Devran GÜNDÜZ- Hadican EROL/ İSTANBUL, (DHA)- TÜRKİYE'nin farklı illerindeki kıyılarda Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından bulunarak bugüne kadar korunan dev kaşalot, uzun balina ve Akdeniz foku iskeletleri İstanbul Akvaryumu'nda açılan 'Okyanusun Devleri’ isimli sergide ilk kez ziyaretçilerle buluştu. İstanbul Akvaryum CEO’su Dilek Çapanoğlu, “Sergide, müfredatla da uyumlu olarak denizlerin korunmasına ve canlıların yaşamına ilişkin birçok bilgi yer alıyor. Deniz memelileri koleksiyonu, Türkiye’de ve yakın bölgelerde başka hiçbir yerde görülemeyecek kadar özel. Herkesi, 7’den 70’e, bu sergiyi görmek üzere İstanbul Akvaryum’a davet ediyoruz” dedi.
Kirlenme, hayalet ağlar, gürültü, habitat kaybı, iklim değişikliği ve plastik atıklar, deniz memelileri için büyük tehdit oluşturuyor. Antalya Kumluca sahilinde kuyrukla birlikte 16 metre uzunluğunda kaşalot, Adana Yumurtalık sahilinde 10,5 metre uzunluğunda ve 3,26 ton ağırlığındaki uzun balina ve İzmir Çeşme sahilinde kıyıya vurmuş şekilde bulunan Akdeniz foku, TÜDAV uzmanları tarafından müze materyali haline getirilmek amacıyla titizlikle İstanbul’a taşındı. Dev balinaların yüzlerce kemikten oluşan gövdesi ise aylarca uğraşılarak bir araya getirildi. İstanbul Akvaryum ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) iş birliğiyle hazırlanan Deniz Memelileri Koleksiyonu 'Okyanusun Devleri' sergisi ile ziyaretçilerle buluştu.
Koleksiyonda denizlerde yaşamını yitiren ve TÜDAV’ın yıllardır koruma altında tuttuğu nadir türlere ait iskeletler, özel hazırlanan bölümde sergileniyor. Sergiyle deniz canlılarının korunmasına dikkat çekilmesi ve ziyaretçilere biyolojik çeşitlilik konusunda farkındalık kazandırılması hedefleniyor.
Türkiye’nin deniz mirasına ışık tutan serginin açılış töreni, Tarım ve Orman Bakanlığı 1. Bölge Müdürü Fahrettin Ulu, TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, İstanbul Akvaryum Genel Müdürü Dilek Çapanoğlu’nun ve alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleşti. Davetlilerin yoğun ilgi gösterdiği açılışta ziyaretçiler, denizlerin en görkemli canlılarının iskeletlerini yakından tanıma fırsatı buldu. Sergi ile ziyaretçiler, kaşalot, uzun balina ve fok iskeletlerini keşfedip bu canlılar hakkında detaylı bilgi sahibi olacak.
‘BU SERGİ TOPLUM İÇİN DENİZ CANLILARININ KORUNMASINA DİKKAT ÇEKEN BİR EĞİTİM ARACI’
Açılışta konuşan İstanbul Akvaryum CEO’su Dilek Çapanoğlu, “Yurt dışında gezdiğimiz müze ve doğa tarihi müzelerinde ya da ulusal akvaryumlarda sıkça karşılaştığımız dev balina iskelet sergilerinin ülkemizde olmamasını hep merak ediyordum. Yolumuz Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı ile kesişince, Prof. Dr. Bayram hocamızla birlikte bu projeyi hayata geçirmeye karar verdik. TÜDAV’da yıllar önce kıyıya vuran dev balinaların kemikleri özenle korunmuştu ancak bir araya getirilmemişti. Bu projeyi sadece bir sergi değil, aynı zamanda toplum için deniz canlılarının korunmasına dikkat çeken bir eğitim aracı olarak da düşündük. Alanında uzman bir ekiple iskeletlerin birleştirilmesine başladık. Bazı parçalar eksikti. Özellikle arkamda gördüğünüz dev kaşalot için 3 boyutlu yazıcı ile tüm form tarandı, eksik parçalar birebir aynı şekilde üretilerek yerine yerleştirildi. Böylece kuyruksuz haliyle 13 metre boyundaki kaşalot ortaya çıktı” dedi.
‘DENİZ CANLILARI BUGÜN PLASTİK ATIKLARIN YARATTIĞI BÜYÜK TEHLİKELERLE KARŞI KARŞIYA’
Çapanoğlu, “Sergide yalnızca kaşalot değil, uzun balina, Akdeniz foku ve caretta caretta iskeletleri de ziyaretçileri bekliyor. Deniz memelileri ve diğer deniz canlıları bugün plastik atıkların yarattığı büyük tehlikelerle karşı karşıya. Sergide, müfredatla da uyumlu olarak denizlerin korunmasına ve canlıların yaşamına ilişkin birçok bilgi yer alıyor. Ziyaretçiler, bu bilgileri öğrenerek denizleri ve canlıları korumanın önemini daha iyi kavrayacak. Bu koleksiyon, Türkiye’de ve yakın bölgelerde başka hiçbir yerde görülemeyecek kadar özel. Herkesi, 7’den 70’e, bu sergiyi görmek üzere İstanbul Akvaryum’a davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
PROF. DR. ÖZTÜRK: BU SERGİ, ÜÇ YILLIK BİR ÇALIŞMANIN SONUCU
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk ise “Bu balinalar Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’na ait. Vakfımız, bunların sergilenmesi için bir plan hazırladı. İlk olarak kaşalotu nasıl sergileyeceğimizi düşündük ve bu plana uygun bir proje geliştirdik. Bu sergi, üç yıllık bir çalışmanın sonucu. Önümüzdeki üç yıl boyunca da sergiyi sürdüreceğiz. Burada gördüğünüz kaşalot, 1500 metre derinliğe anında inebiliyor ve en çok kalamarla besleniyor. Aslında bizim sularımızda da bulunuyor. Ancak çoğu insan, Türkiye denizlerinde balina, kaşalot veya uzun balina olduğunu bilmiyor. Bu nedenle sergiyle farkındalık oluşturmak istiyoruz. Çünkü bu hayvanlar kirlilik, balık ağlarına takılma, gürültü ve gemi pervanelerinden etkilenerek sıklıkla karaya vuruyor. Antalya’nın Kumluca ilçesinde bulunan bu kaşalotu İstanbul’a getirdik. Önce TÜDAV’ın merkezine götürerek temizliğini yaptık. 2002 yılında Adana’da karaya vuran uzun balinayı da aynı şekilde koruma altına aldık. Akdeniz foku ise Çeşme’den getirildi” diye konuştu.
‘SERGİ DENİZLERİN KORUNMASINA YÖNELİK FARKINDALIK OLUŞTURACAK’
Vakfın deniz canlılarını korumaya yönelk yaptığı çalışmalara değinen Öztürk, “Karaya vuran hayvanların otopsilerini (nekropsi) yaparak neden öldüklerini anlamaya çalışıyoruz. Çünkü eğer bir balina ya da yunus karaya vuruyorsa, bu denizde bir sorun olduğunun göstergesidir. Deniz kirliliği ya da bilinmeyen başka bir etken insan sağlığı için de tehlike yaratabilir. Bu nedenle nekropsiler bizim için çok önemli. Sergide göreceğiniz plastik atıklar, bu kaşalotun midesinden çıktı. Daha önce uzun balinadan ağlar temizlemiştik. Burada gördüğünüz diğer balina ise 2002 yılında balık ağlarına takılmış, biz onu kurtararak yeniden doğaya bırakmıştık ve adını ‘Ege’ koymuştuk. Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğini korumak çok önemli. Vakfımız bu amaç için çalışmalarını sürdürüyor. Bu koleksiyon, eşsiz bir koleksiyon. Hem bu işi gerçekleştiren bir kurum olarak hem de bu çalışmaya emek veren bir ekip olarak gurur duyuyoruz. İstanbul Akvaryum ile birlikte çalıştığımız için de mutluyuz. Bu sergi denizlerin korunmasına yönelik farkındalık oluşturacak. Ayrıca bu iskeletleri görmek için normalde İtalya’ya gitmeniz gerekir. Yunanistan’da bile böyle bir koleksiyon yok. Şimdi biz bu özel koleksiyonu ayağınıza getirdik. Bunlar Türkiye denizlerinden ve Türk bilim insanlarının emeğiyle ortaya çıkarıldı. Herkesi bu eşsiz sergiyi görmeye davet ediyoruz” dedi.