Kamu taşınmazlarına ilişkin, turizm yatırımcılarıyla müzakere
Kamu taşınmazlarına ilişkin, turizm yatırımcılarıyla müzakere
İçeriği Görüntüle

Ruken KADIOĞLU-Canberk ÖZTÜRK/ANKARA, (DHA)- ANKARA'da 2 yıl önce lösemiye yakalanan Miran Ege Güngören (6), kemoterapi ile sağlığına kavuştuktan sonra hastalığın nüksetmesiyle ikinci kez zorlu bir tedavi süreci yaşadı. Miran Ege, Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi'nde (TÜRKÖK) uygun donör bulunmasıyla yapılan ilik nakli ile ikinci kez hastalığı yendi.

Ankara'da yaşayan Ayşe (40) ve Mehmed Said Güngören (45) çiftinin 2 çocuğundan Miran Ege Güngören, 2 yıl önce kreşe başladığı dönemde halsizlik, solgunluk ve bacak ağrısı şikayetleriyle hastaneye götürüldü. Bilkent Şehir Hastanesi'nde yapılan tetkiklerin ardından Miran Ege'ye 'lösemi' tanısı konuldu. Yaklaşık 10 ay süren kemoterapi sürecinin ardından sağlığına kavuşan Miran Ege'nin hastalığı, bir süre sonra nüksetti. Miran Ege, TÜRKÖK aracılığıyla uygun donör bulunması sonucu gerçekleşen ilik nakli ile 2 hafta önce ikinci kez hastalığı yendi.

'BAĞIŞÇIYI TANIMAYI ÇOK İSTİYORUM; BİZE UMUT OLDU'

Anne Ayşe Güngören, 2 yıl önce hastalığı ilk öğrendiklerinde çok kötü olduklarını, psikolojilerinin bozulduğunu belirterek, "İçime kapandım, sürekli internetten araştırma yapmaya başladım. Çok kötü bir süreçti. 4 kür kemoterapi aldık. Yaklaşık 10 ay boyunca yatışımız ve kemoterapi sürecimiz oldu. Hastanede kalmak Miran Ege için çok zordu. Çünkü Miran Ege oyun oynamayı çok seviyordu. Okula yeni başlamıştı, ilk süreç çok zor geçti ama doktorlarımız, hemşirelerimiz, hastane personelleri o kadar iyiydi ki daha sonra uyum sağlamaya başladı" dedi.

‘HER KAN BİR ÇOCUĞA HAYAT OLABİLİR’

Tedavi sonrası hastalığı atlattıklarını ancak bir süre önce nüksettiğini söyleyen Güngören, "İlk başta çok fazla umudumuz vardı ama nüks edince insanın umudu düşüyor, umutsuzlaşıyor. O gün zaten yıkıldım, çok kötü oldum. 'Ne olacak, nasıl olacak? Çocuğuma bir şey olacak mı, kaybedecek miyim?' diye düşündüm hep. Bizim ailemizde uygun donör bulunamadı. TÜRKÖK'e başvuru yaptık ve ilik bulundu. Vericiden de Allah razı olsun, çok teşekkür ediyoruz; bize için umut oldu. Her kan bir çocuğa hayat olabilir. Lütfen herkes gitsin, üç tüp kan versin bir çocuğa. Çok zor bir işlem değil. Sadece damardan verilen bir kanla bir çocuğun hayatını kurtarabilirler. Bağışçıyı tanımayı çok istiyorum, yüz yüze gelip kendisine teşekkür etmek istiyorum. Onun sayesinde şu an çok iyiyiz" diye konuştu.

'KAN VERDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM'

Miran Ege Güngören ise "Eskiden okula gidiyordum. Şimdi gitmiyorum ama gideceğim yeniden. Çok uzun süre hastanede kaldık. Sonra bizi taburcu ettiler. Oyuncak arabalarımla oynamayı çok seviyorum. Beşiktaşlıyım ve en çok Cristiano Ronaldo'yu seviyorum. Hastane çok sıkıcıydı. Evimi çok özledim. Bir de evde yemek yemeyi özledim. Ağabeyimi de özledim. Birisi bana kan vermiş, bana kan verdiği için teşekkür ederim" dedi.

'MİRAN EGE ÇOK GÜÇLÜ BİR ÇOCUKTU'

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Kliniği'nden Doç. Dr. Özlem Arman Bilir de Miran Ege'nin hastalık tanısını aldıktan sonra kemoterapi sürecinin iyi geçtiğini ve bittiğini söyleyerek, "Miran Ege koyu Beşiktaşlı bir çocuk ve her zaman çok güçlüydü. 'İdame tedavisi' dediğimiz evdeki tedavi kısmına geçtikten sonra yaklaşık 5 ay sonra hastalığı nüks etti. Ancak bu süreçten sonra hastalığı tekrar ettiği için kemik iliği naklinin devreye girmesi gerekiyordu. Aile içi donör taraması yaptık. Ancak aile içinde uyumlu vericisinin olmadığını gördük. Daha sonra TÜRKÖK'te taramaya çıktık ve tam uyumlu donörü çıktı. Hızla ve başarıyla kemik iliği nakli gerçekleştirdik. Miran Ege, kemoterapilerini aldığı sırada da kemik iliği nakli sırasında da çok güçlü bir çocuktu, süreci başarıyla tamamladı. Hastamızı sağlıkla taburcu ettik. Biz herkesin TÜRKÖK'e bağışçı olmasını öneriyoruz. TÜRKÖK'teki donör havuzumuzu ne kadar genişletirsek daha çok hastaya ulaşma şansımız oluyor" ifadelerini kullandı. (DHA)

Kaynak: DHA