Canan İLARSLAN - Şevval CİNDİR / İSTANBUL, (DHA)- ALTINBAŞ Üniversitesi'nin 2025- 2026 akademik yılı ve Altınbaş Teknopark Açılış Töreni'nde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır,2002 yılında Türkiye'de yüksek ve orta ileri teknoloji ürünlerinin toplam ihracatı 10 milyar dolar düzeyindeydi. Son 12 ayda Türkiye 109 milyar dolara yakın yüksek ve orta yüksek teknolojili ürün ihracatı gerçekleştirdi. 11 misline çıktı" dedi.
Sanayi Bakanı Mehmet Fatih Kacır Altınbaş Üniversitesi'nin 2025- 2026 akademik yılı ve Altınbaş Teknopark Açılış Töreni'ne katıldı. Altınbaş Üniversitesi Mahmut Bey Teknoloji Yerleşkesi Fatma Altınbaş Konferans Salonu'nda düzenlenen törene Bakan Kacır'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Büyükelçi Prof. Dr. Çağrı Erhan, İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Muhammet Kasım Gönüllü, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Altınbaş Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı İmam Altınbaş, Rektör Vekili Prof. Dr. Cemal İbiş, Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız, Bağcılar Kaymakamı Abdullah Uçgun, Büyükçekmece Kaymakamı Ali İkram Tuna ve Mehmet Altınbaş Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Vakkas Altınbaş, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın öğrencilere yönelik ilk ders olarak sunum ve konuşma yaptı. Konuşmanın ardından, Altınbaş Üniversitesi Senatosu tarafından bilim ve teknoloji alanındaki değerli katkıları, yenilikçi vizyonu ve Türkiye'nin teknolojik kalkınmasına öncülük eden çalışmaları dolayısıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'a 'Fahri Doktora' unvanı verildi. Törende Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) ile sürdürülebilir bir inovasyon ekosistemi oluşturmak amacıyla kurulan Teknopark'ın açılışı Esenyurt'tan canlı yayın bağlantısı ile gerçekleşti. Tören 2025-2026 akademik yılında üstün performans gösteren akademisyenlere ve öğrencilere Altınbaş Performans Ödülleri takdim merasimi ile son buldu.
'HER GEÇEN GÜN DAHA FAZLA KORUMACILIK VAR'
Bakan Kacır, "Türkiye, özellikle 2000'li yıllardan itibaren bir Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğuna çıktı. Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye'nin kritik teknolojilerde tam bağımsız olma yolculuğudur. Geride kalan 20-25 yıllık dönemde, özellikle son 10 yılda, bütün bu resim bütün dünyada değişti. Bugünün dünyasında küresel ticaret eskisi kadar serbest değil. Her geçen gün daha fazla korumacılık var. 40 yıla yakın zamandır terörle mücadele ediyoruz. Dolayısıyla biz anladık ki (yani dünyanın bugün anladığını biz daha erken vakitte anladık ki) teknolojinin yerlisi, millisi önemli olmanın da ötesinde hayatiymiş. Ancak teknolojik kabiliyetleriniz varsa bütün bu mücadelede ihtiyaçlarınızı görme imkanına sahip olabilirmişsiniz. Bunun yanında teknolojide bağımsız olmaksızın ekonomide bağımsızlık mümkün değil. Ekonomik bağımsızlık olmaksızın da siyasi bağımsızlık mümkün değil" dedi.
TÜRK SANAYİ DÜNYANIN EN ÖNEMLİ ÜRETİM GÜÇLERİNDEN BİRİ
Bakan Kacır, "Türk sanayi bugün pek çok alanda sadece Avrupa'nın değil, sadece bölgesinin değil, dünyanın en önemli üretim güçlerinden biri. Türkiye yılda 37 milyar doların üzerinde otomotiv ihracatı olan bir ülke artık.30 milyar doların üzerinde kimya ihracatı olan bir ülke. 28 milyar dolar düzeyinde makine ihracatı olan bir ülke. Türkiye bugün ticari araç üretiminde Avrupa'da bir numara. Demir çelik üretiminde Avrupa'da bir numara. Güneş paneli üretiminde Avrupa'da bir numara. Askeri sınıf insansız hava aracı üretiminde dünyada bir numara. Dolayısıyla büyük bir üretim gücüyüz" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE 12 AYDA 109 MİLYAR DOLARA YAKIN ÜRÜN İHRACATI GERÇEKLEŞTİRDİ'
Bakan Kacır, “2002 yılında Türkiye'de yüksek ve orta ileri teknoloji ürünlerinin toplam ihracatı 10 milyar dolar düzeyindeydi. Son 12 ayda Türkiye 109 milyar dolara yakın yüksek ve orta yüksek teknolojili ürün ihracatı gerçekleştirdi. 11 misline çıktı. Türkiye'nin yüksek ve orta yüksek teknolojili ürün ihracatı, Türkiye'nin bütün bu hikayesinin arkasında aslında. Son 22 yıllık dönemde Ar-Ge'de elde ettiğimiz kabiliyetler var. Türkiye'nin Ar-Ge harcamaları bu dönemde 1 milyar 200 milyon dolardan, yıllık Ar-Ge harcamalarımız, 19,9 milyar dolara yükseldi. Şimdi tabi bu yine bir ekosistem meselesi. Türkiye bütün bunları yaparken bir ekosistem inşa etti. Ar-Ge merkezleriyle, girişim programlarıyla bir ekosistem inşa etmiş oldu. Bugün Türkiye'de bin 700'den fazla Ar-Ge ve Tasarım Merkezi var. 113 teknoparkımız var. Bu 113 teknoparkta 12 binden fazla teknoloji girişimi araştırma, geliştirme, inovasyon yapıyor" dedi.
'YEŞİL TEKNOLOJİYİ TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ'
Bakan Kacır, "Bizim hedefimiz, bu savunma sanayii kazanımlarını yüksek teknolojinin diğer alanlarına da daha hızlı transfer edebilmek. Bunun için kamu desteklerini, kamu teşviklerini bu alanlara daha güçlü şekilde yönlendirmeye çalışıyoruz. Özellikle mobilite teknolojilerinde, akıllı yaşam sağlık teknolojilerinde, biyoteknolojide, haberleşme uzay teknolojilerinde, dijital teknolojilerde, yarı iletkenlerde Türkiye'nin bir sıçrama kaydedebileceğini öngörüyoruz. Yeşil enerjiyi, yeşil teknolojiyi Türkiye için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Türkiye'de güneş enerjisi teknolojilerine ilişkin elde ettiğimiz kazanımı daha da derinleştirmek istiyoruz" dedi.
'TÜRKİYE'NİN KENDİNE ÖZGÜ BİR SANAYİLEŞME PLANI VAR'
Türkiye'nin kendine özgü bir sanayileşme planı olduğunu belirten Kacır, “Bir yandan da Türkiye'nin kendine özgü bir sanayileşme planı var. Samsun-Adana-Mersin hattı, Orta Anadolu hattı Türkiye'nin önümüzdeki dönemde sanayileşmeyi hızlandırdığı bir koridor olacak. Yine Zengezur Koridoru'nun açılmasıyla birlikte yeni bir üretim hattı oluşturma imkânımız olacak. Irak'tan Türkiye'ye ve Türkiye'den Avrupa'ya uzanacak olan kalkınma yolu özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgemiz için yeni bir fırsat penceresi oluşturacak ve biz pek çok parametreyi dikkate alarak Türkiye'de yeni sanayi havzaları, yeni sanayi koridorları oluşturma konusunda gayret gösteriyoruz. Bunlar da Türkiye'nin 2053'e kadar atacağı adımların aslında planlaması niteliğinde. Yine Anadolu'nun dört bir tarafında özellikle gençleri, çocukları içine alan, onların teknoloji yolculuğuna dahi etmeye yönelik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz" dedi.
'GEÇTİĞİMİZ YIL 90 BİNDEN FAZLA BİLİM İNSANI VE ÖĞRENCİYİ DESTEKLEDİK'
Bakan Kacır, “TÜBİTAK 2002'de bin bilim insanı ve öğrenciye destek vermekteydi. Geçtiğimiz yıl 90 binden fazla bilim insanı ve öğrenciyi destekledik. TÜBİTAK da aslında köklü bir müessese, 60'lı yıllarda kurulmuş, Türkiye'nin en kurumsal müesseselerinden birinden söz ediyoruz. Biz TÜBİTAK'da son 23 yılda akademide ve kamuda 35 binden fazla, sanayide 28 bine yakın projeye toplam 280 milyar liranın üzerinde destek verdik. Bu destekler Türkiye'nin üniversite-sanayi iş birliğinde mesafe katetmesini ve teknoloji seviyesi yüksek ürünlerin üretimi ve ihracatı konusunda kabiliyet kazanmasını sağladı. Bilim insanlarına da yine bu dönemde 400 binden fazla projede 40 milyar liranın üzerinde bir destek sunduk" ifadelerini kullandı.
'DÜNYANIN EN BÜYÜK TEKNOLOJİ GİRİŞİMCİLİĞİ MERKEZİ, ATATÜRK HAVALİMANI'NDA KURULACAK'
Bakan Kacır, “Atatürk Havalimanı buraya herhalde bir 8,10 kilometre uzaklıktadır. Orada dünyanın en büyük teknoloji girişimciliği merkezini kuruyoruz şimdi. Eski terminal binalarının tamamını Teknopark ilan ettik ve dünyanın en büyük Startup merkezi, teknoloji girişimciliği merkezi, Terminal İstanbul markasıyla Atatürk Havalimanı'nda inşallah kurulmuş olacak ve birinci fazın açılışını da 2026'da gerçekleştireceğiz" dedi.
'TEKNOFEST'İ, DÜNYAYI DAHA YAŞANILIR KILACAĞIZ'
TEKNOFEST Türkiye'nin kendi garaj modeli, kendi teknoloji girişimciliği modeli ve çok daha demokratik bir model. Sadece ağzında altın kaşıkla doğanların değil, toplumun her kesiminin çocuklarının dahil olabildiği, destek alabildiği, fikirlerini araştırma geliştirmeye, hayallerini girişimlere dönüştürebildiği bir model inşa etmiş olduk. Bu anlamda da TEKNOFEST'i ben çok değerli görüyorum ve inanıyorum ki dünyanın farklı coğrafyalarına taşıdıkça TEKNOFEST'i, dünyayı daha yaşanılır kılacağız, daha adil, daha eşit kılacağız ve böylelikle aslında insanlığın da karşı karşıya olduğu tehditleri aşması için çok daha güçlü bir imkan oluşturmuş olacağız. Çünkü açık konuşmak gerekirse, adına ister dijital faşizm densin, ister tekno feodalizm densin, karanlık bir çağa girmenin arifesinde olduğu tartışılıyor dünyanın. Dolayısıyla bu karanlık çağın girdabına düşmemek için dünyayı daha adil kılmak zorundayız. Bunun için de dünyadaki herkesin bugünün dünyasındaki ana dönüştürücü unsur olan teknolojinin sadece kullanıcısı, tüketicisi değil, gayret ederse, ter dökerse, çalışırsa geliştiricisi, üreticisi olmasını mümkün kılacak bir zemin oluşturmak zorundayız; sadece Türkiye'de değil bütün dünyada. Ve Türkiye bunun lideri olabilecek bir ülke. Biz bunu TEKNOFEST'lerle aslında hem gördük hem de bütün dünyaya göstermiş olduk" şeklinde konuştu. (DHA)




