Gülseren KARAPINAR - Hadican EROL/ İSTANBUL,(DHA) - BAHÇELİEVLER'de Doğu ve Güneydoğu Anadolu sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile toplantıya katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Filistin Devleti mutlaka kurulmalıdır. Son dönemde Filistin Devleti'ni tanıyan ülkelerin sayısının artması da bizim için çok sevindirici. Hepsini tebrik ediyoruz. Geç kalmış olsa da güzel, doğru adımlar, tarihi doğru yönde sergilenen duruşlar, bunların sayısının artmasını bekliyoruz. Yaşanan soykırım inşallah uluslararası mahkemelerde karşılığını bulacaktır. O süreçleri de yakından takip ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak iki devletli çözüm gerçekleşinceye kadar, Filistin Devleti kurulup, mazlum Filistin halkı bu insanlık dışı şartlardan kurtuluncaya kadar, Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğimizi en güçlü şekilde elimizdeki tüm imkanlarla Filistin halkının yanında olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum" dedi.

İstanbul - Adalet Bakanı Tunç: Yargının birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkmş olması hazmedilemiyor
İstanbul - Adalet Bakanı Tunç: Yargının birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkmş olması hazmedilemiyor
İçeriği Görüntüle

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bahçelievler'de Doğu ve Güneydoğu Anadolu sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Yılmaz, "Çok stratejik bir coğrafyadayız. Birçok çevrenin, birçok uluslararası aktörün, gücün hesap yaptığı, oyun kurduğu, çeşitli şekillerde müdahil olmaya çalıştığı bir coğrafyadayız. Bunu da nasıl yapıyorlar? Etnik kimlikler üzerinden, mezhepler üzerinden, dinler üzerinden, ideolojiler üzerinden çok çeşitli şekillerde bu coğrafyada kontrol güçlerini arttırmaya çalışıyorlar. Bu mezhepleri, etnik grupları veya ideolojileri sevdiklerinden değil, onlara ilgi duyduklarından da değil, onlar üzerinden kendi menfaatlerini geliştirmeye çalışıyoruz. Bunlara işte emperyalist diyebiliriz, emperyalist güçler, adımı tam koyacak olursak. Uzun yıllardır bu gayretler içindeler ve bu burada olan, bu bölgede yaşayan insanlara oluyor. Sonuçta bu uluslararası güçler niye yapıyorlar bunları? Bizim kaynaklarımızı sömürmek için yapıyorlar. Coğrafyalarımızı kontrol etmek için yapıyorlar. Zenginliklerimizi kendilerine taşımak için yapıyorlar. Biz bunlara engel olmak durumundayız. Çanakkale ruhu neyse hep birlikte bütün farklı etnik kimliklerimizle, mesleklerimizle, inançlarımızla nasıl oralarda bir ve beraber olduysak bugün de böyle bir dönemden geçiyoruz. O yüzden Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin yüzyılını tarif ederken hep şunun altını çiziyor, 'Türkiye Yüzyılı huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacak. Birliğin, beraberliğin, huzurun, kardeşliğin yüzyılı olacak' diyor. İç cephemizi güçlendireceğiz. Kendi içimizdeki meseleleri kendimiz halledeceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi kuvvetlendireceğiz. Ve bu coğrafyamız üzerinde oynanmaya çalışılan oyunları boşa çıkaracağız. Hem ülkemizde hem bölgemizde. Sadece ülkemizde değil. Ülkemizde çok şükür uzun zamandır bir huzur, güven ortamı var. Bunu da pekiştirmemiz ve kalıcı hale getirmemiz önemli. Yarın bir başka tuzakla, bir başka senaryoda bir ülkenin karşılaşmaması için bir taraftan içimizde sağladığımız huzuru, güveni pekiştireceğiz. Neden kalkınma yolu devreye girmesin? Irak'la Türkiye çok daha güçlü bir şekilde, iki ülkenin de kazanacağı bir şekilde refahını arttırmasın. Neden Zengezur koridoru açılmasın? Oradan Doğu Anadolu başta olmak üzere hem bizim bölgelerimiz kalkınsın, Hem de Türk dünyasıyla Orta Asya'yı daha çok güçlü bağlar kuralım, daha fazla ticaret yapalım. Neden Suriye'de de Suriye'de istikrar olmasın, orasıyla daha fazla ticaret olmasın. Bütün bunlar bölgesel dinamikleri olacak. Komşularınızla birlikte, coğrafyalarınızla birlikte yükselirsiniz" dedi.

'86 MİLYON İÇİN DEMOKRASİMİZ DAHA GÜÇLÜ BİR HALE GELECEK'

Yılmaz, "Türkiye hem kendi iç cephesini güçlendirerek birliğini, huzurunu tahkim ederek hem de bütün bölgeye bunu istikrarı yayarak yoluna devam edecek. Bunu istemeyenler var, görüyoruz. Çomak sokmaya çalışanlar var. Huzurumuzu bozmaya çalışanlar var. Bundan sonra da olacak. Böyle dikensiz gül bahçesi beklemeyelim. Ama ben vatandaşımızın, milletimizin irfanına güveniyorum. Milletimiz tarihi bir tecrübeye sahip, devletimiz yine tarihi bir tecrübeye sahip. Dolayısıyla hem milletimizin irfanıyla hem devletimizin kudretiyle inşallah bütün bu tuzakları bozacağız ve çok daha güçlü bir şekilde bölgemizde bir yapı oluşturacağız. Bura ‘Terörsüz Türkiye’ diyoruz. Terörsüz Türkiye dediğimiz bütün bunların odağında. İnşallah ortada başarıyla sonuçlanacak bu süreç. Terör örgütü bir karar verdi biliyorsunuz. Kurucusunun çağrısına olumlu cevap verdi. Ve kendisini fes ettiğini duyurdu. Bu bir süreç ama böyle hemen olabilecek bir şey değil. Bu tür konular belli bir zaman içinde aşama aşama gelişen meseleler. Biz en kısa sürede tamamlanmasını temenni ediyoruz. Meclisimizde şu anda bir komisyon var. Gayette iyi çalışıyor. Mecliste bulunan bütün bir tek grup hariç bütün gruplar orada. Bütün partiler orada. Ve sürekli toplumun tüm kesimleri dinleniyor. Bu çalışmanın sonucunda komisyonumuz birtakım öneriler ortaya koyacağım meclisimiz için. O öneriler çerçevesinde de gerekli bir düzenleme ihtiyacı varsa bunlarda yapılarak inşallah bu Terör konusunu ülkemizin gündeminden tamamen çıkaracağız. Ha o zaman ne olacak? Terörün olmalı bir ortamda. Demokrasi de güçlenecek, kalkınma da güçlenecek. İkisi de güçlenecek. Ben hep söylüyorum, yıllarca Kalkınma Bakanlığı yaptım. Bingöllü bir kardeşinizim. Oradaki şartlar da gayet iyi biliyorum. Terör kalkınmanın da demokrasinin de düşmanıdır. Terörün olduğu bir yerde ne temel hak ve hürriyetlerinizi olgun bir şekilde yaşayabilirsiniz. Ne de kalkınabilirsiniz yeterince. Biz Türkiye'de bu kadar başarılı sağladıysak bakın bütün prangalara rağmen bunu yaptık. Şimdi terörün tamamen ortadan kalktığı, gündemden kalktığı bir ortamda demokrasi bir defa güç kazanacak. Demokratik standartlarımız yükselecek. Herkes için, 86 milyon için demokrasimiz daha güçlü bir hale gelecek. Temel hak ve özgürlükler daha rahat bir ortamda yaşanacak" dedi.

'TERÖRSÜZ TÜRKİYE ARTIK BİR DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELMİŞTİR'

Terörsüz Türkiye hakkında bir konuşma gerçekleştiren Yılmaz, "Terörün iki türlü zararı. Bir doğrudan verdiği zarar. Terörün yakıp yıktığı yerler. Terörle mücadele için harcadığınız kaynaklar, paralar. Bir de ekonomik olarak çok daha önemlisi dolaylı zararlı. Terör var diye yapılamayan tarım, hayvancılık. Terör var diye yapılamayan turizm, terör var diye gelmeyen yatırımlar, bunlara ekonomik dilde alternatif maliyet diyoruz. Dolaylı maliyetler. Dolaylı maliyetler, doğrudan maliyetlerin çok çok üstünde. Canlarımız o hesaba gelmez. Onları bir kenara koyarak söylüyorum. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. İşin ekonomik boyutunu anlatmak için bunları ifade ediyorum. Terörden kurtulmuş bir Türkiye aynı zamanda hızla kalkınan bir Türkiye demek. Terörün yol açtığı bu ekonomik kayıpları tersine çeviren bir Türkiye demek. Doğu Güneydoğu başta olmak üzere. Ben inanıyorum ki terörsüz Türkiye'nin başarısıyla Doğu ve Güneydoğu Türkiye ortalamasından çok daha hızlı büyümeye başlayacak. Tarım ve hayvancılık daha fazla gelişecek. Turizm daha fazla gelişecek. O bölgeye daha fazla yatırımcı gidecek. Doğu Güney Doğu başta olmak üzere tüm Türkiye'nin kalkınma sürecinin de bu ortamda yükseleceğinden, artacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çok daha güçlü hale gelmiş bir Türkiye'de, doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle, Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Çerkes’iyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle, Müslümanıyla, gayri Müslüm ile bu ülkenin tüm vatandaşları bundan istifade edecekler. Tüm ülkemiz güçlenmiş olacak. Bizim de derdimiz bu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bunun liderliğini yapıyor. Terörsüz Türkiye o anlamda artık bir devlet politikası haline gelmiştir. Dolayısıyla bu politikanın çok güçlü bir şekilde inşallah yolunda devam etmesini diliyoruz. Bu süreçte provokasyon yapmaya çalışanlar olabilir. Bu süreci baltalamak için dezenformasyon diyoruz. Yalan yanlış bir sürü bilgi yayanlar milletin kafasını karıştırmaya çalışanlar olabilir. Bunlara karşı da çok uyanık olmamız lazım. Bu provokasyonlara ve dezenformasyonlara karşı çok uyanık olmamız lazım. Burada sadece devlet olarak değil, sivil toplumun da üzerine çok büyük görev düştüğüne ben inanıyorum. Olabilir. Dünyada da bu baktığınız zaman bazı gelgitler olabilir, bazı olumsuz durumlar yaşanabilir. Ama genel resme baktığınız zaman Türkiye'nin gidişatı çok açıktır, nettir. Terörsüz bir Türkiye, huzurlu bir Türkiye, kardeşliğin, birliğin, beraberliğin pekiştirildiği bir Türkiye farklılıklara da saygı duyulan farklılıklara karşı kimsenin ayrımcılık yapmadığı hiç kimsenin kimseden dilinden dolayı, inancından dolayı, başörtüsünden dolayı ne varsa bunlardan dolayı bir ayrımcılığa uğramadığı, herkesin huzur içinde kendi kimliğini de rahat bir şekilde yaşadığı eşit vatandaşlık temelinde hukuk konumunda herkesin eşit olduğu bir Türkiye. Bizim yürüyüşümüz budur. Ve inşallah bu başarıyla sonuçlanacaktır" dedi.

'FİLİSTİN DEVLETİ MUTLAKA KURULMALIDIR'

Yılmaz, "Cumhurbaşkanımız da Birleşmiş Milletler ‘de. Herhalde dinlemişsinizdir konuşmasını. Milletimiz adına gerçekten şükranlarımızı sunuyoruz. Güçlülerin yüzüne karşı en net şekilde hakikati haykıran bir liderimiz var. Her ortamda mazlumun sesi olan insanlığın ortak vicdanının tercümanı olan bir cumhurbaşkanımız var. Onunla da iftihar ediyoruz. Bugün de Trump’la bir görüşmesi var. Birleşmiş Milletler ‘de dile getirdiği bu hak adalet anlayışı son derece önemli. Bu vesileyle bir kez daha tüm dünyaya sesleniyoruz. Gazze'de zaten geç kalındı ama daha fazla geç kalınmadan mutlaka ateşkes sağlanmalıdır. Mazlum Gazze halkına yardımlar, insani yardımlar kesintisiz ve yeterli şekilde ulaştırılmalıdır. Ve orada yaşayan insanların yine istikrara kavuşması için uzun vadeli bir şekilde barışa, huzura kavuşması için Filistin Devleti mutlaka kurulmalıdır. Son dönemde Filistin Devleti'ni tanıyan ülkelerin sayısının artması da bizim için çok çok sevindirici. Hepsini tebrik ediyoruz. Geç kalmış olsa da güzel, doğru adımlar, tarihi doğru yönde sergilenen duruşlar, bunların sayısının artmasını biliyoruz. Yaşanan soykırım inşallah uluslararası mahkemelerde karşılığını bulacaktır. O süreçleri de yakından takip ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak iki devletli çözüm gerçekleşinceye kadar, Filistin Devleti kurulup, mazlum Filistin halkı bu insanlık dışı şartlardan kurtuluncaya kadar, Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğimizi en güçlü şekilde elimizdeki tüm imkanlarla Filistin halkının yanında olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. İnşallah dediğim gibi bunu hep birlikte görürüz" dedi. (DHA)

Kaynak: DHA