Nisa MİĞAL- Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA, (DHA)- SINIF öğretmeni Derya Altay Dağdeviren (32), ilk görev yeri Şanlıurfa'daki kırsal mahalle ilkokulunda 4 olan öğrenci sayısını, ailelerle konuşarak 29'a çıkardı. Mahallede okullaşma oranını yüzde 100'e çıkaran Dağdeviren, Ankara'nın Kahramankazan'daki ikinci görevinde ise özel gereksinimli çocuklara okuma yazma öğreterek, okulu sevdirdi.
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu sınıf öğretmeni Derya Altay Dağdeviren, 2016'da özel bir okulda meslek hayatına başladı. 2018’de Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinin kırsal Ozanlar Mahallesi’ndeki ilkokula atandı. Burada önce öğretmen, ardından müdür yetkili öğretmen olarak çalıştı. Dağdeviren, Ozanlar İlkokulu'nda göreve başladığında 4 olan öğrenci sayısını, ailelerle konuşarak 29'a çıkardı. Okulun boya badasını yapıp, sıraları boyayan Dağdeviren, mahallede okullaşma oranını yüzde 100'e yükseltti. 2022'den bu yana da ikinci görev yeri Ankara'nın Kahramankazan ilçesindeki Gazi İlkokulu'nda görev yapan Dağdeviren, burada da okula devam etmek istemeyen Down sendromlu Nisa Kandemir'e (9) ve doğuştan sol kolu olmadığı için özgüven sorunu yaşayan Yusuf Eymen Kılıç'a (9) okuma yazma öğretip, okulu sevdirdi.
'SINIFIM DOLDU TAŞTI'
Derya Altay Dağdeviren, Şanlıurfa'ya gittiğinde birçok problemle karşılaştığını anlatarak, "Asker kızı olduğum için Ankara'dan Şanlıurfa'ya gitmek herhangi bir şehre gitmek gibiydi benim için. Ama gittiğimde yaşadığım zorluklar beni biraz uğraştırdı diyebilirim. Sınıf listem 29 iken gelen öğrenci sayım 4-5 idi. Velilerin pamuk tarlaları var, kendi ev işleri var. Kız öğrencilerimiz ekmek yapıyor, annelerine yardım ediyor, kardeşine bakıyorlardı. Okula giderse bir kişi eksik olacak, onlar için bu büyük sıkıntı. 'Siz bana gelmiyorsanız ben size gelirim' dedim. Çaya gittim, yemeğe gittim, sohbet ettik karşılıklı. Onlar beni sevince, ben onları sevince yani sevgi olunca bence her şey halloluyor. Velilerle iletişimim güçlendikçe ve kurduğum bağ sayesinde kısa sürede sınıfım doldu taştı, sınıf mevcudumuza ulaştık" diye konuştu.
'LOJMANI SINIFA ÇEVİRDİM'
Birleştirilmiş sınıfta görev yaptığını anlatan Dağdeviren, "Tek bir ilkokul dersliği, tek bir ana sınıfı dersliği vardı. Bana tahsis edilen lojmanı milli eğitim ile yazışmalar sonucunda ana sınıfına çevirdim. Var olan ana sınıfı dersliğini de ilkokul dersliğine dahil ettim. Haliyle iki tane dersliğimiz olunca ikili öğretime geçtik. Bir oyun süreci gibiydi aslında, sürekli bir kademe atlıyorduk. Hayatımda hiç sıra boyamamıştım, sıra boyadım. Duvar boyadım, velilerim destek oldu, yanımda oldular. Okulu güzelleştirmek adına elimden ne geliyorsa hepsini yaptım. Çocuklarımın doğum günü kültürü yoktu. Bir gün bana kendi elleriyle bisküvili pasta yapıp üzerine adımı yazdılar. 32 yaşındayım ama hayatımda aldığım en anlamlı doğum günü hediyesi buydu" dedi.
'DOWN SENDROMLU TANIDIĞIM HİÇ OLMAMIŞTI'
Dağdeviren, şimdiki görev yeri Kahramankazan'daki okulda da farklı sorunlarla karşılaştığını söyleyerek, "Okula devam etmek istemeyen Down sendromlu öğrencimiz, doğuştan sol kolu olmadığı için özgüven sorunu yaşayan öğrencimiz için mücadele ettim. Daha önce Down sendromlu bir tanıdığım bile olmamıştı. Bir de sınıfımda kolunun yarısı olmayan engelli bir öğrencim var. Bu öğrencimde özgüven problemi vardı. Down sendromlu öğrencim şu an okuyor, yazıyor, sınıfla ilgili hiçbir problem yaşamıyor. Engelli öğrencim de aynı şekilde şu an aşırı özgüvenli hatta sınıfımın en başarılı öğrencisi diyebilirim. O tek koluyla ayakkabı nasıl bağlanır, resim nasıl çizilir, yazı nasıl yazılır hepimize gösterdi. Ben onlardaki bu gelişimi ve değişimi gördükçe motive oluyorum” ifadelerinde bulundu.
Dağdeviren, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Eğitim Derneği ortaklığıyla düzenlenen 'Eğitimin Sigortası: Öğretmenlerimiz' projesine katıldığını, buradaki deneyimlerinin meslek hayatında karşılaştığı zorlukları aşmada önemli bir etken olduğunu kaydetti. (DHA)