Tolga TAHÇI/İZMİR, (DHA)- İZMİR'de 2018 yılında bir inşaat şantiyesinde Dorukhan Büyükışık'ın (26) ölü bulunması ile ilgili 5 şüpheli hakkında 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapis cezası istemiyle açılan davada iddianamede yeni detaylar ortaya çıktı. İddianamede, Dorukhan'ın ilk bulunma anındaki olan durumunun düşme ile oluşabilecek doğal bir durum olamayacağı; ölümün, maktulün sırt bölgesine sert ve etkili bir aletle vurma ile gerçekleştikten sonra cesedin belirtilen konuma getirilmiş olabileceğine dair bulguları taşıdığı yer aldı.

Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık'ın oğlu Dorukhan Büyükışık, 13 Mayıs 2018'de evinin yakınlarındaki bir inşaat şantiyesinde ölü bulundu. Olay kayıtlara 'intihar' olarak geçerken, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosya tekrar açıldı ve şantiyede bekçiler H.K (68)., H.A. (76), T.Ç (40). ile işçi B.Ç. (46), yakın bir bölgede bekçi A.G. (76) hakkında 'kasten öldürme suçundan' müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. İzmir 21'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede önemli detaylar yer aldı. Soruşturma kapsamında temin edilip muhafazaya alınabilen kamera görüntülerine göre Dorukhan'ın aracını park ettikten sonra H.K'nin bulunduğu bekçi kulübesi gözlem sahasındaki yoldan yürüyerek inşaat sahasına girdiği belirtildi. İnşaat sahasında bekçi olarak H.K., H.A., T.Ç. ile çalışan olarak B.Ç. ve yakın şantiye sahasında bekçi olan A.G.'nin bulunduğu belirtildi. İddianamede şüphelilerin değişik tarihlerde ve farklı sıfatlarla alınan bizzat kendi ifadeleri ve birbirleri arasındaki ifadeleri arasında çelişki bulunduğu ifade edildi.

'HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI'

Sanıkların bir kısım beyanlarda "olay anına ilişkin bağırtı şeklinde insan sesi ve gürültü duyduklarını, ancak yaptıkları arama ve gözlemlerine rağmen herhangi bir olumsuzluk tespit etmediklerini" belirtmiş olsalar da inşaat sahasının kendi kontrollerinde ve dış dünyadan izole edilmiş olması, bir kısmının yanında bulunan köpeklerin de aramaya katılmasına rağmen bu nitelikteki bir ses ve gürültünün sebebinin tespit edememiş olmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu da iddianamede yer aldı. Dorukhan'ın ölüm anına ilişkin görüntü elde edilemediği, bu sebeple icrai davranışların hangi şüpheli tarafından ne şekilde gerçekleştiğinin tespit edilemediği ifade edildi.

Adli Tıp Kurumu'ndan temin edilen raporlara göre Büyükışık'ın cesedi üzerindeki bulguların yüksekten düşme ile uyumlu olsa da bu eylemde başkasının etkisi olup olmadığının adli soruşturma ile aydınlatılabilecek bir husus olduğunun altı çizildi. Ethem Büyükışık tarafından sunulan Adli Bilimciler Derneği mütalaa raporunda, Adli Tıp raporunun aksine ölümün yüksekten düşme ile uyumlu olmadığının belirtildiği de iddianamede yer aldı. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun raporu ile ölümün yüksekten düşme ile gerçekleşmesi ihtimaliyle uyumlu olamayacağı kanaatini güçlendirecek değerlendirme ve tespitlerin olduğunun altı çizildi. Dorukhan'ın ilk bulunma anındaki sırt üstü yatar vaziyette, dik olarak ve kafa kısmı dışa ayak kısmı inşaata bakacak şekilde, kafası istinat duvarı üzerine gelecek ve kafa bölgesinin üzerinden paralel olarak geçen inşaat demirinin altına girmiş şekilde olan durumunun düşme ile oluşabilecek doğal bir durum olamayacağı ifade edildi.

'YETERLİ DELİL MEVCUT'

İddianamede Dorukhan'ın vücudunda açık yara, kafa, kol ve bacaklarda kemik kırığı olmaması, sadece darbeye bağlı sırt sağ bölgesinde aynı hat üzerinde dikey şekilde kosta kırıkları bulunması da bu ölümün yüksekten düşme ile gerçekleşmediğine dair şüpheleri güçlendirdiği belirtildi. Ölümün, maktulün sırt bölgesine sert ve etkili bir aletle vurma ile gerçekleştikten sonra cesedin belirtilen konuma getirilmiş olabileceğine dair bulguları taşıdığı iddianamede yer aldı. Bu şekilde sebebi net olarak tespit edilemese de öldürme fiilinin olay mahallinde bulunan şüpheliler tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun anlaşıldığı ifade edildi. Bu sebeple delillerin değerlendirilmesi ve takdiri yargılama makamı olan mahkemeye ait olmak üzere şüphelilerin öldürme eylemi üzerinde ortak hakimiyet kurarak iştirak halinde üzerlerine atılı müsnet kasten öldürme suçunu işledikleri hususunda haklarında dava açılmasına yeterli delil olduğu anlaşıldığı belirtildi.

İstanbul- İstanbul Havalimanı'nda bayram yoğunluğu; bugün bin 642 uçuş gerçekleştirilecek
İstanbul- İstanbul Havalimanı'nda bayram yoğunluğu; bugün bin 642 uçuş gerçekleştirilecek
İçeriği Görüntüle

SANIK İFADELERİNE YER VERİLDİ

İddianamede sanıkların ifadelerine de yer verildi. Şantiyede bekçi olarak görev yapan A.G.'nin savcılıkta verdiği ifadede olay sırasında aşağıdaki şantiyede bulunduğunu, olayı eve gittikten sonra damadının söylemesiyle öğrendiğini söylediği belirtildi. Sanıklardan bekçi H.K.'nin savcılık ifadesinde 01.30-02.00 saatleri arasında dışarıdan pat diyerek bir ses duyduğunu, bunun üzerine kulübenin yanında bulunan köpeği alarak etrafı dolaşmaya çıktığını, şantiye alanının aydınlık olduğunu, dolaştığı alanda herhangi bir kişiye rastlamayıp kulübeye döndüğünü söylediği belirtildi.

Bekçi T.Ç.'nin de ifadesinde inşaat alanı geniş bir alanı kapsadığı için üç farklı yerde nöbet kulübesi bulunduğu, A.G. ve H.K. ile değişerek görev yaptıklarını, olayın olduğu sırada en alttaki kulübede H.K.'nin olduğunu söylediği ve olayı sonradan telefonla öğrendiğini söylediği belirtildi. Sanık bekçi H.A. acı bir insan sesi duyduğunu, bunun üzerine kulübesinin dışına çıktığını, etrafa göz attığını herhangi bir şey görünmediğini, bunun üzerine H.K.'ye bir şey olup olmadığını sorduğunu ve bir şey yok yanıtı aldıktan sonra kulübesine girdiğini söylediği iddianamede yer buldu.

Şantiyede makine operatörü olarak görev yapan B.Ç.'nin ifadesinde konteynerde istirahat halindeyken, saat 03.30 dolaylarında bir bağırtı sesi duyduktan sonra dışarı çıktığını ve H.K. ile karşılaştığını; aynı sesi duyduğunu söyleyen H.K.'nin yanına aldığı köpek ile birlikte çevrede araştırma yaptığını ancak kısa bir süre sonra yanına gelerek herhangi bir şey göremediğini belirttiğini söylediği vurgulandı.(DHA)

FOTOĞRAFLI (ARŞİV)

Kaynak: DHA