Tuğçe SEZER ODABAŞI-Fırat ALKIZ/ İSTANBUL (DHA) - ‘YANKILAR : Şule Yüksel Şenler & Malcolm X’in Miraslarını Yaşatmak’ sergisinin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlık binlerce yıllık tarihinde şuna defalarca kez şahitlik etmiştir. Haksızlığın karanlığı, hakikatin ışığını asla bastıramaz. Doğru, eninde sonunda bir yol bulur, bir mecra açar ve çağlayan bir ırmak misali gönüllere akar, kalpleri aydınlatır, engelleri aşar ve nihayet coğrafyaya yayılır" dedi.

Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Yankılar: Şule Yüksel Şenler & Malcolm X’in Miraslarını Yaşatmak’ sergisinin açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Şule Yüksel Şenler ile Malcolm X’in adalet, inanç ve toplumsal mücadele miraslarını ortak bir çerçevede buluşturan serginin açılışına, Senegal Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Faye’nin eşi Marie Khone Faye, The Malcolm X & Dr. Betty Shabazz Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Ilyasah Shabazz, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören ve çok sayıda davetli de katıldı. Açılış kapsamında önce sergi alanı gezildi. Ardından salona geçilerek Kuran-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi. Etkinlik için hazırlanan hologram gösterimi yapıldı. Açılış konuşmalarının ardından Şule Yüksel Şenler Vakfı Tanıtım Filmi gösterildi. Programın sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katılımcılara hitap etti.

'HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLİYORUM'

İstanbul - Dilan ve Engin Polat çifti ifade vermek için adliyeye geldi / Ek görüntüyle
İstanbul - Dilan ve Engin Polat çifti ifade vermek için adliyeye geldi / Ek görüntüyle
İçeriği Görüntüle

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yankılar: Şule Yüksel Şenler ve Malcolm X’in Mirasını Yaşatmak’ başlıklı bu kıymetli sergiyi tertipleyen Şule Yüksel Şenler Vakfımıza, Betty Şahbaz Merkezine ve organizasyonda emeği geçen her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. İnsan hakları, adalet ve özgürlükler noktasında çok güçlü iki sesin, Şule Yüksel Şenler ile Malcolm X’in verdikleri mücadeleyi anlatan Yankılar Sergimizin, ülkemiz, İslam alemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Arşiv fotoğrafları, belgeler, ses ve video kayıtlarının yanı sıra yapay zeka destekli yenilikçi sanat etkinliklerinin de yer alacağı bu sergi, çağları aşan, onurlu bir hak ve adalet arayışının İstanbul’daki yankısını teşkil edecek" dedi.

‘SERGİ 27 KASIM’A KADAR DEVAM EDECEK’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "27 Kasım’a kadar devam edecek bu anlamlı sergiyi tüm vatandaşlarımızın, bilhassa da genç kardeşlerimizin ziyaret etmesini son derece önemli buluyorum. Kendilerinden önce hangi zorlukların çekildiğini, sırf düşüncelerinden ötürü masum insanların hangi baskılarla, hangi zorbalıklarla karşı karşıya geldiklerini gençlerimiz burada çok net bir şekilde görebilecek. Ziyaretçiler, iki büyük şahsiyetin hak ve özgürlük mücadelesinde tüm zorluklara rağmen neleri başarabildiğini, dikenli yollarda nasıl cesurca yürüyebildiklerini çok yakından müşahede edecektir. Bu vesileyle eserleriyle, fikirleriyle, yaşantısıyla, hepsinden de öte zor zamanda sergilediği dik ve dirayetli duruşuyla, başta şahsım ve kıymetli eşim Emine Erdoğan dahil milyonlarca insanın hayatına dokunan Şule Yüksel hanımefendiyi rahmetle, minnetle ve elbette özlemle yad ediyorum. Aziz hatırasını yaşatan, yeni nesillere Şule Yüksel Şenler bilincini aşılayan vakfımızı ayrıca tebrik ediyorum. Akl-ı selim, hal-i selim, zevk-i selim sahibi bir nesil yetiştirmek arzusuyla gerek eğitim, kültür, sanat, aile, kadın, çocuk ve sağlık alanlarında yürüttüğü faaliyetleri, gerekse farklı başlıklarda düzenlediği seminer, sergi ve konferanslarla Şule Hanım’ın mirasına sahip çıkan vakfımızın çalışmalarını takdirle takip ediyorum" diye konuştu.

‘10 DEPREM ŞEHRİMİZDE 28 EĞİTİM VE MESLEK ATÖLYESİ KURULACAK’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi ifadesiyle anneleri fetih neslinin yetiştiricisi olarak gören Şule ablamız bir eserinde eğitim ve aileye ilişkin şu cümleleri kuruyor. 'İmanlı ve güçlü nesillerin yetişmesi için dini, milli ve ahlaki terbiyeye ve eğitime son derece ehemmiyet verilmelidir. Bu terbiye evvela ailede başlar. Aileyle ise bu eğitim daha çok anneye düşmektedir' Eğitim ve kültür sahasındaki faaliyetlerini işte bu anlayışta sürdüren vakfımızın geçen hafta Milli Eğitim Bakanlığımızla imzaladığı protokolle bütün bu çalışmalarını yeni bir merhaleye taşıdığını görüyoruz. Protokol kapsamında 81 ilimizde 81 okul kütüphanesi, 10 ilimiz deprem şehrimizde ise 28 eğitim ve meslek atölyesi kurulacak. Ayrıca içinde bulunduğumuz eğitim öğretim yılında 15 bin öğrencimize kırtasiye desteği sağlanacaktır. Kendilerini tebrik ediyor, Şule Yüksel Şenler Vakfı’nın tüm mensuplarına yürekten başarılar diliyorum. Diğer taraftan ortaya koyduğu mücadeleyle tüm dünyada hafızalara kazınan, zulme rıza göstermeyip adaletin sesiyle haykıran şehit Malik El Şahbaz’ı yani Malcolm X’i de yine rahmetle, hürmetle anıyoruz. Merhum Malcolm X de baskılara aldırmadı, tehditler karşısında yılmadı, zorbalara ve zorbalıklara boyun eğmedi. Ayrımcılığın kurumsallaştığı bir dönemde karizmatik ve cesur kişiliğiyle ırkçılığa meydan okudu, eşitsizliğe başkaldırdı. Merhum Malcolm X doğruları seslendirmenin cesaret gerektirdiği bir dönemde şöyle haykırıyordu. 'Ben gerçeğin peşindeyim, kimin söylediği önemli değil. Ben adaletin peşindeyim, kim için veya kime karşı olduğu önemli değil' ifadelerini kullandı.

‘YAŞADIKLARI ÇAĞA MÜHÜRLERİNİ VURDULAR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşadıkları çağa mühürlerini vuran her iki ismin de ortak özelliği şu. Şartlar ne kadar çetin olursa olsun, zulüm kimden gelirse gelsin hakkı ve hakikati son nefesine kadar savunmak, inandıkları yoldan asla sapmamak, dönmemek, ayrılmamak. Aralarında binlerce kilometre mesafe var ama her iki isim de vicdan ve adaletin, hak ve hakikatin farklı coğrafyalardaki gür ve mağrur sesi oldu. Dikkat edin, o cesur sesler gök kubbede öyle güçlü bir makes buldu ki yankıları bugün bile duyulmaya, hissedilmeye devam ediyor. Gönüllerimizin sultanı, hayat ve hidayet rehberimiz Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurmuştur. 'Allah’a yemin olsun ki bu davamı terk etmem karşılığında sağ elime güneşi, sol elime de ayı koysalar, Allah’ın dinini güçlendirince veya bu yolda canımı verinceye kadar asla bundan vazgeçmeyeceğim.' İşte bu örnek duruşu hayatlarının merkezine yerleştiren, bu uğurda çile çeken ve bedel ödeyen her iki isim hiç tartışmasız hem kalplerdeki hem de tarihteki yerlerini almışlardır. İnşallah ebediyen hayırla, şükranla, büyük bir hürmetle hatırlanacaklardır. Rabbim onlardan razı olsun. Bizi de onların gittiği yoldan, bu kutlu güzergahtan ayırmasın" dedi.

‘HAKSIZLIĞIN KARANLIĞI, HAKİKATİN IŞIĞINI ASLA BASTIRAMAZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yine sizlerin vasıtasıyla dünyanın farklı kıtalarında kalpleri bizimle atan ümmet olma şuurunu sözleriyle, fiilleriyle, yürekleriyle ortaya koyan her bir kardeşime selamlarımı, muhabbetlerimi gönderiyorum. İçinde bulunduğumuz ateşkesin ardından İsrail’in tüm ihlallerine rağmen yaralarını sarmaya çalışan Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere Sudan’da, Yemen’de, Somali’de ve daha pek çok yerde zor günler geçiren tüm mazlumlara gerek şahsım, gerek eşim, gerekse milletim adına buradan dayanışma mesajlarımı yolluyorum. Dua ve sevgimizin hepimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. İnsanlık binlerce yıllık tarihinde şuna defalarca kez şahitlik etmiştir. Haksızlığın karanlığı, hakikatin ışığını asla bastıramaz. Doğru, kendinde sonunda bir yol bulur, bir mecra açar ve çağlayan bir ırmak misali gönüllere akar, kalpleri aydınlatır, engelleri aşar ve nihayet coğrafyaya yayılır. Sizlerin de bildiği üzere kelime anlamı itibarıyla ‘Şule, ışık, alev, parıltı demektir. 6 yıl önce dualarla ebediyete uğurladığımız Şule Yüksel Şenler, adalet ve hakikat ışığının Türkiye’deki en güçlü yansımalarından biri olmuştur. Şahsımın ve değerli eşimin hayatında çok özel bir yeri olan Şule Ablamız, 81 yıllık ömrü hayatına asırların taşıyamayacağı bir mücadele azmini sığdırmıştır. Kitaplarıyla, makaleleriyle, Anadolu’yu karış karış gezdiği konferanslarıyla, röportajlarıyla bilhassa kalemi ve kelamıyla bizlere fevkalade güçlü bir miras bırakmıştır. Türkiye’de başörtüsü davasının sancaktarlığını yapmış, düşünce ve ifade hürriyetinin, kılık kıyafet özgürlüğünün tam anlamıyla sağlandığı bir ülke için fedakarca çalışmıştır" ifadelerini kullandı.

‘HAPSE MAHKUM EDİLDİĞİ DÖNEMDE BİLE DAVASINDAN TAVİZ VERMEDİ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rahmetli Malcolm X, 'Bütün uyuyanları uyandırmaya bir uyanık yeter' demişti. Evet, geriye dönüp baktığımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Türkiye’de bütün uyuyanları uyandırmaya bir şule, bir ışık, bir alev yeter. Tabii onun bu gayreti vesayetçilerin dikkatini çekmiş, o da Üstat Necip Fazıl ve daha nice fikir ve aksiyon insanı gibi bugün bize özgürlükten dem vuran faşist odakların radarına girmiştir. Gazete manşetlerinden hedef alınmış, sayısız tahkikata uğramış, kara listelere adı büyük harflerle yazılmıştır. Şuraya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Eğer dikkat etmezseniz gazeteler, mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise sevmenizi sağlar. Malcolm X’in işaret ettiği bu tehlike, milletimizin ve Şule Yüksel’i sevenlerin basiret ve ferasetiyle bertaraf edilmiş, kimin haklı, kimin mağdur olduğu o günlerde bile çok net bir şekilde görülmüştür. Şule Yüksel Şenler ablamız defalarca tehdit edilmiş, evi kundaklanmış, konferanslarına bomba ihbarları yapılmıştır. O, hapse mahkum edildiği dönemde bile davasından taviz vermemiş, devrin eli sopalı müstekbirlerine boyun eğmemiş, fikrin surlarına iman ve mücadelenin sancağını dikmiştir" dedi.

‘DIŞARI ÇIKMAYI REDDETTİ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onun duruşunu anlamak için burada bir noktanın altını çizmek istiyorum. Şule Ablamız için çıkarılan özel af ile Bursa Cezaevi’nden çıkması gündeme gelince, ona bu zulmü reva görenlere cevabı şu olmuştur. 'Suçsuzun affedildiği nerede görülür? Ben bunlara riayet eden bir fert olarak mahkumiyetimi devam ettiriyorum, dışarı çıkmayı reddediyorum. Benim buradan ancak cesedimi alırsınız' Ve devamında, dört duvar arasında kaleme aldığı Hür Mahkumdan Mahkum Hürlere adlı şiirinde kendisini sevenlere şu mısralarla seslenmiştir. 'Değil mi ki mümin baş eğmem zalime, Zalimin zulmü vardır hak yolunda aleme. Zindanda olsam dahi görünür bana cennet, Şeref duyun kardeşler, acımayın halime' diye konuştu.

‘MALCOLM X, HENÜZ ÇOCUKKEN IRKÇI VE AYRIMCI SİSTEMİN MAĞDURU OLMUŞTUR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biraz önce Dr. İlyasas Şahbaz, merhum babasının karşılaştığı zorlukları ve verdiği o epik mücadeleyi bizlerle paylaştı. İlyasas Hanım’a, şahsımı ve değerli eşimi onore eden ilham verici ve ufuk açıcı bu konuşması için teşekkür ediyorum. Sayın Şahbaz’ın anlattıklarına baktığımızda hem benzer bir direnişi hem benzer bir trajediyi merhum Malcolm X’in hayatında da görüyoruz. Malcolm X, henüz çocukken ırkçı ve ayrımcı sistemin mağduru olmuştur. Daha 5 yaşındayken evleri kundaklanmış, tıpkı amcaları gibi babasını da faili meçhul bir ırkçı cinayete kurban vermiştir. Babasının katledilmesi onu ve ailesini çok sarsmıştır. Ortaokul öğrencisiyken öğretmeninin söylediği bir söz ise Malcolm X’in hayatında büyük bir kırılmaya yol açmıştır. Şahsıma ve 'Ölü yıkayıcısı mı olacaksınız?' sorusuna sık sık muhatap olan pek çok imam hatipliye aşina gelen bu ibretlik anekdotu bakınız burada sizlere aktarmak istiyorum. Malcolm X, içinde bulunduğu tüm imkansızlıklara rağmen sınıfının en gözde öğrencilerindendir. Bir gün öğretmeni ona ne olmak istediğini sorar, o da heyecanla avukat olmak istediğini söyler. Bunun üzerine öğretmeni, ömrü boyunca asla unutmayacağı bir cevabı verir. 'Bu, bir zenci için gerçekçi bir hedef değil' Devamında, avukatlık yerine marangozluğu tercih etmesinin bir siyahi için daha gerçekçi olacağını söyler" ifadelerini kullandı.

‘40 YAŞINDAYKEN MAALESEF MENFUR BİR SUİKASTLE ARAMIZDAN AYRILMIŞTIR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, +Daha genç yaşlarda ırkçı ve ayrımcılığa karşı isyan bayrağını açan Malcolm X de aynı yollardan, aynı zorluklardan geçmiştir. Adaletsizlikleri ve temel insan hakları ihlallerini sadece Amerika’da değil, Birleşmiş Milletler dahil tüm dünyada gündeme taşımış, haksızlıkların son bulması için canı pahasına mücadele etmiştir. Yalnızca ten renginden ötürü ayrımcılığa uğrayan, dışlanan, şehirlerin çeperlerine sıkıştırılan Amerikalı siyahilerin yükselen sesi, ötekileştirilen milyonlarca insanın gür sedası olmuştur. Hiç şüphesiz, o da birilerini rahatsız etmiş, sömürü ve eşitsizliğe dayalı bu düzenin sahiplerinin öfkesini üzerine çekmiştir. Hak ve adalet mücadelesi devam ettiği yıllarda onun da evi kundaklanmış, o da defalarca hedef alınmış ve sonunda 40 yaşındayken maalesef menfur bir suikastle aramızdan ayrılmıştır. Rabbim ruhunu şad, mekanını cennet eylesin diyorum" dedi.

‘ARTIK ARAMIZDA OLMASALAR DA MÜCADELELERİYLE MİLYONLARI ETKİLEMEYE DEVAM EDİYORLAR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Malcolm X’in bu sözü, doğumunun 100’üncü, şehadetinin 60’ıncı yıl dönümünde zalimlere karşı mücadelemizde ilham olarak hatırlıyoruz. 'Zulüm kısmak istediği sesi nara yapar ve bazı ölüler yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur' merhum Malcolm X ve Şule Abla artık aramızda olmasalar da konuşmaya, mücadeleleriyle milyonları etkilemeye, İlyasas Hanım’ın da az önce isabetle işaret ettiği üzere insanlar ve ülkeler arasında köprüler kurmaya devam ediyorlar. Ülkemizde ise Malcolm X’in adı sadece gönüllerde ve zihinlerde değil, Amerikan Büyükelçiliği’nin olduğu caddede de yaşamayı sürdürüyor. Şunu da büyük bir övünçle ifade etmek isterim. Merhum Malcolm X’in çocuklarına, Avrupa’yı bize getirdiği cihetle Attila ve Kubilay gibi Türk isimleri vermesi, kendisini bizim gönlümüzde çok daha farklı bir yere taşımıştır. Şurası bir gerçektir. Zulüm, şiddet, baskı ve ayrımcılık olduğu müddetçe buna direnenler de olacaktır. İlhamını kendilerinden öncekilerden alan bu direnişçiler Malcolm X ve Şule Ablamızın mücadele sancağını gururla taşıyacak, bizler de kim ne derse desin bu iki abide ismin aziz hatıralarına sahip çıkacağız. Emanetlerini inşallah yere düşürmeyeceğiz. Yarım asra ulaşan siyaset hayatımızda bize olan teveccühü hamdolsun asla boşa çıkarmadık, emanete halel getirmedik, dik durduk ve hiçbir zaman diklenmedik. Emine Erdoğan’ın ve çocuklarımın yüreklendirmesi, aziz milletimizin de güçlü desteği sayesinde başörtüsü yasağı başta olmak üzere en zorlu engelleri, en çetin badireleri aşmayı hamdolsun başardık. Arakan’dan Somali’ye, Suriye’den Gazze’ye nerede bir mazlum varsa onun imdadına koşmaya, yarasına merhem olmaya çalıştık. İnşallah bundan sonra da kimseden korkmadan, kimseden çekinmeden, müsteviler ve müstekbirler karşısında asla geri adım atmadan hakkı söylemeye, hakkı savunmaya, hakkın hatırını gözetmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

‘20 ŞEHİDİMİZİ TEKRAR RAHMETLE ANIYORUM’

Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak, "Cenab-ı Allah yar ve yardımcımız olsun diyoruz. Bu anlamlı programımıza değerli eşimle birlikte teşrif eden tüm misafirlerimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu güzel sergi ve konferansı tertip eden Şule Yüksel Şenler Vakfımızı tekrar tebrik ediyorum. Ayrıca, 20 şehidimizi tekrar rahmetle anıyor, ailelerine başsağlığı dileklerimi şahsım, ailem ve milletim adına özellikle ifade ediyorum. Mekanları cennet olsun inşallah" ifadelerini kullandı. Açılış, hediye takdimi ve fotoğraf çekimiyle sona erdi. (DHA)

Kaynak: DHA