Tuğçe SEZER ODABAŞI- Harun ŞAHBAZOĞLU / İSTANBUL, (DHA)- ANAYASA Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, 'Mülkiyet ve Adil Yargılanma Hakkı Kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi Uygulamalarında Güncel Meseleler' konulu programın açılışında konuştu. Özkaya, "Bireysel başvuru sistemi kapsamında bugüne kadar Mahkememize yaklaşık 700 bin başvuru yapılmış, bu başvurularda insan hakları yargısında çok sayıda ve çok önemli kararlar verilmiş, binlerce hak ihlali giderilmiş, anayasal ilkelerin daha görünür ve işlevsel hale gelmesine vesile olunmuştur. 23 Eylül 2012 tarihinden bugüne kadar makul sürede yargılanma hakkı dahil toplam 81 bin 481 ihlal kararı verilmiştir" dedi.

Anayasa Mahkemesi ile Türkiye Adalet Akademisi ortaklığında hakim ve savcılara yönelik düzenlenen eğitim programları kapsamında 'Mülkiyet ve Adil Yargılanma Hakkı Kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi Uygulamalarında Güncel Meseleler' konulu program bugün Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Adalet akademisi Başkanı Bekir Altun, İstanbul Valisi Davut Gül, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye Hakimi Prof. Dr. Saadet Yüksel, Malta Hakimi Lorraine Schembri Orland, ve Macaristan Hakimi Peter Paczola ve çok sayıda yargı mensubunun katılımı ile gerçekleşti. Programda konuşan Özkaya, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olma sürecini hatırlatarak, "Ülkemiz, bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihtiva eden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne 1954 yılında taraf olmuş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru hakkını 1987'de, Mahkemenin kararlarının bağlayıcılığını ise 1990 yılında kabul etmiştir. Bu gelişmelerin ardından 2004 yılında başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelere üstünlük tanıyan anayasa değişikliğini gerçekleştirmiştir" dedi.

'ANAYASA MAHKEMESİ, HUKUK DEVLETİNİN GÜÇLENMESİNDE TEMEL AKTÖR HALİNE GELDİ'

Bireysel başvurunun 2012'den bu yana Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerin korunmasında hayati rol oynadığını vurgulayan Özkaya, "Bildiğiniz üzere bireysel başvuru kurumu, 2012 yılından bu yana ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin korunması bakımından hayati bir rol üstlenmiştir. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla yalnızca bireylerin hak ihlallerine karşı başvurduğu bir merci değil aynı zamanda hukuk devletinin güçlenmesine katkıda bulunan temel bir aktör haline gelmiştir. Bu yönüyle bireysel başvuru, hem bireylerin hak arayışına doğrudan hizmet etmekte hem de hukuk düzenimizin senkronize bir şekilde gelişimini desteklemektedir" diye konuştu.

Bireysel başvurunun artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi öncesi tüketilmesi gereken etkin bir yol haline geldiğini belirten Özkaya, "Bir başka yönüyle de hem bireyler açısından daha hızlı ve etkili bir koruma sunmakta hem de Türkiye'nin insan haklarına ilişkin uluslararası yükümlülüklerini daha güçlü biçimde yerine getirmesine katkıda bulunmaktadır. Bu bağlamda, önemle belirtmeliyim ki bireysel başvuru, artık Türkiye'de etkin, erişilebilir ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi öncesi tüketilmesi gereken, örnek gösterilen bir başvuru yolu haline gelmiş bulunmaktadır. Bu başarı, avukatlarımızın da dahil olduğu tüm yargı camiamızın ortak başarısıdır. Tüm meslektaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.

'2012 TARİHİNDEN BUGÜNE 81 BİN 481 İHLAL KARARI VERİLMİŞTİ'

Özkaya, "Bireysel başvuru sistemi kapsamında bugüne kadar Mahkememize yaklaşık 700 bin başvuru yapılmış, bu başvurularda insan hakları yargısında çok sayıda ve çok önemli kararlar verilmiş, binlerce hak ihlali giderilmiş, anayasal ilkelerin daha görünür ve işlevsel hale gelmesine vesile olunmuştur. Bu yönüyle bireysel başvuru, Anayasa'nın yaşayan bir metin olmasına imkan veren, dinamik ve dönüştürücü bir mekanizma niteliğini haiz olmuştur. Bu bağlamda 23 Eylül 2012 tarihinden bugüne kadar makul sürede yargılanma hakkı dahil toplam 81 bin 481 ihlal kararı verilmiştir. 2024 yılı verileri itibarıyla da yalnızca bir yıl içinde yapılan 70 bin başvuruya karşılık, Mahkememizce yaklaşık 67 bin başvuru sonuçlandırılmış ve aynı dönemde 5 bin 551 ihlal kararı verilmiştir. Bugüne kadar verilen toplam ihlal kararlarından icra süreci devam edenlerin sayısı 75'tir. Şüphesiz bu tablo, bireysel başvuru yolunun vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini korumada ne denli önemli bir işlev üstlendiğinin açık bir göstergesidir. Dolayısıyla gönül rahatlığıyla ifade edebiliriz ki, Anayasa Mahkemesi, Yüce Milletimizin 2010 yılında verdiği yetkiye dayanarak hayata geçirilen bireysel başvuru sistemini büyük bir kararlılıkla ve başarıyla uygulamaya devam etmektedir" dedi.

İstanbul- Sumud filosunda 12 gün geçiren Av. Gülden Sönmez: Gazze ablukası fiilen ve hukuken kırıldı
İstanbul- Sumud filosunda 12 gün geçiren Av. Gülden Sönmez: Gazze ablukası fiilen ve hukuken kırıldı
İçeriği Görüntüle

Özkaya, "Bugün burada gerçekleştirilecek oturumlarda, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının kapsamı, karşılaşılan sorunlar ve uygulamada yaşanan ihlaller çok yönlü olarak ele alınacaktır. Eminim ki yapılacak tartışmalar ve paylaşılan tecrübeler, bireysel başvurunun daha etkin işlemesine ve insan haklarının korunmasına önemli katkılar sağlayacaktır" dedi.

'NSANLIK, ORTAK VİCDANLA HAREKET ETMELİ'

Konuşmasının uluslararası sorunlara ilişkin bölümünde savaşlar ve küresel adaletsizliklere dikkat çeken Özkaya, "Son dönemde başta Gazze olmak üzere, dünyanın birçok yerinde yaşanan olaylar, uluslararası sistemde insan haklarının yerini kaba kuvvetin, tabiri yerindeyse zorbalık anlayışının almaya başladığını göstermektedir. Bu bağlamda bir yandan savaş ve katliamların, diğer yandan ekonomik çalkantıların, gelir dağılımındaki dengesizliğe ve diğer nedenlere bağlı göç hareketlerinin ve buna karşı alınan tavırların, uluslararası barışı ve düzeni her gün daha çok tehdit eder hâle geldiğini söylememiz gerekmektedir" dedi.

Açlık nedeniyle bebek ölümlerinin olağan görülmeye başlandığını vurgulayan Özkaya, "Şu veya bu sebeple maruz kaldığı açlık nedeniyle doğum ağırlığından daha hafif bir ağırlıkta ölen bebeklerin durumu, çok az sayıda kişinin hafızasında yer bulabilir hale geldi ve olağan olaylar olarak görülmeye başlandı. Bu durum uluslararası barış ve düzene, temel ilke ve esaslara ağır darbeler vurmaktadır. Söz konusu kuralsızlık ve aşırılığın yıkıcı etkileri yalnızca yaşanılan yerlerle sınırlı kalmayacaktır. Hem uluslararası ilişkilerin hem de her bir ülke toplumunun geleceğine de şamil olacaktır. Hatta gelecek nesilleri de etkisi altına alacak bir yozlaşmayı da beraberinde getirecektir. Dolayısıyla insanlık, tüm bu yaşananlara karşı ortak bir vicdanla haykırmalı, ortak bir vicdanla hareket etmelidir. İnsanlığın ortak geleceğinin, adil ve sürekli nitelikli bir barışın ancak yeryüzünde ahlaki değerlere ve adalete dönülmesiyle, adaletin ve ahlakın hakim kılınmasıyla mümkün olabileceği unutulmamalıdır. Sözlerime son verirken, başta Gazze olmak üzere dünyadaki tüm zulüm ve katliamların son bulmasını temenni ediyorum" şeklinde konuştu.

Kaynak: DHA