İstanbul - Dünyada bir ilk; Bayraktar Kızılelma'ya 'Toygun' entegre edildi
İstanbul - Dünyada bir ilk; Bayraktar Kızılelma'ya 'Toygun' entegre edildi
İçeriği Görüntüle

Gülseren KARAPINAR - Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL (DHA)- İstanbul'da prematüre olarak dünyaya gelen bebekler, aylar süren tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. Yoğun bakımda geçen günleri anlatan, 31 haftalık 650 gram doğan Umay Yalçın'ın annesi Feray Yalçın, "Bizde ileri derecede gelişme geriliği vardı. 31 haftalık doğdu fakat 23+5 ile uyumluydu Umay 650 gram doğdu. Zeynep Kamil Hastanesi yoğun bakımında 120 gün yattık. Süreç çok zorluydu, Umay'ın yüzünü hiç göremedik. 1,5 ayın sonunda ten tene temas yaşayabildik. Süreç zorluydu ama sonu güzel bitti" dedi.

17 Kasım Dünya Prematüre Günü kapsamında Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen etkinlikte prematüre bebeklerin aileleri yaşadıkları süreci anlattı. Etkinlikte, 30 haftalık ve 1 kilo 610 gram doğan Yaşar Salih Atalar, 27 haftalık 700 gram dünyaya gelen Betül ve 650 gram doğduğu için 120 gün yoğun bakımda kalan Umay'ın da aralarında bulunduğu birçok prematüre bebek, uzun tedavi süreçlerinin ardından sağlığına kavuşup taburcu oldu.

'2 AYLIKKEN BİR KALP AMELİYATI GEÇİRDİ'

Prematüre doğan Yaşar Salih Atalar'ın annesi Dilek Atalar, “Kronik akciğer hastası, diyafram hernisi, Fallot tetralojisi olarak teşhis konuldu. Biz bu süreçte çok sıkıntılar yaşadık. İlk başta, 2 aylıkken bir kalp ameliyatı geçirdi. Damar yollarında terslik var diye. Sonra, birkaç ay geçtikten sonra ciğerlerinde, diyaframın arkasına geliştiği için pıhtı akmıştı. Onu düzeltme ameliyatı yaptılar. Sonra bağırsaklar testislerine inmişti, onları düzelttiler. Bayağı bir badireler atlattık. Biraz korku vardı içimde, 9 ay neredeyse çocukla birlikte kaldım hastanede. Ameliyatlarımızı olduk. Boğazından nefes alamıyor diye trakeostomisi açıldı. Bir süre onunla tedaviler gördük. Kardiyoloji doktorumuz bizimle ilgilendi, bunun için de tekrardan tedavi alındı. Bundan birkaç ay sonra tekrarlar kontrollerimiz oldu. Sonra eve taburculuk istendi. Taburculukta biraz korktum, endişelendim. Hani ne yapabileceğim, nasıl üstesinden geleceğim diye. Sonra doktorların ve hemşirelerimin desteğiyle eve taburcu edildim. Cihazlarla beraber. Biraz sıkıntı yaşadım başlarda evde, sonradan onların desteğiyle tekrardan, hiç hemşire desteği falan almadan evde kendi başıma, cihazlarla müdahale ederek, kontrollere gelerek bu aşamayı atlattık. Uyumak gibi bir şeyim yoktu. Çocuğun sürekli yanında, başında bekleyip acaba kalbi atıyor mu diye başında beklediklerim de oldu. Her gece yanındaydım. Sürekli nöbet tutarak geçirdim. Sonra 1-2 saatlik uykuyla müdahale ederek, hortumlarından çıktıktan sonra tekrardan boğaz kapanır mı, kapanmaz mı derdi? Ameliyatlar var mı, yok mu diye uğraşırken onları gözden geçirdik. Şu an herhangi bir sıkıntımız yok. Kontrollerimize devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

'700 GRAM OLARAK DOĞDU'

Yaşadığı süreci anlatan Betül Demir'in annesi Reyhan Demir, "27 haftalık hamileyken rahatsızlık geçirdim. Yüksek tansiyondan dolayı. Zeynep Kamil Hastanesi'ne gönderdiler beni. Yatışımız yapıldı. 24 saatlik bir sürecimiz oldu. 24 saatin ardından tansiyonum yükselmeye devam edince acil ameliyata alındım. Bebeğim alındı. 27 haftalık 700 gram olarak doğdu. 65 günlük bir sürecimiz oldu. Şu an çok iyi sağlıklı bir şekilde hastaneden ayrıldık. Hiçbir sorunumuz yok. Dirençli bir bebekti. Hekimlerimiz de, 'Çok dirençli. Hiçbir sorunu yaşamıyoruz' demişlerdi. 65 günlük sürenin ardından taburcu olduk" şeklinde konuştu.

'UMAY'IN TALİHSİZLİĞİ 650 GRAM DOĞMASIYDI'

31 haftalık 650 gram doğan Umay Yalçın'ın annesi Feray Yalçın, “Bizde ileri derecede gelişme geriliği vardı. 31 haftalık doğdu fakat 23+5 ile uyumluydu Umay 650 gram doğdu. Zeynep Kamil Hastanesi yoğun bakımında 120 gün yattık. Süreç çok zorluydu, Umay'ın yüzünü 1 buçuk ay göremedik. 1,5 ayın sonunda ten tene temas yaşayabildik. Süreç zorluydu ama sonu güzel bitti. Ben her geldiğimde ağlıyordum öyle söyleyeyim. Umutsuzluk yoktu ama çocuğumu orada bırakıp geri eve gelmek biraz zordu. Onun dışında zorlu geçti. Umay'ın aslında genel anlamda bir sağlık problemi yoktu. Umay'ın sadece talihsizliği 650 gram doğmasıydı. O kiloyla dışarı çıkmayacağı için 120 gün kadar burada misafir edildik. Yoğun bakımda da çok fazla bir problemi yoktu Umay'ın. Sadece çıkmasına yakın pulmoner hipertansiyon olduğunu öğrendik. Biz aslında çıktıktan sonra bizim sıkıntımız başladı ama Umay'ın bir de şöyle de bir şeyi vardı. Umay OGS'li (ağızdan mideye uzanan sonda) olarak çıktı. Ben Umay'ı 6 ay kadar OGS'ye takarak besledim evde. Oksijen makinelide çıkmıştık ama ev iyi geldi bence. Oksijen makinesini hiç kullanmadık. 6 ay kadar emme refleksi olmadığından dolayı biz OGS ile beslendik. Şu an 3 yaş oldu. Şimdi de çok iyi" dedi.

'PREMATÜRE BEBEKLERİN MULTİDİSİPLİNER BİR TAKİPLE TOPLUMA KAZANDIRMA ŞANSI VARDIR'

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Zeynep Kamil Hastanesi Yenidoğan Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Güner Karatekin, "Yenidoğan, hayatın ilk 28 gününü kapsamaktadır. Ancak çocuk ölümlerinin yüzde 75'ini teşkil etmektedir. Bu vesileyle, prematüre doğan bebeklerin 17 Kasım Dünya Prematüre Günü olarak kutlamaktayız. Bugün de biz kendi hastanemizde doğan bebeklerle birlikte bu kutlamayı palyaço eşliğinde, ailelerle birlikte kutladık. Prematüre bebeklere uygun yoğun bakım ünitelerinin olması lazım. Uygun altyapının olması lazım ki; bu bizim hastanemizde bütün imkanlarımız mevcut. Aynı şekilde özel eğitim almış yenidoğan uzmanlarının, özel eğitim almış yenidoğan hemşirelerinin, bunun dışında bütün yan dalların ve altyapısının çok güçlü olması lazım. Prematüre bebeklerin ekip halinde çok multidisipliner bir takiple gayet sağlıklı olarak bireylerin topluma kazandırma şansı vardır. Ancak bunun için gerçekten çok iyi bir altyapının olması ve bu altyapıyı da çok iyi yönetecek bir ekibin olması lazım. Bu bireysel olarak yürütülen bir tedavi değil, yaklaşım değil, multidisipliner. Yalnız hastaneyle de olay bitmiyor. Hastaneden taburcu olduktan sonra bebeklerimizde hayat boyu da takipleri gerektirecek bazı durumlar var. Bu nedenle de devamlı onların takipleri uygun merkezlerde, bizim hastanemizde olduğu gibi, bunu yapmaktayız. Hep sağlıklı günler dileriz. Hep sağlıklı bebeklerimiz olsun. Sağlıklı bebekler olursa sağlıklı bir toplum oluruz. Biz sağlıklıysak toplumumuz da ileriye gidecek. Ülkemiz için bu çok önemli bir durum" şeklinde konuştu. (DHA)

Kaynak: DHA