'TÜRKİYE SINIF ATLAMIŞ, EKONOMİK BAKIMDAN GÜÇLÜ ÜLKELERDEN BİRİSİ HALİNE GELMİŞTİR'
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Balıkesir programı kapsamında Balıkesir Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti. Ardından Balıkesir Öğretmen Evi'nde Sivil Toplum Buluşması Programı'na katıldı. Programda konuşan Kurtulmuş, "Dünyanın ve Türkiye'nin çok önemli bir kavşak noktasından geçtiğini hepimiz biliyoruz, görüyoruz. Dünya ekonomi, siyasi ve güç dengeleri bakımından uzun yıllar boyunca görmediği kadar büyük bir türbülansın, değişim sürecinin içerisinde, tabiri caizse yeni bir altüst oluşun içerisindedir. Türkiye olarak merkezinde bulunduğumuz bölge çok daha fazla böyledir. Bir tarafında Balkanların, Karadeniz, Kafkas coğrafyası ve güneyimizde de Doğu Akdeniz ve özellikle Orta Doğu olmak üzere her gün yeni gelişmelerin yaşandığı bir coğrafyanın kalbinde yer alıyoruz. Böyle bir dönemde ve böylesine önemli bir bölgede Türkiye'nin sağdan, sola savrulmak gibi bir lüksü olamaz. Türkiye'nin gününü gün etmek, günün önüne çıkardığı şartlara göre hareket etmek gibi bir tercihi de olamaz. Türkiye uzun vadeli ayakları yere basan, kendi milli menfaatlerimizi birtakım adımları atmak ve bu bölgede çok güçlü bir şekilde ayakta durmak mecburiyetindedir. Hatta zaman zaman sadece şartlar değil, karşımızda sert esen rüzgarlar da Türkiye'nin çok daha güçlü ve kuvvetli bir şekilde yer almasını zorunlu kılmaktadır" dedi.
Bu çerçevede Türkiye'nin önümüzdeki dönemde; güçlü, büyük Türkiye hedefine yürümesi ve bunun için gerekli tedbirleri almasının hayat memat meselesi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu, sadece askeri veya fiziki imkanlar itibariyle güçlü olmanın ötesinde bunlarla birlikte toplumsal olarak da güçlü olmayı gerektirir. Türkiye'nin özellikle son yıllarda milli savunma alanı başta olmak üzere fevkalade büyük başarılar sağladığını görüyor ve bundan iftihar ediyoruz. Birçok savunma sanayi ürünü bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden birisi haline geldiğimiz hiç şüphesizdir. Türkiye'nin ekonomik olarak da çok güçlü olmak, ayakta durmak mecburiyeti vardır. Bu çerçevede Türkiye yıllar içerisinde hepimizin şahit olduğu gibi şehirlerimiz, altyapımız itibariyle her bakımdan gelişen, güçlenen büyüyen bir ülkedir. Türkiye'nin hemen her yerinden altyapı çalışmalarıyla birlikte Türkiye sınıf atlamış, ekonomik bakımdan da güçlü ülkelerden birisi haline gelmiştir" diye konuştu.
'CUMHURİYETİMİZİN HEMEN HEMEN YARISI TERÖR BELASIYLA GEÇMİŞTİR'
Türkiye'de her ferdin beraber bir hedefe yönelmesi mecburiyetinde olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Türkiye'nin onlarca yılını heba etmiş, ayaklarına pranga bağlayarak Türkiye'nin bu büyük kalkınma ve gelişme sürecinde geri kalması için üzerimize tahvil edilmiş olan terörden kurtulmak için büyük bir toplumsal dayanışmaya ihtiyacımız vardır. Türkiye'nin yaklaşık 50 yılı, Cumhuriyetimizin hemen hemen yarısı terör belasıyla geçmiştir" dedi.
2013 yılında öğretim üyeleriyle birlikte terörün maliyeti konusunda çalıştıklarını aktaran Kurtulmuş, "O günün rakamlarıyla 1.3 trilyon dolar herhalde bugünün rakamlarıyla da en az 2 trilyon dolar Türkiye terör vesilesiyle kaybetmiştir. Binlerce evladımızı genç yaşta şehit vermiş olan bir milletiz. Bu milletin on binlerce genç insanı, gencecik yaşta terör yüzünden şehit olmuştur. Şimdi Türkiye bütün bunlardan kurtuluyor" diye konuştu.
Dün itibariyle terör örgütünün tamamen silah bıraktığına ilişkin açıklama yaptığını aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin güvenlik ve istihbarat birimleri örgütün silah bıraktığını ve kendisini fesih sürecini sürdürdüğünü ya da sonlandırdığını tespit ettikten sonra terörsüz Türkiye'yle ilgili birtakım yasal düzenlemeler dönemine geçilecektir. Güvenlik birimlerimiz süreci yürütürken Türkiye Büyük Millet Meclisi milli irade adına bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için mecliste bir komisyon kurduk."
'HERKESİN ANA DİLİ ANA SÜTÜ KADAR HELALDİR'
Kurtulmuş, "Bu bir bölünme parçalanma, ayrılık- gayrılık meselesi değil, tam tersine birleşme, bütünleşme hep beraber daha güçlü Türkiye için el ele, gönül gönüle verme süreci. 50 yıllık terörle geçen süreçte Türkiye'de Türklerle Kürtler savaşmamıştır, terör örgütü devlete karşı savaş ilan etmiştir. Bütün bu mücadele 40-50 yıllık birikimde hiçbir Kürt'ü hiçbir Türk'e karşı, hiçbir Türk'ün hiçbir Kürt'e karşı yan gözle baktığı olmamıştır. Bu halklar arasında bir savaş değil, terör örgütünün devlete karşı bir ayaklanmasıydı. Şimdi terör örgütü diyor ki; silahlarımızı bırakıyoruz. Biz artık Türkiye'yle gelinen bu noktada savaşla, silahla değil tam tersi artık burada birlik içerisinde hareket etmemiz lazım. Artık ret, inkar ve asimilasyon dönemi geride kalmıştır. Türkiye'de önemli bir toplumsal kesimi oluşturan Kürt kardeşlerimizin kimlikleri üzerindeki baskılar artık asla mevzu bahis olamaz. Herkes kendi kültürünü geliştirmek, kendi kimliğini olduğu gibi kabul etmek durumundadır. Bizler de farklı kimlikler kabul etmek durumundayız. Ama farklı kimlikleri kabul etmek, farklı kimlikler üzerinden toplumu ayrıştırmak, bölüştürmek, ötekileştirmek değildir. Geçen hafta Diyarbakır Üniversitesi'ndeki konuşmamı bitirirken Kürtçe bir sözle beyitle bitirdim. Bir olalım, beraber olalım, el ele, gönül gönüle, barış, kardeşlik olsun manasına gelen sözler. Bunu meclis başkanı olarak söylemenin önemli bir kapıyı açtığını düşünüyorum. Ama hiç kimsenin ana dilini bahane ederek siyasal bir ayrışma içerisinde olması asla kabul edilemez. Herkesin ana dili ana sütü kadar helaldir" diye konuştu.
'KOMİSYON ANAYASA DEĞİŞTİRME, YASA YAPMA KOMİSYONU DEĞİL'
Kurtulmuş, "Ana dilleri kendi aramızda bir ayrışma, kültürel farklılık ortaya koyma, ötekileştirme için değil ilahi rahmetin bir görüntüsü olarak kabul ederiz. Kimsenin de bunun üzerinden bir ayrıştırma yapmasına müsaade etmeyiz. Türkiye artık bunları geride bırakıyor. Hep beraber milli iradenin merkezi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu komisyonun kurulmuş olması fevkalade önemli. Komisyonun ilk toplantısından itibaren bir meseleyi çok açık ortaya koydum. Bu komisyon anayasa değiştirme, yasa yapma komisyonu da değil. Bu süreçte, 'Anayasanın şu maddesi değişsin' diye bir talep olmadığı gibi böyle bir tartışmanın zemini de olmamıştır. Komisyon oluşacak siyasi fikirleri rapor haline getirecek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Genel Kurulu'na sunacaktır. Böylece 29 Ekim'e girdiğimiz bir dönemde yepyeni bir dönemin de kapılarını sonuna kadar açacağız. Türkiye'de birlik olacak, beraberlik olacak, kardeşlik olacak. Kültürümüzde, mayamızda, kitabımızda ırkçılık, kendimizi, ailemizi, ırkımızı doğuştan üstün görmek yazmaz. Bizim kitabımızda insanlar arasında yaradılışta eşitlik vardır" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE DÜNYANIN BÜTÜN MAZLUMLARININ DA BEKLENTİSİ VE YEGANE ÇARESİ'
Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok kısa bir süre içerisinde yeniden bu coğrafyanın halklarını bir araya getireceğiz ve daha güçlü bir Türkiye'nin önderliğinde ileriye doğru yürüyeceğiz. Bölge halkının tamamı, yeryüzünün en uzak noktalarındaki mazlum ve mağdur milletlerin tamamı Türkiye'nin gözünün içine bakmaktadır. Türkiye'nin güçlü olması, sağlam yere basması ve birlik beraberlik merkezi olarak ileriye doğru aydınlık bir hukukla yürümesi sadece 86 milyon olarak bizim değil dünyanın bütün mazlumlarının da beklentisi ve yegane çaresi. Bunun için bu süreci hep beraber birlikte sahipleneceğiz. Bu sürecin sonunda bir daha bu topraklarda kimse terör eylemi için eline silah almayacak. Terörsüz Türkiye süreci aynı zamanda terörsüz bir bölge süreci olacak. Türkiye'de terörün bitmesi, Irak'ta, Suriye'de, İran'da da terörün bitmesinin yolunu açacak. Bunun için hep beraber kendi imkanlarımızı bir araya getirerek güçlü bir bölge ve Türkiye olarak yolumuza devam edeceğiz."
'TÜRKİYE'NİN TERÖRLE BAŞA ÇIKMA SÜRECİ DERS OLARAK OKUTULACAK'
Bütün dünyanın üniversitelerinde 'Türkiye modeli' diye Türkiye'nin terörle başa çıkma sürecinin ders olarak okutulacağını ifade eden Kurtulmuş, "Bu sefer mutlaka kazanacağız, bu sefer mutlaka başaracağız. Çünkü iş öyle bir noktaya gelmiştir ki ya milletimiz kazanacak ya milletimiz kazanacak. Bu örgütlere yıllardır kimlerin silah verdiğini, beslediğini, lojistik destekler verdiğini bilmiyor muyuz? DEAŞ denilen terör örgütü dünyanın dört bir tarafından toplanan insanlar nasıl oldu da Suriye'ye, Irak'ta bu bölgeye getirildiler. Burada ellerine verilen en iyi silahlarla bölge halklarının başına bela edildiler. DEAŞ'ın bu bölgede yaptığı işlerden birisi şehirlerin demografik yapısını değiştirmek oldu. Onların boşaldığı yerlere PYD geldi. Oyun, aynı oyun. Bunlar bölük pörçük, silahı emperyalistlere değil birbirlerine doğrultsunlar. Bizim kimseye silah doğrultma derdimiz yok, emperyalistlere 'Pılınızı pırtınızı toplayın, bu coğrafyadan gidin ve bu coğrafyayı bölgenin halklarına bırakın, bu halklar en güzel şekilde kardeşliği tesis ederler' diyoruz. Onun örneğini Türkiye olarak vereceğiz, veriyoruz. Bu süreç tamamlandığında bütün dünyanın üniversitelerinde 'Türkiye modeli' diye Türkiye'nin terörle başa çıkma süreci ders olarak okutulacaktır. Türkiye siyasi iradesiyle, güvenlik kuvvetleriyle, Türk Silahlı Kuvvetlerimizle, Milli İstihbarat Teşkilatı'yla Türkiye Büyük Millet Meclisi'yle hep beraber bunu bitirecek. Türkiye huzur ortamını tesis edecek, kalıcı barışımızı yeniden inşa edeceğiz. Çatışma çözümlerinde negatif barış, pozitif barış diye tabirler kullanılıyor. Negatif barış silahların teslim edilmesi, terörün, terör örgütlerinin faaliyetleri durdurmasıdır. Bundan sonra da bir toplumsal bütünleşme süreci yani kalıcı olarak bir daha hiç kimsenin aklından dahi silahı eline almayı geçirmeyeceği bir demokrasi, hukuk ve özgürlükler sistemin oluşturulmasıdır. Bunun için de görev yine Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndedir, inşallah bunu hep beraber yapacağız. Hep beraber başaracağız. Bu sefer süreci zehirlemek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Bu sefer başaracağız. Bu sefer kazanacağız."
'HER BİR FERDE HİZMET, ESER ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Programda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur, “AK Parti olarak 24 yıllık siyaset yolculuğumuzda Cumhurbaşkanımız önderliğinde milletimizi merkeze alan, milletimizden gelen talepler doğrultusunda eserlerini, hizmetlerini, vizyonunu oluşturan bir istikamette ilerledik. Bundan sonra da şehrimizin, ülkemizin bütün dinamikleriyle diyalog kanallarımızı bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da her bir ferde hizmet, eser üretmeye, vizyonumuzu ve politikalarımızı bu doğrultuda oluşturmaya devam edeceğiz" dedi.
'GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE'Yİ HEP BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ'
Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu da "Bu şehirde huzurun güvenin ve refahın daim olması ve kamu düzeni için tüm ekiplerimizle gece gündüz mücadele veriyoruz ancak biliyoruz ki huzur ve güven ortamı sadece güvenlik güçleriyle değil toplumumuzun tüm kesimlerinin ortak gayretiyle mümkün olmaktadır. Bu nedenle Balıkesir'in huzuru ve refahı kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların omuz omuza yürüttüğü bir birlik mücadelesidir. Devletimiz toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve terörsüz Türkiye hedefiyle milletimizin huzurunu teminat almak için büyük bir gayret içindedir. İnanıyoruz ki kardeşliğin adaletin ve refahın hakim olduğu güçlü bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz" diye konuştu.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın da tüm sivil toplum kuruluşları, dernek, vakıfların ve odaların hep beraber çalıştığını belirtip, "Şehrin gerçek gücü tabelalar değil milletin birliğinde saklı olduğuna inanıyoruz. Balıkesir'in geleceğini birlikte kuracak projeleri birlikte olgunlaştıracak ve sorunları birlikte çözecek bu başarıyı sağlayacağımıza inanıyoruz" dedi.
Seza Nur ALPDÜNDAR/ BALIKESİR, (DHA)-




