Gizem KARADAĞ/ ANKARA, (DHA)- ADALET Bakanı Yılmaz Tunç, "Çocuk yargılamaları önemli. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Suç mağduru çocukların da korunması önemli. Suç işleyen çocukların da bir daha suç işlememesi için alınması gereken tedbirler de önemli" dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş'un ev sahipliğinde, TBMM 28'inci Dönem 4’üncü Yasama Yılı'nın açılış resepsiyonu gerçekleşti. Resepsiyonda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “DEM Parti’den zaman zaman ziyaret talepleri oluyor. DEM Parti milletvekilleri tarafından. Görevlendirilen komisyon üyeleri ziyaretler yapıyor. O noktada DEM Partili milletvekilleri talep ettiğinde bu noktada ziyaret talepleri karşılanıyor. Meclis Başkanımızın yani mecliste kurulan Terörsüz Türkiye sürecinin kalıcı hale gelmesi için kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokratikleşme Komisyonu’nun alacağı Meclis Başkanımızın alacağı karar o karar. Dolayısıyla o yönde bizim şu anda bir şey söylememiz mümkün değil. Ama DEM partilerin kendi talepleri noktasında milletvekilleri zaman zaman ziyaretlerde bulunuyorlar. Tabii burada önemli olan bu sürecin kalıcı hale gelmesi, bu sürecin sekteye uğramaması. Çünkü milletimiz büyük bir beklenti içerisinde terörün sona erdirilmesi konusunda, Terörsüz Türkiye sürecine kolay gelinmedi. 41 yıllık terörle mücadelemiz var. Trilyonlarca ekonomik kaybımız var. Binlerce askerimiz, polisimiz, sivil insanlarımız şehit oldu. Büyük kayıplar yaşadık. Bundan sonra Türkiye Yüzyılı’nda bu kayıpları bir daha yaşamayalım istiyoruz. Ve 23 yıldan bu yana da teröre mazeret teşkil eden, zemin hazırlayan tüm unsurları birer birer ortadan kaldırdık. AK Parti iktidara gelir gelmez, 2002 yılında olağanüstü hali kaldırmakla başladı. Ve sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır konuşmasındaki milli birlik beraberlik vurgusu ve sonrakinde demokratikleşme adımları, ayrımcılığın ortadan kaldırılması, etnik kökeni ne olursa olsun tüm vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunması, genişletilmesi anlamında çok önemli mesafeler alındı. Ülkemizin doğusuyla, batısıyla hiçbir ayrım yapmadan her yere eserler üretildi, hizmet götürüldü. Dolayısıyla teröre zemin hazırlayan unsurlar ortadan kaldırılarak son bir yıla geldiğimizde de özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın Ahlat'ta yaptığı ‘iç cephemizi güçlendirelim, bin yıllık kardeşliğimize vurulan bu hançeri artık çıkaralım, fitneyi ortadan kaldıralım, terörü ortadan çıkaralım’ sözlerinden sonra Sayın Bahçeli'nin geçen sene grup konuşmasında yaptığı tarihi çağrı ve ardından İmralı'dan yapılan terörün fesiyle ilgili açıklamalar ve terör örgütünün kendini fes etmesiyle beraber silahları da yakmasıyla birlikte önemli bir aşamaya gelindi. Tabii bu aşamaya gelirken devletimizin tüm kurumları, bakanlıkları, ilgili bakanlıklar tam bir koordinasyon içerisinde bu süreci yürüttük. Herhangi bir kazaya uğramaması, sekteye uğramaması için büyük hassasiyet gösterdik ve meclis de konuya el attı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulan bu komisyon çok önemli çalışmalar yaptı. Toplumun her kesimiyle şehit ailelerimizden tutun da İnsan Hakları Derneklerine varıncaya kadar sivil toplum kuruluşlarını dinledi. Burada önemli bir müktesebat oluştu. Görüşler ortaya çıktı ve bu görüşler doğrultusunda elbette ki alınacak tavsiye kararları, raporlar olacaktı. O raporlar ve tavsiye kararları doğrultusunda meclisimizin yasama gerektiren hususlarda atılabilecek adımlar, idari uygulamalarla ilgili bugüne kadar yaptıklarımız var. Ve bundan sonra da yapılacak adımları bu sürecin kalıcı olması bakımından atmaya devam edeceğiz. Tabii bu süreci istemeyenler terörün yeniden bu ülkeyi huzursuz etmesini isteyenler, Türkiye'nin gelişmesinin, kalkınmasının önünde tekrar terörü görmek isteyen Türkiye düşmanları da boş durmaz. Ona yönelik tabii ki tedbirleri almak lazım. Silahların yeniden ele alınmaması noktasındaki tedbirleri almak lazım. Bu konudaki hassasiyetimizi milletçe sürdürüyoruz. Anadolu'yu geziyoruz. Geçen ay ben Hakkari'deydim. Ondan önce Van'a gittik. Büyük bir heyecan var. Yani milletimiz bu sürecin sabote edilmemesini, terörün tekrar başlamamasını istiyor. Çocuklarının huzurlu, güvenli bir geleceğe kavuşmasını istiyor. O nedenle Türkiye Yüzyılı’nı biz eğer inşa etmek istiyorsak terörsüz bir Türkiye'de birlik beraberliğimizi daha da kuvvetlendirdiğimiz bir Türkiye'de bunu inşa edebiliriz. İnşallah süreç vuramadan yolumuza devam ederiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Anayasanın konuşulacağı yer meclis
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Anayasanın konuşulacağı yer meclis
İçeriği Görüntüle

‘TASLAK ÇALIŞMALARIMIZI MECLİS GRUBUMUZA TAKDİM ETTİK’

Meclis yasama yılı kapanmadan önce 10’uncu yargı paketinin yasalaştığını hatırlatan Bakan Tunç, “O pakette de yine infazla ilgili önemli düzenlemeler vardı. Bu arada işte belli yaşı dolduranlar, kadınlar, çocuklar, bunların konutta infaz imkanını sağlanması, hafta sonu özel infaz usullerinin sağlanmasıyla ilgili önemli bir yasal düzenleme meclisten geçmişti. Yine anayasa mahkememizin de iptali doğrultusunda terör örgütü üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleyenlerle ilgili düzenleme de yine mahkemenin kararı doğrultusunda mecliste düzenlenmişti. Tabii burada özellikle 11’inci yargı paketiyle ilgili olarak biz taslak çalışmalarımızı meclis grubumuza ve grup başkanımıza takdim ettik. Milletvekillerimiz bunları değerlendireceklerdir. O değerlendirmeler sonrasında teklif ortaya çıkacaktır. Özellikle 11’inci yargı paketinde tabii ayrıntısı teklif ortaya çıktıktan sonra grup başkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşılacak ama bizim çalışmalarımızda özellikle yaz boyunca gerek akademisyenler gerek uygulayıcılarla yaptığımız çalışmalarda üç önemli husus öne çıkıyor orada. Birincisi toplumsal huzur ve barışı bozmaya yönelik suçlarda alınabilecek tedbirler. Meskun mahallelerde silah atma, trafikte yol kesme gibi bilişim suçlarının önlenmesi, internet yoluyla dolandırıcılık, sanal bahis, kumar bunların önlenmesi ve caydırıcı hale gelmesiyle ilgili çocukların suçtan korunmasıyla ilgili önemli düzenlemeler olacak. 40’a yakın madde var orada. Özellikle çocukların suça sürüklenen çocukların çünkü gündemde çok yer teşkil etti. Özellikle İstanbul'da Ahmet Mingüzi cinayeti, hepimizi üzdü. Polislerimizin şehit edilmesi, bunlar çocuk yaşta kişilerin işlediği suçlar nedeniyle ortaya çıktı. Burada özellikle tabii çocuk yargılamaları önemli bir konu. Bunun bilimsel olarak da değerlendirilmesi lazım” dedi.

‘ÇOCUK YARGILAMALARI ÖNEMLİ’

Çocukların suça sürükleyen sebeplerin ortadan kaldırılmasının öncelikli hedeflerinin olması gerektiğini dile getiren Tunç, “Özellikle ailelerimize, devletimize tüm kurumlarımıza önemli görevler düşüyor bu anlamda. Tabii çocukların Türk Ceza Kanunu'muzun 31’inci maddesinde nasıl yargılanacaklarıyla ilgili düzenlemeler var. Orada üç kategori var. Diğer Avrupa ülkeleri ve dünya uygulamalarında da birbirine yakın uygulamalar var. Bizde 12 yaş altı çocukların ceza sorumluluğu yok. Onlara çocuklara özgü tedbirler uygulanıyor. 12 ile 15 yaş arası eğer bir çocuk suç işlemişse yetişkine göre yarı oranında cezalandırılıyor. 15-18 yaş arası bir çocuk suç işlemişse 3’te 1’i indiriliyor. Burada ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezasını gerektiren bir suçu çocuk işlemişse bu yaştaki çocuklar bu durumda da süreli hapis cezasına çevriliyor. Kanunumuzda 15-24 yıl gibi süreler var. Burada özellikle sorun olan kısım 15-18 yaş grubuyla ilgili. Bununla ilgili önerilerimizi biz milletvekillerimize arz ettik. Uygulamadan, hakim savcılarımızdan, toplumdan gelen talepler, yine akademisyenlerimizden aldığımız görüşler doğrultusunda 15-18 yaş grubundaki çocuklar bakımından yaşın büyümesi, çocuğun fiziksel durumu, çocuğun tekrar tekrar suç işlemiş olması, mükerrer durumda olması, kasten işlenen öldürme suçlarında özellikle hakimlerimize indirim noktasında bir takdir yetkisinin verilmesinin doğru olacağını düşündük ve bu konudaki taslak önerilerimizi de meclis grubumuza arz ettik. Milletvekillerimiz bunların üzerinde değerlendirmelerde bulunacaklardır. Grubumuz çalışacaktır ve diğer partilerle de Cumhur İttifakı'yla birlikte diğer partilerle de görüş alışverişinde bulunacaktır. Çünkü çocuk yargılamaları önemli. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Suç mağduru çocukların da korunması önemli. Suç işleyen çocukların da bir daha suç işlememesi için alınması gereken tedbirler de önemli. Onların cezaevine düştükten sonra ıslahı önemli. Bir de o teklifte özellikle hükümlü olan çocuklar açık ceza evlerinde barındırılıyor. Burada çocukların durumuna göre iyi hal şartlarına göre kapalı ya da açıkta bulundurulması konusunda da bir değerlendirme olacak. 12’nci yargı paketi hukuk yargılamaları ile ilgili olacak. Orada özellikle yargılamaların daha kısa sürede sonuçlanması, hukuk davalarının, boşanma davalarının çok uzun sürmemesi, duruşma aralıklarının kısa günlere verilmesi hem yargı reform strateji belgemizde koyduğumuz hedefler var. O hedefleri gerçekleştirmeye yönelik 41 maddelik 12’nci yargı paketinin taslağını da biz meclis kurulumuza arz ettik. Ondan sonra 13’üncü yargı paketi tebligat kanunu gelecek. Yargı reformu süreklidir. İhtiyaçlar geliştikçe talepler milletimizin talepleri, uygulamanın talepleri geldikçe biz mevzuatımızı iyileştirme noktasında meclisimize her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZ’

Yılmaz Tunç, boşanma davalarının yüzde 60’ını kadınların açtığını ifade ederek, “Dolayısıyla en çok mağdur olan bu süreçte kadınlarımız oluyor. Bu anlamda dava süreçlerinin uzamaması hem çocukların yargılama süreçlerinde örselenmemesi hem kadınlarımızın korunması ve boşanma davalarının özellikle maddi konulardan ayrı tutularak sonuçlandırılması ve maddi konuların tazminatı, mal ayrılığı gibi diğer konuların da ayrı bir dava olarak sürdürülmesi yönünde akademisyenlerden de genel böyle bir kanaat aldık. Bunu milletvekillerimizin takdirlerine arz ettik. Onlar tartışacaktı. Başka ülkelerde ara buluculuk uygulamaları var. Aile hukukunda ihtiyari ara buluculuğu taktik bir şekilde uygulayanlar var ülkemizde. Ama zorunlu ara buluculuk olabilir mi aile hukukunda boşanma davalarında bunu tartışmak gerekir. Burada özellikle şiddet mağduru kadınlarımız hariç tutularak çünkü kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimiz. Kadınların ve çocukların korunması konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız çok büyük hassasiyeti var. Hepimiz bu konuda hassasız. Dolayısıyla kadınlarımızın aile hukuku davalarında örselenmemesi, zorluk çekmemesi bizim hedefimiz. Bu anlamda yapılabilecek düzenlemeler var. Yani yabancı ülke uygulamalarında dikkate aldığımızda başarılı uygulamalar da var. Bu konuda tabii ki takdir meclisimizin” diye konuştu.

‘KIRK BİR MADDEDEN OLUŞUYOR’

Yargı paketleri hakkında açıklamalarda bulunan Tunç, “Onbirinci yargı paketi, ceza mevzuatıyla ilgili. Onikinci yargı paketi, de hukuk mevzuatıyla ilgili. Yani ne var orada hukuk yargılamalarını hızlandıracak? İşte yargılamadan avukatlardan hakim savcılarımızdan aldığımız talepler var. Mesela bir dava bekletisi mesele haline getiriliyor. Bir ceza davasını bekliyor. Diyelim o dava bir yıl sürüyor ama o hukuk davası onu beklerken sürekli duruşma günü verilerek insanlarımız, avukatlar adliyelere geliyor. Her ay duruşma. Burada bekletişi meseleye kadar o duruşmanın askıya alınması lazım. Zaten sadece duruşma. Ve ona benzer mesela uygulamadan kaynaklanan kısmi davada zaman aşımı tartışması var. Davanın kısmi dava da açılsa zaman aşımının kesilmesi noktasında dava tarihinden itibaren zaman aşımı kesilmemiş olacak. Dolayısıyla buna benzer işte özellikle alacak davaları, belirsiz alacak davası, tartışmalar bu alacak belirsiz mi, değil mi? Bu noktada usul kuralları, bunlar vatandaşlarımızın zorluk çektiği ve hak kayıplarına neden olan ve bir takım radikal değişiklikler, imza sahteciliği, orada kare kod uygulaması, yine buna benzer çok sayıda düzenleme var. Kırk bir maddeden oluşuyor. Milletvekillerimiz bunları değerlendirdiğinde kamuoyuna onlar paylaşacaktır. Biz de uygulamayla ilgili açıklamalarımızı ilerleyen süreçte sizlere tekrar yaparız arkadaşlar” dedi.

‘KARARINI VERECEK OLAN MİLLETVEKİLLERİMİZ’

Tüm araçların trafik güvenlik kapsamında olduğunu belirten Tunç, “İçişleri Bakanlığı'nın trafik para cezalarıyla ilgili bir çalışması vardı. Adalet Komisyonu'nda herhalde geliştirilmişti. Şimdi bizim özellikle ceza hukukunu ilgilendiren, Türk Ceza Kanunu'nda yapılması gereken düzenlemeler var. Özellikle onbirinci pakete bunları aldık. Onuncu pakette şu vardı, alkolü ve uyuşturucu etkisinde araç kullanmanın cezası arttırılmıştı. Komisyondan geçti ve Genel Kurul’da da yasalaştı. Trafikte yol kesmek işte magandaları hep beraber görüyoruz. Trafikte yolu kesip aracı tartaklıyor, vatandaşlara hakaret ediyor. Onlardan ceza alacak bir de sırf yol kestiği için müstakil ceza kanuna bir madde koyarak orada da bir yıldan üç yıla kadar, eğer aracı başka yere yönlendirmişse iki yıldan beş yıla kadar gibi cezalar olacak. Yine meskun mahalde düğünlerde, kutlamalarda silah atarak o sevinçli günü yasa dönüştüren insanlar. Bunları da önlemek lazım. Burada meskun mahalde silah atanlar yaralamaya ya da ölüme sebebiyet vermese dahi üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabileceğine dair bütün var. Kuru sıkı da dahi. Ya kuru sıkı üç yıla kadar normal silahsa beş yıla kadar cezalandırılabilecek. Bunlar tabii öneri arkadaşlar. Bunlar bizim taslak çalışmalarımız. Bunların kararını verecek olan milletvekillerimiz. Tabii toplumun ihtiyacı bunlar. İnşallah kısa süre içerisinde meclisimizde yasalaştığını görürüz” dedi. (DHA)

FOTOĞRAFLI

Kaynak: DHA