Tuğçe SEZER ODABAŞI- Fırat ALKIZ/ İSTANBUL, (DHA) -Milli Saraylar Başkanlığı tarafından düzenlenen "Milli Saraylar'ın Yüzyılı" adlı uluslararası sempozyumun açılış töreninde konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Kültürel hırsızlığın da en az kültürel zenginliği ortaya çıkarmak isteyen çevreler kadar güçlü organize olduğunu ifade etmek isterim. Bu kargaşaya, bu sanat hırsızlığına hep beraber mani olmamız gerekiyor. İnşallah bundan sonra tarihi eserlerin her birinin olduğu yerde korunması, kaçırılmış ve başka ülkelere taşınmış olanların da ait olduğu yerlere döndürülmesi için uluslararası camiaya çağrıda bulunmak ve bunun için bilimsel çalışmalar yapmak da bu konferans vesilesiyle bizlerin sorumluluğu olsun" dedi.

Milli Saraylar Başkanlığı'nın kuruluşunun 100'üncü yılı nedeniyle İstanbul'da düzenlenen "Milli Saraylar'ın Yüzyılı" uluslararası sempozyumunun açılışı TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un katılımıyla Dolmabahçe Sarayı'nda yapıldı. 26 Kasım tarihine kadar Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı ve Yıldız Sarayı'nda devam edecek olan sempozyumda 3 gün boyunca 27 ülkeden 109 üst düzey müze yönetici ve temsilci ağırlanacak. 95 bildirinin sunulacağı sempozyum, Türkiye'de saray müzeciliği alanında bugüne kadar yapılan en kapsamlı uluslararası buluşma olma özelliğini taşıyor.

İstanbul - İstanbul'da yağışın etkisi ile trafik yoğunluğu oluştu -3 / Ek görüntü
İstanbul - İstanbul'da yağışın etkisi ile trafik yoğunluğu oluştu -3 / Ek görüntü
İçeriği Görüntüle

'MİLLİ SARAYLAR, TARİHİ MİRASIN KORUNMASINDA SEMBOL BİR KURUMDUR'

Sempozyumun açılışında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Milli Saraylar Başkanlığı, Türkiye'de müzecilik anlamında, milli sarayların korunması anlamında onur duyduğumuz sembol kurumlarımızdan birisidir. Ve Milli Saraylar Başkanlığı vasıtasıyla da Türkiye'de özellikle tarihi mirasımızın korunması bakımından fevkalade önemli adımlar atılmış ve atılmaktadır. Bugün de burada organize edilen bu uluslararası sempozyumun fevkalade değerli birikimlerini paylaşan katılımcılar vasıtasıyla da çok gelişmiş bir istişare ortamına dönüşeceğinden hiç şüphem yoktur. Burada ortaya çıkarılacak olan fikirlerin, kültürel mirasın korunması bakımından da fevkalade değerli sonuçlar oluşturacağına eminim" dedi.

'KÜLTÜREL DİPLOMASİ TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR GÜÇTÜR'

Kurtulmuş, “Aslında müzecilik, bu tür tarihi eserlerin korunması, sarayların korunması, günümüzde çok önemli hale gelen kültürel diplomasinin değerli parçalarından birisidir. Diplomasi artık bilindiği gibi sadece klasik dış politika imkanlarıyla ya da argümanlarıyla değil, aynı zamanda çok farklılaştırılmış, çeşitlendirilmiş bir şekilde kültürel diplomasi alanında faaliyet gösteren kurumlar vasıtasıyla da icra edilmektedir. Bu anlamda kültürel diplomasi bakımından Türkiye olarak oldukça şanslı bir ülke olduğumuzun altını çizmek isterim. Büyük bir tarihi mirasa, büyük bir birikime sahip olduğumuzu iftiharla ifade etmek isterim" diye konuştu.

'ANADOLU'NUN HER KÖŞESİ TARİHİ MİRASLA DOLU'

Kurtulmuş, “Türkiye'nin her bir yerinde Selçukluların, Anadolu Selçuklularının, Osmanlıların ve İslam öncesi büyük medeniyetlerin eserlerini günümüzde de görmek, bulmak, hatta her gün yeni eserleri ortaya çıkarmak mümkündür. Bu çerçevede Ani Harabeleri'nden Edirne Sarayı'na kadar, İshak Paşa Sarayı'ndan Ayasofya Camii'ne, Bergama'dan, Dolmabahçe Sarayı'na kadar neredeyse Anadolu topraklarının her yerine yayılmış olan yüzlerce gün yüzüne çıkarılmış, yüzlercesi de gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen fevkalade büyük bir kültürel mirasa sahip olmakla iftihar ediyoruz" ifadelerini kullandı.

'ESKİ ESERLERİN KORUNMASI GELECEĞE IŞIK TUTMAKTIR'

Kurtulmuş, “Eskinin korunması, saraylarımızın tarihi eserlerimizin korunması sadece bir mirasa sahip çıkmak değil, insanoğluna geleceğe dönük bir ışık tutmaktır. Bunu sağlayabilmenin insanlığın en temel kültürel sorumluluklarından birisi olduğunu ifade etmek istiyorum. Ayrıca bu eserlerin ortaya çıkarılması sadece kültür ve sanat bakımından bir zenginliği sağlamak değil, aynı zamanda siyaset dahi olmak üzere ekonomiye kadar çok geniş bir alanda insanlığın eski mirasından dersler çıkarmak için de yararlıdır" dedi.

'HER BİR ESER GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TAŞINAN BİRİKİMDİR'

Kurtulmuş, “Biliyoruz ki bir yağlı boya eser, bir bina, bir köprü, bir saray, bir sikke, bir kırık vazo, bir kılıç ya da bir başka savaş aracı sadece kendisinden ibaret değildir. Sadece müzayede değeri olan bir eser de değildir. Onlar aynı zamanda her bir eser, her bir yapıt, her bir abide, her bir tablet aslında kendisiyle birlikte kendi asrında yaşamış çok sayıda insanın kültürünü de taşıyan ve günümüze getiren önemli araçlardır. Bu araçlara sahip olmak, bu araçları korumak ve bu arları değerlendirmek de insanlığın gelişmişlik işaretlerinden birisidir. Bunu ayrıca önemli gördüğümüzü de ifade etmek isterim. Tarihle, kültürle, sanatla, geçmişle ilgisi ne kadar kuvvetliyse bir milletin, bir ülkenin, bir dönemin o dönemin gerçekten gelişmiş bir dönem olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz" diye konuştu.

'DÜNYA, KÜLTÜREL MİRASIN YOK OLDUĞU BİR ÇAĞDAN GEÇİYOR'

Kurtulmuş, “Bugün yaşadığımız fevkalade büyük çatışmaların, savaşların, iç çatışmaların, ülkelerin, şehirlerin yok edildiği büyük bir türbülansın içerisinden geçiyoruz. Kaybedilen sadece canlar, insanlar değil, kaybedilen sadece fiziki yapılar da değil. Aynı zamanda ülkelerde kaybedilen en önemli varlıklarımızdan birisi dünyanın kültür mirasıdır. Şu anda Ukrayna'nın tarihi ve kültürel zenginliklerinin önemli bir kısmının yerle bir edildiğini ve bir daha yerine konulmasının mümkün olmadığını biliyoruz. Aynı şekilde Suriye'deki iç savaşta fevkalade ciddi şekilde kültürel mirasın yok edildiğini ve bunların çoğunun da yerine getirilebilmesinin mümkün olmadığını görüyoruz. Gazze'de devam eden İsrail'in soykırımı sadece insanları öldürmemiş, Gazze'de tarih adına, kültür adına, medeniyet adına ne varsa hepsini yerle bir etmiştir" dedi.

'SANAT HIRSIZLIĞI ÇATIŞMALAR KADAR TEHLİKELİ'

Kurtulmuş, “Bir başka önemli mesele de bu savaşlar ve iç çatışmalar sırasında bazı karanlık odakların üzerine çullandıkları ülkelerin kültürel miraslarını nasıl kaçırdıklarını, nasıl bunları da bir şekilde el değiştirecek şekilde bir kirli pazara sürdüklerini de gayet iyi biliyoruz. Bundan çok çekmiş bir millet olarak söylüyoruz. Kültürel hırsızlığın da en az kültürel zenginliği ortaya çıkarmak isteyen çevreler kadar güçlü organize olduğunu ifade etmek isterim. Türkiye'nin sadece Troya ve Bergama müzelerinden kaçırılan eserlerin Batı'daki birtakım müzelerde bugün sergilendiğini görmek gerçekten hepimize üzüntü veriyor. Bu kargaşaya, bu sanat hırsızlığına hep beraber mani olmamız gerekiyor. İnşallah bundan sonra tarihi eserlerin her birinin olduğu yerde korunması, kaçırılmış ve başka ülkelere taşınmış olanların da ait olduğu yerlere döndürülmesi için uluslararası camiaya çağrıda bulunmak ve bunun için bilimsel çalışmalar yapmak da bu konferans vesilesiyle bizlerin sorumluluğu olsun" ifadelerini kullandı. (DHA)

Kaynak: DHA