy, toplum dışı kalan mücadelelerin başarısız olacağını ifade etti. Filistin halkının direnişini örnek gösteren Bakan Ersoy, "İslamofobi aslında insanlığa düşmanlıktır. O halde maskelerin düşürülmesi, insanların düşmanlarını görmesi sağlanmalıdır. Bu yapılabilir mi diye şüphe duyanlar Filistin’in asil halkına, Gazze’nin kahramanlarına baksınlar” dedi.
'MERKEZ, BU DAVAYA ÇOK CİDDİ KATKILAR SUNACAK'
Merkezin faaliyetlerine dair umutlarını dile getiren Ersoy, "Bilimsel Araştırma, İzleme ve Önleme, İş Birliği Ağı ve Mağdurlara Destek gibi sorunun temel ayaklarına doğrudan müdahil olacak hedeflerle yola çıkan İslamofobi ile Mücadele Merkezi’nin bu davaya çok ciddi katkılar sunacağına inanıyorum. İnşallah bu merkez, alanında ulusal ve uluslararası paydaşları buluşturan bir çatı kuruluş olacaktır" dedi. (DHA)