Musa KESKİN/ DÜZCE, (DHA)- DÜZCE’de, Uluslararası Deniz Hukuku Sempozyumu'na (IMLTech 2025) katılan eski Başbakan Binali Yıldırım, "Deniz hukuku sözleşmesinin uygulanmasında bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs meselesidir. Yunanistan ile bizim tezimiz farklı. Biz sözleşmeye taraf değiliz, burada yapılacak dayatmalar bizi bağlamaz diyoruz. Sözleşme hükümleri denizcilik teamülüdür. 'Taraf olsa da olmasa da herkes uymak zorundadır' diyor" dedi.
Düzce Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı 1. Uluslararası Deniz Hukuku ve Teknolojileri Sempozyumu Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı ve eski Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Yıldırım, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, etkinliğin Düzce'de yapılmasının iki nedeninin Akçakoca açıklarındaki Sakarya/Akçakoca doğalgaz sahaları ve Rektör Nedim Sözbir'in denizcilik geçmişi olduğunu belirtti. Barbaros Hayrettin Paşa'nın "Denizlere hakim olan cihana hakim olur" sözünü hatırlatan Yıldırım, dünya taşımacılığının yüzde 90'ının denizler üzerinden yapıldığını vurguladı.
Sempozyumun ana başlıklarından uluslararası deniz hukukuna değinen Yıldırım, 1982 tarihli sözleşmeye Türkiye'nin taraf olmama nedenini ise şöyle açıkladı:
"Bu sözleşmeye ABD de taraf değil, Türk devleti de taraf değil. ABD imzalamış ama taraf olmamış. Denizin dibinde çok büyük kaynaklar var, nadir elementler var. ABD bunları kendi mülkü gördüğü için, paylaşmak istemediği için taraf olmamış. Biz de taraf değiliz. Bizim hassasiyetimiz nedir? Bizim hassasiyetimiz adalar denizidir. Adalar denizi, öyle bir yapıya sahip ki deniz hukuku sistemine göre bu anlaşmaya taraf olsak, İstanbul'dan Çanakkale'den çıkıp, Fethiye'ye giderken hep uluslararası sulardan geçmemiz lazım. Kendi deniz sahamız kalmıyor. Adaların denizle iç içe bulunduğu bir coğrafyadayız. Bu coğrafyaya sahip başka ülkeler de var. Başka yerlerde de yaklaşık 15 ülke bu hukuka taraf değil. Sözleşme yürürlükte. Bu sözleşme olmasa, uluslararası deniz düzeni, denizcilik faaliyetlerinde sıkıntı yaşanırdı. Biz taraf olmamamıza rağmen teamüller açısından sözleşmenin birçok hükmünü uyguluyoruz."
‘BİZİM İÇİN EN BÜYÜK SORUN ADALAR DENİZİ VE KIBRIS MESELESİDİR’
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Açık deniz serbestliğini sahipleniyoruz. Açık denizler aslında herkesin malıdır. Herhangi bir ülke tek başına hak iddia edemiyor. Transit geçişler, masum geçişler. Bununla ilgili deniz hukuku sözleşmesine tabiyiz. Boğazlar, Montrö Sözleşmesi'ne göre ve oradaki maddeler çok farklı. Deniz hukuku yokken bizim boğazların kullanılmasının rejimi farklı. En son Ukrayna-Rusya savaşı yaşanırken uyguladık. Boğazların özel geçiş şartları var. Bunu tüm dünya kabullenmiş durumda. Deniz hukuku sözleşmesinin uygulanmasında bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs meselesidir. Yunanistan ile bizim tezimiz farklı. Biz sözleşmeye taraf değiliz, burada yapılacak dayatmalar bizi bağlamaz diyoruz. Sözleşme hükümleri denizcilik teamülüdür. 'Taraf olsa da olmasa herkes uymak zorundadır' diyor. Adalar bize birkaç mil, Yunanistan'a 300-500 mil mesafede. Nizam var, ölçü var. Deniz hukukunda çok su götürecek mevzular var. Denizlerdeki kaynakların kullanılması, su yüzüne çıkarılması gibi konularda kısa vadede uzlaşma olacağı kanaatinde değilim." (DHA)





